• Nombre de visites :
  • 4650
  • 21/4/2008
  • Date :

Salavatın Sevabı

Salavatın Sevabı

   Şeyh Ebu’l-Futuh-i Razî, Resulullah’tan (ona ve Ehlibeyti’ne Allah’ın rahmeti olsun) şöyle nakleder:

“Mirac gecesi göğe ulaşınca, bin eli ve her elinde bin parmak bulunan bir melek gördüm; parmaklarıyla bir şeyler hesaplıyordu, Cebrail’e onun kim olduğunu ve neyi hesapladığını sordum. Cebrail şöyle dedi: ‘Bu melek yağmur tanelerine müvekkel kılınmış bir melektir, gökten yere inen yağmur tanelerini saymaktadır.’ dedi.”

“O meleğe; ‘Allah’ın dünyayı yarattığı günden bugüne kadar gökten yere kaç damla yağmurun yağdığını biliyor musun?’ diye sordum, şöyle dedi:

   “Seni hak üzere kullarına gönderen Allah’a andolsun ki, gökten yere kaç damla yağmur yağdığını bildiğim gibi, bundan kaç damlanın denize, kaç damlanın çöllere, kaç damlanın şehirlere, kaç damlanın bağlara, kaç damlanın tuzlak beldelere, kaç damlanın ise mezarlığa indiğini de biliyorum.”

   “Böylece bu meleğin hesabındaki inceliğe şaşırıp kaldım. Daha sonra o melek; ‘Ya Resulallah (s.a.a) bu hafıza, ilim, el ve parmaklara rağmen bir şeyi hiç sayamıyorum.’ dedi. Kendisine; ‘Sayamadığın şey nedir?’ diye sorunca, ‘Senin ümmetin bir yerde toplanıp adın anıldığında sana salâvat getirince ben onların sevaplarını sayamıyorum.’ dedi.” Tefsir-i Ebu’l-Futuh-i Razî, c.4, s.443

 

Salâvat Ayeti

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)