Bazı durumlarda sadece orucun kazası lazım gelir, keffaret gerekmez:
1) Ramazan ayının gündüzünde bilerek kusmak.
2) Ramazan ayının gecesinde cünüp olup, 1630. hükümde açıklandığı üzere sabah ezanına kadar üçüncü uykudan uyanmamak.
3) Orucu bozacak bir iş yapmadığı hâlde oruca niyet etmemek veya riya için oruç tutmak veya oruçlu olmamaya niyet etmek.
4) Ramazan ayında cünüp olduktan sonra gusletmeyi unutarak bir veya birkaç gün cenabet hâlinde oruç tutmak.
5) Ramazan ayında fecrin doğup doğmadığını araştırmadan, fecrin doğuşundan sonra orucu bozan bir iş yapmak. Bunun gibi, araştırdıktan sonra fecrin doğuşuna zannı hâsıl olduğu hâlde oruca aykırı olan işlerden birini yapar ve [gerçekten de] fecrin doğduğu ortaya çıkarsa, kaza gerekir. Fakat araştırdıktan sonra fecrin henüz doğmadığına zannı veya kesin bilgisi hasıl olan kimse, bir şey yer ve sonradan sabah olduğunu anlarsa, o günü kaza etmesi gerekmez. Hatta araştırdıktan sonra fecrin doğduğundan şüphe etse ve orucu bozan şeylerden birini yaptıktan sonra fecrin doğduğunu anlasa bile üzerine kaza gerekmez.
6) Fecir doğduğu hâlde, "Henüz doğmamıştır" diyen bir kimsenin sözüne dayanarak oruca aykırı olan bir iş yapmak.
7) "Fecir doğmuştur" diyen kimsenin sözüne yakin etmeyerek veya şaka yaptığını zannederek, fecir doğduğu hâlde oruca aykırı bir harekette bulunmak.
8) Akşam vakti olmadığı hâlde, olduğuna şahitlik eden adil bir kim-senin haber vermesi üzerine iftar etmek.
9) Güneş batmadığı hâlde, açık (ve bulutsuz) havanın kararması nedeniyle akşam olduğuna yakin ederek oruç açmak. Fakat havanın bulutlu olması nedeniyle akşam olmadığı hâlde, oldu sanarak iftar edilirse, kaza gerekmez.
10) Serinlemek için veya sebepsiz yere ağza su verip çalkaladığı esnada, elde olmaksızın boğaza su kaçırmak. Fakat oruçlu olduğunu unutan kimse, bir şey içer veya abdeste başladığında ağzına su alırken elinde olmaksızın aşağı su kaçarsa, üzerine kaza gerekmez.