Fatiha suresini iyice bilmeyen, öğrenerek, talkin yoluyla, cemaat namazına katılarak veya şüphe ettiği yerlerde tekrar ederek vazifesini yerine getirmeye çalışmalıdır. Vakit dar olursa önceki meselede denildiği şekilde namazını kılarsa namazı sahihtir. Ama öğrenmek konusunda tembellik etmişse, mümkün olduğu taktirde azaptan kaçınmak için namazını cemaatle kılmalıdır. |
Farz ihtiyat gereği, namazın farzlarını öğretmek karşılığında ücret almak haramdır. Müstehaplarını öğretmek için ücret alınmasının sakıncası yoktur. |
Eğer insan Fatiha ve surenin bir kelimesini bilmez veya bilerek onu okumaz ya da "ض = zâd" yerine "ز = za" okumak gibi bir harfin yerine başka bir harf okur veya yanlış sayılacak şekilde "üstün" ve "esre" olmaması gereken yeri üstün ve esreyle okur veya şeddeyi okumazsa, namazı batıl olur. |
Bir kelimeyi doğru öğrendiği düşüncesiyle aynı şekilde okur ve daha sonra yanlış okuduğunu anlarsa, namazı yenilemesine gerek yoktur. |
Kelimenin son harekesini (yani üstün, ötre ve esre) olduğunu bilmezse veya kelimedeki bir harfin "هـ" veya "ح" olduğunu bilmediği takdirde sahih okuduğuna emin olacak şekilde vazifesini yerine getirmelidir. Örneğin öğrenmeli, cemaatle kılmalı veya doğru okuduğuna emin olmak için iki şekilde veya daha fazla okumalıdır. Elbette okuduğu yanlış şey zikir veya Kurân sayıldığı taktirde namazı sahihtir. |
Tecvid âlimleri şöyle demişlerdir: Eğer kelimede, öncesi ötreli ve sonrası da hamze harfi olan "vav" harfi bulunursa ("سُوءٌ = sûun" kelimesinde olduğu gibi) vav harfi medli yani uzatılarak okunmalıdır. Ayrıca bir kelimede, öncesi üstünlü ve sonrası da hamze harfi olan elif harfi olursa, ("جَاءَ = câe" kelimesinde olduğu gibi) elif harfi medli yani uzatılarak okunmalıdır. Yine bir kelimede, öncesi esreli ve sonrası da hamze harfi olan "yâ" harfi olursa ("جِىءَ = cîe" kelimesinde olduğu gibi "ya" harfi medli (yani "î" şeklinde) uzatılarak okunmalıdır. Eğer bu şekildeki "vav, elif ve yâ" harflerinden sonra hamze harfi yerine sakin yani esre, üstün ve ötresi olmayan bir harf olursa, yine bu üç harf medli ve uzatılarak okunmalıdır. Elbete zahiren kıraatin sahih olması, bu gibi yerlerde medde bağlı değildir. Şu halde üste dediğimiz kurallara amel edilmese de kılınan namaz sahihtir. Fakat "وَلاَالضّاَلِّینَ=velezzâllîn" kelimesinde olduğu gibi, şedde ve elifi iyice okuyabilmek için biraz uzatma gereken yerlerde, aynı miktarda elif uzatılmalıdır. |
Namazda, hareke üzerinde vakfetmemek (=dur-mamak) ve sükûn üzere bitiştirmemek müstehap ihtiyattır. "Hareke üzerinde vakfetmek"; kelimenin sonundaki üstün, esre veya ötrenin söylenip ancak, sonraki kelimeyle bitiştirilmemesi ve iki kelime arasında okunurken fasıla bırakılması demektir. Örneğin, "Errehmanirrehîm"de "Rehîm" kelimesinde "mim" harfinin esreli yani "Rehîmi" söylenip, bir miktar ara verilerek “Mâliki Yevmiddîn” okunması gibi. "Sükun üzere vasletmek (=bitiştirmek)"; bir kelimenin üstün, esre veya ötresinin söylenmeden bir sonraki kelimeyle bitiştirilmesine denir. Örneğin, "Errehmanirrehîm" derken "Rehîm" kelimesinin "mim" harfinin esresi yani "Rehîmi" söylenmeyip hemen "Maliki yevm-id dîn"le bitiştirilmesi gibi. |
Namazın üçüncü ve dördüncü rekâtında sadece bir Fatiha okunabilir veya bir defa tesbihat-ı erbaâ, yani: (سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ وَاللَّهُ اَكْبَرُ) "Subhanellahi ve'l-hemdu lillahi vela ilâhe illellahu vellahu ekber" okunabilir. Tesbihat-ı erbaâ'nın üç defa söylenmesi daha iyidir. Bir rekâtta Fatiha, öbür rekâtta tesbihat da okunabilir. Fakat her iki rekâtta da tesbihat okunması daha iyidir. |
Vakit dar olduğunda, tesbihat-ı erbaa'nın bir defa söylenmesi gerekir. Tamamını okuyacak kadar vakit olmazsa, sadece bir kere “Sübhanellâh” söylenmesi yeterlidir. |
Erkek ve kadına, namazın üçüncü ve dördüncü rekâtında okunan Fatiha veya tesbihatı yavaş okumak, ihtiyaten farzdır. |