Ali (as) ın İmtiyazı-2
O, sadece bahsedilen mübahele ayetinin Ali’nin (a.s) geçmiş peygamberlerden üstün olduğuna da delalet ettiğine inanan mahmud b. El-Hasan’ın sözüne itiraz etmektedir. Fahr-i razi, Mahmud b. El Hasan’ın bu görüşüün reddederken bu ayetten Ali’nin (a.s) İslam ümmetinin en faziletli bir ferdi olduğunun anlaşıldığını da kabul etmektedir.
Şimdi de Fahri Razi’nin Mahmud b. El Hasan’a yaptığı itirazı aynen naklediyoruz:[1] “Rey şehrinde Mahmud b. El Hasan adında birisi vardı. bu şahıs Şiilerin öğretmeniydi. Mahmud, Hz. Ali’nin (r.a.) İslam peygamberi (s.a.v.) dışında diğer tüm peygamberlerden üstün olduğuna inanıyordu. Bu iddiasını ispat etmek için de mübahele ayetini delil olarak gösteriyordu. Bu ayette Ali’ye “peygamber’in nefsi” olarak hitab edilmiştir. Zira “nefislerimizden maksad bizzatpeygamber’in kendisi değildir. Çünkü hiç kimse kendini bir şeye davet etmez. Belki maksad başlarıdır. Aynı zamanda bu başkasının da “Ali” (r.a) olduğu hususunda tüm alimler ittifak etmiştir.
Binaenaleyh ayet, Ali’nin (a.s) nefsinin peygamber’in nefsi olduğuna açıkça delalet etmektedir.[2] Diğer taraftan şu da malumdur ki, iki nefis ve can birbirinin aynısı olamazlar. Belki maksad bu ikisinin birbirinin eşi ve benzeri olmasıdır.
Ali’nin peygamber’in bir benzeri olmasının gereği de Ali’nin tüm işlerde peygamber ile eşit ve musavi olmasını gerektirmektedir. Ancak bu umumi eşitlik, peygamberlik ve üstünlük konusunda söyhenemez. Çünkü deliller gereğince Ali’nin nübüvvet sahibi biri olmadığını herkes biliyor. Ve yine peygamber’in Ali’den daha üstün ve faziletli olduğu hususunda ittifak edilmiştir. Bu iki husus dışında genel eşitlik geçerlidir.
Bu yüzden Peygamber’i Hatem’in ittifakla önc eki nebilerden üstün olması, Ali’nin de diğer nebi ve peygamberlerden üstün olmasını gerektiriyor.
Fahr-i Razi, Mahmud. b. El Hasan’ın istidallerini işte böyle nakletmektedir. Eğer okuyucular dikkat edecek olursa görecektir ki Fahr-i razi de Hayye alel felah nidasını yükselterek bu ayetin Ali için büyük bir fazilet sebebi olduğunu güzel bir şekilde açıklamıştır.
Dolayısıyla da şianını görüşünü tasdik etmektedir. O, şianını geçmiş ve şimdiki alimlerinden naklettiği bu sözü tartışmamaktadır. O, sadece icmayı söz nokusu ederek mahmud b. el Hasan’ın görüşüne karşıdır. Halbuki mahmud ve taraftarları da razi’nin görüşüne karşıdırlar.
[1]- Mefatih-ül Gayb, s. 488, 2. (Mübahele ayetinin tefsiri) Bu şahıs, Fahruddin Razi diye maruf olan hatib Muhammed b. Ömer’dir.
[2]- Arap şairlerinden birisi Ali’nin (a.s) methinde şöyle demiştir. Mübahele ayetinde; Müstafa’ının nefsi “odur, başkası değil” Mübahele ayetini, “Medine Halkına ve çevresindeki bedevilere peygamber’den geri kalmaları ve kendi nefislerini O’nun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. (Tevbe, 120)” ayeti ile birlikte ele alacak ve dikkatli bir şekilde inceleyecek olursak birçok hakikat ve sırlar, kendiliğinden ortaya çıkar. (Bu iki ayet esasınca peygamberin nefsi mesabesinde olan Ali’nin (a.s) söz ve emirlerinden dışarı çıkmamak, O’ndan uzaklaşmammak ve O’ndan yüz çevirmemek gerekiyor).
Ali (as) ın İmtiyazı-1
Kur'an Ve Sünnette Ali Sevgisi
HZ. ALİ'NİN (A.S) MERTLİĞİ VE MÜRÜVVETİ
Hz ALİ (s.a)IN KISACA HAYATI
Hz. Ali’nin Mazlumiyeti