Satıcı ile alıcıda şu altı şartın bulunması gerekir: 1) Bulûğ çağına ermiş olmalıdırlar. 2) Akıllı olmalıdırlar. 3) Şer'î hâkim tarafından kendi mallarında tasarruf etme hakkını kullanmaları yasaklanmış kimselerden olmamalıdırlar. 4) Alış verişi, niyet üzere yapmalıdırlar. Dolayısıyla şaka olarak; "Bu malımı sattım." demekle, muamele geçerli olmaz. 5) Birileri tarafından ikrah (=zorlama) altında bulunmayıp, alış verişi kendi istekleri üzerine yapmalıdırlar. 6) Her ikisi de verdiklerinin maliki veya [muamele küçük çocuğun adına yapılacak olursa] dedesi veya babası gibi malın tasarruf yetkisi elinde bulunan kimselerden olmalıdırlar. Bunlarla ilgili konular, sonraki hükümlerde geniş bir şekilde açıklanacaktır. |
Alış veriş yapması için babası veya dedesi izin verse bile, bulûğa ermemiş bir çocukla yapılan muamele batıldır. Fakat çocuk mümeyyiz olur ve değeri az olduğundan dolayı genelde çocukların yaptığı alış veriş türlerinden olursa, sakıncası olmaz. Bunun gibi, bir çocuk, parayı satıcıya verip, malı alıcıya teslim etmek ya da malı alıcıya verip, parasını satıcıya ulaştırmak üzere vasıta olursa, bu alış veriş sahihtir. Çünkü bu alış veriş, gerçekte baliğ olan alıcıyla satıcının arasında gerçekleşmiştir. Ne var ki satanla satın alanın, çocuğun parayı ve malı sahiplerine ulaştıracağını kesin olarak bilmeleri gerekir. |
Baliğ olmayan çocuğa bir şey satan yahut ondan bir şey satın alan kimsenin aldığı parayı veya malı, onun asıl sahibine geri vermesi ya da alış verişi geçerli kılması için sahibinden icazet alması gerekir. Eğer sahibini tanımaz ve tanıma imkânı da olmazsa, sahibi bilinmeyen malın hükmünü uygulayarak aldığı o şeyi sahibi adına sadaka niyetiyle fakire vermelidir. Fakat aldığı şey, çocuğun kendi malı olursa, çocuğun velisine, onu da bulamazsa, şer'î hâkime vermelidir. |
Henüz bulûğa ermemiş bir çocukla alış veriş yapan kimsenin verdiği para veya mal, çocuğun yanında telef olursa, çocuktan veya velisinden tazminat ödeme talebinde bulunamaz. |
Alış verişe mecbur edilen alıcı veya satıcı, ikrah altındaki pazarlaşmadan sonra yapılan bu alış verişi geçerli kılarak onaylar ve razı olduğunu söylerse, alım satım akdi sahih olur. Fakat, müstehap ihtiyat gereği alış veriş akdini tekrar okumalıdır. |
Başka birinin malını izni olmaksızın satan kimsenin satışına, mal sahibi razı olmaz ve de onaylamazsa, alım satım akdi geçersiz olur. |
Küçük çocuğun velisi olan baba ile babanın babası, çocuğun malını ancak onun için zararlı olmadığı takdirde satabilirler. Hatta herhangi bir maslahat söz konusu olmadığı sürece, satmamaları daha iyidir. Fakat ölen baba ile büyük babanın vasîsi ve şer'î hâkim, çocuğun malını, ancak maslahatı malı satmakta olduğu takdirde satabilirler. |
Haksız ve zorla birinden aldığı (=gasp ettiği) bir malı satan kimsenin satışını mal sahibi sonradan onaylarsa, muamele sahih olur. Ancak, farz ihtiyat gereği alıcı ile satıcı, mal ve karşılığı için olan menfaat üzere sulh yapmalıdırlar (=anlaşmalıdırlar). |
Parası kendisinin olsun diye başkasından gasp ettiği malı satan kimsenin satışını mal sahibi onaylamazsa, muamele batıl olur. Hatta malı gasp eden kimse için satışı izin vermekle onaylasa bile, akdin sahih olmasında sakınca vardır. |