• Nombre de visites :
  • 3108
  • 28/4/2008
  • Date :

İsrail"i eleştirmek antisemitizm sayılıyor

israil

   Bush yönetimi, dünyada Yahudi karşıtı tavır ve olayların arttığı konusunda uyarıda bulunurken çığır açan bir adım atarak bazı kışkırtıcı İsrail karşıtı eleştirileri anti-semitizm olarak tanımladı.

   ABD Dışişleri Bakanlığı yaptığı yeni bir çalışmada, fiziksel saldırıları ve vandalizmi kapsayan ciddi anti-Semitik olayların 2005"te 406"dan 2006"da 593"e kadar çıktığını gösteren Tel Aviv Üniversitesi Stephen Roth Enstitüsü"nden alıntılar yaptı.

   "Çağdaş Küresel Anti-Semitizm" adlı yeni çalışma aynı zamanda, İngiltere"de 2005"ten 2006"ya olayların %31"lik ve aynı dönem içinde Arjantin"de %35"lik bir artışın olduğunu kapsayan bir şekilde Latin Amerika, Avustralya ve Avrupa"da keskin anti-Semitik tavır artışını göstermek için bir dizi sivil toplum örgütlerinden de alıntılar yaptı.

   Rapor, hükümetler ve uluslar arası elitler arasında anti-Semitik retoriğin yoğunlaşması konusunda uyarırken fazla ileri gidiyor ve raporun politik tavsiyeleri; genelde kesin bir dilden kaçınan Dışişleri Bakanlığı raporları için çok güçlüler.

   Raporun en çarpıcı girişimi, İsrail"e yönelik bazı saldırıları anti-Semitizm olarak adlandırmasıdır. Dahası bu rapor, ABD hükümetinin ilk kez bazı İsrail eleştirilerini anti-Semitizm olarak damgalamayı, uygulayacağı bir politika haline getirdiğine işaret ediyor.

   Rapor, "anti-Semitizm, bir adaptasyon fenomeni olarak kendini ispatladı" dedi.

"Yeni anti-Semitizm şekilleri gelişti. Bu yeni şekiller genelde geleneksel anti-Semitizmin unsurlarını barındırıyorlar. Fakat yeni anti-Semitizmin ayırt edici özelliği; Siyonizmi veya ister ulusal isterse de uluslararası düzeyde olsun İsrail ile İsraillileri kötüleştirerek veya İsrail"in hatalarını onun Yahudi tabiatıyla ilişkilendirerek bütün Yahudilere karşı önyargıyı teşvik eden İsrail politikasını eleştirmesidir."

   Bir hükümetin önceliklerini değerlendirmede tonun genellikle içerikten daha fazla sorun teşkil ettiği bir alanda anti-Semitizm meselesine açık bir şekilde yoğunlaşma; özellikle de Dışişleri Bakanlığı"nın dünyadaki insan hakları ile ilgili kendine has, görece sessiz raporlarıyla kıyaslandığında göze çarpmaktadır.

  ABD diplomatlarının ve diğer yetkililerin, denizaşırı politik gruplar ve bireylerle nasıl ilişki kuracakları konusunda bu güçlü dilden işaret almaları beklenecektir.

  Rapor, girişteki gözden geçirmesinde—bir mesele ile ilgili rehber arayan ABD yetkilileri tarafından genelde çok dikkatlice okunan herhangi bir raporun ilk bölümü; giriş bölümüdür—özellikle İran, Suriye ve Venezüella"nın da aralarında bulunduğu Bush yönetimiyle kötü ilişkileri olan hükümetleri seçiyor.

israil

   Bununla birlikte raporun bütünü, ABD"nin müttefikler olarak gördüğü Rusya, Ukrayna ve Irak gibi devletlerin elitleri arasında vuku bulan açık anti—Semitizm örneklerini içermektedir.

  Diğer örnekler arasında rapor; İsraillileri, Naziler gibi resmeden Yunan ve Arap basınındaki karikatürlere dikkat çekmesinin yanı sıra Yunan ve İngiliz politikacılar tarafından yapılan ve benzeri bir etkiye sahip olan açıklamalara dikkat çekiyor. Bazı örneklerin tarihi 1991 gibi uzak bir geçmişe kadar gidiyor ve rapor aynı zamanda sorumlu otoriteler tarafından cezalandırıldıklarından veya hoş görüldüklerinden bahsetmeksizin duvar yazıları örneklerinden bahsediyor.

   Nefret suçlarıyla uğraşan tek önemli insan hakları kuruluşu Human Rights First"te (Önce İnsan Hakları) ayrımcılık ve nefret suçlarına karşı mücadele eden üst düzey üye Paul LeGendre, farklı devletlerin anti—Semitimzle nasıl uğraştıklarını değerlendirmek için çok daha fazla şey yapılabilirdi, dedi.

