Cuma namazı sabah namazı gibi iki rekâttır. Sadece Cuma namazında namazdan önce iki hutbe okunmalıdır. Cuma namazı “ihtiyari vaciptir.” Yani mükellef şartları oluştuktan sonra ya Cuma namazını veya öğlen namazını kılabilir. Şu halde Cuma namazını kıldıktan sonra öğlen namazını kılmasına gerek kalmaz.
Cuma namazının farz olmasının birkaç şartı vardır:
1) Vaktin girmesi. Bu da güneşin zevalinden (şer’i öğlen vaktinden) başlar. Vakti, örfe göre zevalin başlangıcıdır. Şu halde bu vakitten geciktirilirse, vakti bitmiştir ve öğlen namazını kılmalıdır.
2) Namazda imamla birlikte en azından beş kişinin bulunmalıdır. Müslümanlardan beş kişiden toplanmazsa Cuma namazı farz olmaz.
3) İmamet şartlarına sahip bir imamın bulunması. cemaat imamında gerekli olan adalet ve diğer şartlara sahip olmalıdır. Cemaat namazında bu konunun açıklaması yapılacaktır. O olmadan Cuma namazı farz olmaz.
Cuma Namazının Sahih Olmasının Şartları:
1) Cemaatle olmalıdır. Şu halde furada kılınırsa sahih değildir. Memum ikinci rekâtın rükûsundan önce cemaate yetişir iktida ederek sonra da geri kalan bir rekâtını kendisi kılarsa namazı sahihtir. İkinci rekâtın rükûsunda imama ulaşırsa, vacip ihtiyata göre bu namaza iktifa edemez. Öğlen namazını da kılmalıdır.
2) İmamın namazdan önce iki hutbe okuması. Birinci hutbede; Allah’a hamt ve sena ettikten sonra insanları takvalı olmayı ve Allahtan kaçınmayı tavsiye etmeli ve Kuran’ı Kerimden bir küçük süre okumalıdır.
İkinci hutbede yine Allah’a hamt ve sena ettikten sonra, Peygambere (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s) salât ve selam göndermelidir. Müstehap ihtiyata göre Müslüman erkek ve kadınlara Allah’tan bağışlanma dilemelidir. Hutbeler namazdan önce olmalıdır. Namaza hutbelerden önce başlanması sakıncalıdır.
Hutbe okuyan ayakta olmalıdır. Oturarak hutbe okuması doğru değildir. İki hutbe arasında birazcık oturmalıdır. Oturması az ve hafif olmalıdır. İmamın kendisi hutbe okumalıdır. Allah’a Hamt ve senayı, Peygamber’e (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s) salât ve selamı, ihtiyat gereği Arapça okumalıdır. Bunun dışınsa Arapça gerekli değildir. Hatta namazda bulunanların çoğunluğu Arapça bilmiyorlarsa, takvaya tavsiyenin, onların dilinde olması ihtiyaten farzdır.
3) İki Cuma namazı kılınan yer arasındaki uzaklık bir fersahtan daha az olmamalıdır. Şu halde birbirlerine bir fersahtan daha yakın olurlar ve her ikisi de aynı anda başlarsa her ikisi de batıldır. Ama Tekbiretu’l-İhram demekle dahi olsa biri diğerinden önce başlarsa önce başlayan sahih diğeri batıldır. Namaz bittikten sonra diğerinin kendileriyle aynı anda veya daha önce başladığı anlaşılırsa, öğlen namazını kılmak vacip değildir. Elbette başka bir Cuma namazının kılınmasına engel olması için, kılınan Cuma namazının sahih ve bütün şartlara sahip olması gerekir. Aksi taktirde öbür Cuma namazına engel teşkil etmeyecektir.