• Nombre de visites :
  • 1927
  • 3/9/2012
  • Date :

Peygamberlerin gönderilmesindeki asıl hedef

peygamberlerin gönderilmesindeki asıl hedef

peygamberler insanlığı doğru yola iletmek ve onları ebedi saadete ulaştırmak için gelmişlerdir.

Burada bir soruyla karşılaşıyoruz. Şöyle ki peygamberler insanını saadetini neye bağlıyorlar?

a) Acaba onlar sadece insanların ahiretini mi düşünüyor ve dünyaya hiçbir şekilde teveccüh etmiyorlar mıydı?

b) Acaba toplumda adaletin icrasını temin ederek, sadece dünyaya yönelik çalışma yapmışlar, ahiret konuları ise, onlara göre basit ve ikinci plânda mıydı?

c) Yoksa her iki konu onlar için asıl hedef olup; her ikisi üzerinde çalışmışlar mıydı?

-Bu soruların cevabı aşağıda ki esaslarla bilinebilir.-

1- İnsanın dünya yaşantısı ahiret hayatının yanında çok az ve önemsiz urumdadır. Bin rakamının bir milyon rakamı yanında az ve önemsiz olması gibi. Halbuki, dünyada insanın ömrü bin yıldan çok-çok az olmasına rağmen ahiret hayatı rakamlarla ifade edilemez. 

2- Yukarda ki konuyu dikkate alarak, insanın dünyadaki saadeti ahiretteki saadetiyle ölçülmeyecek kadar değersizdir. Bu ikisini yan-yana getirip aynı ölçüde tutmak mantıksızlık olmaktan öteye, dünya saadetini uhrevi saadetten öne geçirmekse imkân dışıdır.

3- Bu yüzden peygamberlerin görevi, insanların uhrevi saadetiyle sonuçlanacağı yolları ona göstermektir.

4- Kuran ayetlerine dikkatice baktığımızda insanı saadete ulaştıracak ve tekâmüle eriştirecek, yegane şey Allah’a yaklaşmak onun istekleri karşısında tam bir teslimiyetle eğilmek ve ona doğru hareket etmektir.

5- Ama dikkat edilmesi gererken şu ki; insanın bu nihai tekâmülü ve uhrevi saadeti, onun dünya saadetine engel olmadığı gibi aksine dünya saadetinin teminatıdır. Yani insan Allah’a yakınlaşmak için adım atarsa, onun dünyası cennet misali olacak zulüm, adaletsizlik vs bütün kesafet ve rezilliklerin kökü kazınacaktır.

6- Eğer Kuran ayetlerine biraz daha dikkat edecek olursak, göreceğiz ki, İlahi peygamberler insanlığı tekâmüle ulaştırabilmek için, zalimlerle mücadele etmişler ve sosyal adaleti sağlamayı hedeflerinin, en önemlisi olarak görmüşlerdir. Çünkü eğer topluma adil bir otorite hâkim olmayacak olursa insanların Allah ve inanç anlayışları, ona yaklaşma hareketleri engellerle karş- karşıya kalacaktır. Hadid süresi 25. Ayetteki mana burada daha güzel bir şekilde anlaşılmaktadır. Sonuç olarak peygamberlerin asıl hedefi, insanları bütün eksikliklerden münezzeh olan Allah’a ibadet ederek yakınlaşmaya, istekleri karşısında, ona teslim olmaya davet etmektir. Bu hedef bütün semâvi ve İlahi dinlerin ortak yönü ve aslıdır.

“Allah nezdinde hak din İslâm’dır.”‌[1]

Ama şunu bilmeliyiz ki; bu konu sosyal adaletin sağlanması, ahlâkî ve insanı değerlerin korunmasıyla, mümkün olacaktır. Bunun sağlanmasıyla da, insan değil ahirette dünyada da, saadete ulaşacaktır.


[1] -Al’i İmran/19. Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle yazıyor: “

Peygamber'in Çağrısı Evrenseldir

Nübüvvet ve Risalet Makamı

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)