• Nombre de visites :
  • 1473
  • 24/10/2007
  • Date :

Ramazan Özel

ramazan

Allah’ım ihtiyaç anlarında senin ile halvete çekiliriz. Senin sözümüzü dinlediğimizden eminiz. Hayatın zorlukları bizi kıskaca aldığında ve kapılar yüzümüze kapandığında, sen bizim acizlik sesimizi duyuyorsun ve ümit nurunu bizim kalbimize indiriyorsun. Hastalık ve güçsüzlük bizi yakaladığında, sana sığınırız. Günah bataklığına saplandığımızda, bizim af dilediğimizi duyup  bizi affedip esirgiyorsun. Şimdi ramazan ayının bereketli ve izzetli anlarında, duamızı icabet edeceğin anlarda, sana sığınırız ve günahlarımızı affetmeni diliyoruz.

 Şimdi Kuran’ı kerimin Ali İmrân suresinin 147. ayetinin nurlu duasını birlikte okuyalım:“Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla.ayaklarımız sağlamlaştır vecize kafirler topluluğuna karşı yardım et.” 

Bir gün Peygamber efendimiz minbere çıkarken ilk basamağa bastığı vakit, amin dedi. İkinci ve üçüncü basamakta da yine amin dedi. Sahabelerden biri sordu: Ya Resullullah kimin duasına amin dediniz?

Hz. Muhammed buyurdu:Cebrail emin bana gelip üç kez dua ettiğinde bende üç kez "amin" dedim.

Birinci duasında, "Kim ki senin adını duyar ve selam ve salavat getirmeze, Allah’ın rahmeti ondan uzak olsun" diye dua ettiğinde ben "amin" dedim.

İkinci duasında, "Ebeveynlerini öfkelendirenler, anne ve babasının yardım dileklerine önem vermeyenler ve de onların rızasını elde etmeyenler de Allah’ın rahmetinden uzak olsun" diye dua etti. Ben de "amin" dedim.

Üçüncü duasında, "Ramazan ayını idrak eden ve hak Teala’nın rızası ve hoşnutluğu için bir iş yapmayanlar  ve günahlarından dolayı affedilemeyenler de Allah’ın rahmetinden uzak olsun" diye dua ettiğinde ben yine "amin" dedim.

Ramazan ayında sağlıkla ilgili bir tavsiyede bulunmakta fayda var. Ramazan ayı diyet yapma ve beslenme rejimini düzene sokmanın tam zamanıdır. Çünkü Müslüman bir insan bu ay boyunca aşırı beslenme ve oburluktan sakınır. Miğde ve bağırsaklarını dinlendirir. Aşırı beslenme ve oburluk insan sağlığını tehdit ettiği gibi her türlü hastalık ve kötülüklerinde kaynağı sayılır. Oruç tutmak, sindirim sisteminin yükünü hafifletir ve vücudun dengeli bir hal almasını sağlar. Nitekim Dr.  Azat Nobakht diyor ki:""Oruç tutmak. Miğde. Bağırsak ve genel olarak sindirim sistemini dinlendirir. Az miktar bir yemek ile iftar yapmak sindirim sistemi hastalıklarını önler. İftar zamanında, hacmi düşük ve yüksek kalori ve enerjili besin maddeleri alma tavsiye ediliyor. Çünkü hacmi fazla besin maddeleriyle beslenip miğdeyi doldurmak sağlığa zarar verir. İftar zamanında ayrıca bedenenin ısına uygun meşrubat kullanmak tavsiye edilir. Sahur vakti, hacimli yemek yeme, sindirim sistemini zor durumda bırakır.""

Beslenme ve diyet uzmanı Dr. Seyid Ali Keşaverz ise şunları belirtiyor:""Oruçlu insan gün boyunca bazı beslenme noksanlıkları yaşar. Bu yüzden iftar vakti, bedenin kaybettiği su miktarını, mineralleri ve tuzlarını temin etmelidir. İftarın en iyi besin maddeleri, çay, hurma, süt ve diğer süt ürünleridir. İftarda aşırı tuz kullanmamalıdır. Çünkü bedenin sıvı maddelerini defedip  insanın gündüz susamasına sebep olur. Herkes özellikle gençler mutlaka sahura kalkıp, besin maddelerini almalıdırlar. Çünkü sahur yemeği sağlığa büyük katkı sağlar.""

 Allah ramazan ayında su içmek ve yemek yeme programını belli bir süreyle sınırlandırmıştır. Fakat ramazan ayının en iyi özelliği ve ameli nedir?

İşte bu soruyu İmam Ali (as) Peygamber Efendimiz (saa)"den sorduğunda Hz. Muhammed şöyle buyurdu:

""Bu şerefli ayda en iyi amel ve ibadet, Allah’ın haram kıldıklarından sakınıp uzak durmaktır.""

Ramazan ayında insan açlık ve susuzluğa gönüllü olarak katlanarak, kendi iradesini ve hürriyet duygusunu takviye eder ve de nefsani istekleri karşısında direnerek, bağımsızlaşma sakini zirveye ulaştırıp kemale doğru yol bulur.Takva ve kemale ulaşmanın büyük bir önemi vardır. Nitekim Emir-ul Müminin Hz. Ali (as) "Takva’nın, Ahlak’ın öncüsü ve başkanı" olduğunu vurguluyor. Yani en güzel ahlakî sıfat ve değerlerin anlam kazanabilmesi için, O değerlerin özü ve batını Takva’dan kaynaklanmış olmalıdır.

İmam Cafer-us-Sadık (as) Takva’nın tanımı hakkında şöyle buyuruyor:

""Takva ile bütünleşmemiş olan her türlü ibadet, susuz kalan ve yeşillikle sefasını kaybeden bir ağaç gibidir. Takvasız bir ibadet, dağılan toz gibidir.""

 İmam Sadık (as)"ın tabiriyle "takva tıpkı su gibi hayatın kaynağı"dır. Su bütün bitki ve canlılara hayat verdiği gibi; Günahları terk etmek ve Allah’ın kötü ve haram saydıklarından sakınmak da insan hayatı ve ibadetlerine canlılık ve aydınlık bağışlar. Başka bir değişle Takva tıpkı sağlam bir baraj gibi insanın nefsine düşkünlüklerini engelleyip denetim altına alır. Bir çok bilgine göre, içgüdü ve saiklar, coşan ırmaklar gibi hem büyük faydalar sağlar hem de büyük yıkımlara yol açar. Bu yüzden Takva bir set misali, bu saiklar ırmağını denetim altına alıp yönlendirir ve yıkımlara yol açmasını engeller. Denetim altına alınan içgüdü ve saiklar ise doğru ve yapıcı bir yolda kullanılıp insanı yükselişe geçirir. Kuran’ı kerim açısından Takva, insan’ın izzet ve kerametinin kıstasıdır. Takva derecesi en yüksek olan kime, en üstün olan kimsedir. İşte bu ilahi kıstas ile soy-sop, ırk ve kan bağı gibi etkenlere bağlı sahte üstünlükler bertaraf edilip, insanlar arası ve kavimler arası,  ırklar arası eşitlik ve kardeşlikler sağlanıp garanti edilmiş olur.

 Eğer oruç tutmakla bu özelliklerle bütünleşir ve onları koruyup kollarsak, İnsani değer, şeref ve kerametimiz artar. Kerim olan bir insan ise asla günahın çirkinliklerini kabul etmez. Çünkü günah işlemek insanın izzet ve kerametiyle bağdaşmaz.       


Oruç ve Nefsi tezkiye

Orucun Fazileti

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)