   LeGendre, örnek olarak "Ukrayna, şu an en çok kaygı duyduğumuz bir ülkedir" dedi.

LeGendre, Ukrayna hükümetinin anti—Semitizm patlamalarını lanetlediğini fakat "bu tavırın suçların holiganizm olarak değil nefret suçları olarak cezalandırılmayı gerektirdiği, yerel polis düzeyinde harekete geçirilmediğini" söyledi.

  LeGendre, yine de raporu farkındalık artırımına önemli bir katkı olarak olumlu karşılıyor.

  LeGendre, "bunun farkındalığı gündemde tutmaya devam edeceğini ve diğer hükümetlerin ABD"nin bu sorunu ciddi bir şekilde ele alınması gereken önemli bir sorun olarak gördüğünü bilmelerini sağlayacağını umuyorum" dedi.

   Geçen ay kongreye gönderilen rapor; ABD kanun yapıcıları böylesi bir raporun hazırlanması ile ilgili bir kanunu onayladıktan sonra 2004"te başlatıldığından 4 yılını dolduruyor. Hazırlama süreci; 2006"da başkan Bush, Gregg Rickman"i anti—Semitizm özel elçisi olarak atadığında hızlandırıldı.

   Aralarında Anti-Hakaret Birliği ve Amerikan Yahudi Komitesi"nin de bulunduğu Yahudi grupları, bazı Kongre üyelerinin yaptığı gibi raporu memnuniyetle karşıladılar.

   Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi"nin başkanı olan ABD Temsilciler Meclisi üyesi Howard Berman (Demokrat, Kaliforniya) yaptığı bir açıklamada "bazen meşru İsrail devleti eleştirisi, çirkin bir nefret konuşmasıyla karakterize edilen açık bir anti-Semitizme dönüşebilir" dedi. "Nefret konuşmaları arttığında biz bu durumun ne olduğunu adlandırmalıyız—ve bunu durdurmak için yapabileceğimiz şeyi yapmalıyız."

   94 sayfalık rapor özellikle İran hükümetinin Soykırım inkarının yayılmasında oynadığı role odaklanarak, bir anti-Semitizm aracı olarak Soykırım inkarını uzun uzadıya inceliyor. Rapor aynı zamanda, onun bazı birimlerinin İsrail"e yönelik uyguladıkları çifte standardın Yahudiler için düşman bir ortamı teşvik ettiğinden bahsederek Birleşmiş Milletler sistemini de hedef alıyor.

   Rapor, "niyetin ne olduğu önemli olmaksızın, İsrail"in kaba ve ilkesiz olarak orantısız eleştirilmesi ve BM"de mütekabil ayrımcı yöntemlerin kabul edilmesi, dinleyicilerin genelde Yahudilere olumsuz özellikler atfetmelerine ve böylece anti—Semitizmi ateşlemelerine neden olan bir etkiye sahiptir" diyor.

   Rapor, BM Genel Kurulu ve özelliklede BM İnsan Hakları Konseyi tarafından İsrail"in kınama için seçilmesinin yanı sıra onun meşruiyeti arttırmaya yönelik çabalarını engelleyerek İsrail"i bölgesel düzenlemelerin dışında tutma eğilimine dikkat çekti. Rapor aynı zamanda, Genel Kurul"da son dönemde artan anti—Semitizm kınamalarını övdü.

Anti-Semitizm raporunun yazarlarının yüksek sesle konuşma istekleri, Dışişleri Bakanlığı"nın insan hakları değerlendirmelerindeki görece sessiz tonuyla zıtlık arz etmektedir. Geçen yılın insan hakları raporu yabancı hükümetlere uygulanan; "fakir", "çok fakir" "gelişmiş" veya "gelişmemiş" derecelendirmelerinin tasfiyesine şahitlik etti. Bu yılın raporu, hak ihlalleri ile ilgili raporları sadece "güvenilir" veya "muteber" ve verilere dayanan şeklinde tanımlayarak daha da az cüretkar bir görüntü çizdi.

   Human Rights First"e (Önce İnsan Hakları) göre bu durum; ABD hükümetinin kendisinin insan haklarını ihlal ettiğiyle ilgili giderek artan suçlamaların bir fonksiyonu olabilir.

   Human Rights First, yaptığı bir açıklamada "sorun; raporların neyin ne olduğunu gösterme konusunda başarısız olmaları değildir daha çok Birleşik Devletlerin kendisinin işkence, yargılama ve alıkoyma ile ilgili uyguladığı politikadır. Bush yönetimi, dışarıda gerçekleşen insan hakları ihlalleriyle mücadele etmeye ehil değildir" dedi.


İsrail Yıkılmalıdır

Siyonistlerin Kur'an-ı Kerim oyunu!

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)