Altın, gümüş, kurşun, bakır, demir, petrol, taşkömürü, firuze, akik, sülfat, tuz ve elde edilen diğer madenler enfaldir, yani İmam (a.s) malıdır. Fakat biri onları çıkarır ve şer’i olarak da bir engel olmazsa, ona sahip olabilir. Nisap miktarına ulaşınca humusunu vermelidir. |
Madenin nisâbı, sikkeli 15 miskal altın [70.3125 gr. yani yaklaşık yetmiş buçuk gram]dır.[62] Yani elde edilen madenin değeri, onun için yapılan (çıkarma ve halis yapma vs.) masrafları düştükten sonra sikkeli 15 miskal altın miktarında olursa, farz ihtiyat gereği humusu verilmelidir. |
Değeri sikkeli 15 miskal altına ulaşmayan madenin humusu, ancak ondan elde edilen kazancın tek başına veya diğer kazançlarla birlikte yıllık ihtiyaçtan fazla olduğu durumda lâzım gelir. |
Alçı ve kireç, farz ihtiyat gereği madendirler ve nisap haddine ulaştıktan sonra, yıllık giderler düşülmeden humuslarının verilmesi gerekir. |
Bir kimse, madenden elde ettiğinin humusunu vermelidir; ister maden toprağın altında olsun, ister üstünde; ister kendisinin malik olduğu yerde olsun, ister maliki olmayan bir yerde olsun. |
Elde ettiği madenin sikkeli 15 miskal altın [yaklaşık yetmiş buçuk gr.] miktarında olup almadığını bilmeyen kimse, farz ihtiyat gereği mümkünse tartarak veya başka herhangi bir yol ile onun değerini tespit etmelidir. Mümkün değilse, humus ona farz olmaz. |
Birkaç kişi tarafından çıkarılan maden, [onun için harcanan masrafları düştükten sonra] her birisinin payına düşen miktar sikkeli 15 miskal altın miktarına ulaşmazsa, humusu yoktur. |
Bir kimse başkasının mülkünde olan madeni çıkarırsa, meşhur görüşe göre, hepsi o mülkün sahibine aittir. Elbette bu görüş sakıncasız değildir. Beraber uzlaşmaları ihtiyata uygundur. Uzlaşamazlarsa, sorunu çözmek için şer’i hâkime müracaat etmelidirler. |