Soru 618: Veliyy-i fakih tarafından Cuma imamlığına atanan kimseyi adil bilmeyen veya adaletinde şüphe eden bir mükellef, buna rağmen Müslümanların vahdetini korumak için ona uyabilir mi? Cuma namazına katılmayan birisinin, başkalarını Cuma namazına katılma-maya teşvik etmesi caiz midir? Cevap: Mükellefin, adil bilmediği veya adaletinde şüphe ettiği kimseye uyması caiz olmadığı gibi onunla kıldığı cemaat namazı da sahih değildir; ancak, vahdeti korumak amacıyla görünüşte cemaate iştirak etmesinin sakıncası yoktur. Her durumda; başkalarını Cuma namazına gitmemeye teşvik etmeye hakkı yoktur. |
Soru 619: İmamının yalan konuştuğu Cuma namazına katılmamanın hükmü nedir? Cevap: Sırf Cuma imamının dediğinin tersi çıkması onun yalan konuştuğuna delil olmaz; çünkü, yanlış söylemiş, hata veya tevriye[1] yapmış olabilir. Dolayısıyla, sırf Cuma imamının adaletten çıktığını sanmakla kendini Cuma namazının bereketlerinden mahrum etmek ya-kışmaz.
[1]- Tevriye, birkaç anlamı olan sözcük veya cümleyi karinesiz olarak muhatabın anlamayacağı şekilde uzak anlamında kullanmaktır. |
Soru 620: İmam Humeyni (kuddise sirruh) veya adil veliyy-i fakih tarafından atanan Cuma imamının adaletini araştırmak memuma farz mıdır, yoksa adaletinin sabit olmasında Cuma imamı olarak atanması yeterli midir? Cevap: Cuma imamlığına atanması onun adil olduğuna dair memuma güven ve kesin bilgi verirse bu, ona uymanın sahih oluşunda yeterlidir. |
Soru 621: Camilerdeki cemaat imamlarının güvenilir ulema tarafından tayin edilmesi ve yine Cuma imamlarının Müslümanların veliyy-i emri tarafından tayin edilmeleri onların adaletine şahadet sayılır mı, yoksa onların adaletlerini araştırmak farz mıdır? Cevap: Cuma veya cemaat imamlığına atanması onun adaletine dair memuma güven ve itminan verirse bu miktarla yetinip namazda ona uyabilir. |
Soru 622: Cuma imamının adaletinde şüphe eder veya adil olmadığını kesin olarak bilirse kıldığı namazları yenilemesi gerekir mi? Cevap: Adaletinde şüphe etmesi veya adil olmadığını anlaması namaz bittikten sonra olursa, kıldığı namaz sahihtir ve yenilemesi farz değildir. |
Soru 623: Avrupa ve diğer ülkelerde Müslüman üniversite öğrencileri tarafından düzenlenen, iştirak edenlerin çoğunluğu ve imamı Ehl-i Sünnet'ten olan Cuma na-mazına katılmanın hükmü nedir? Bu durumda Cuma na-mazı kıldıktan sonra öğle namazını kılmak gerekir mi? Cevap: Müslümanların vahdet ve birliğini korumak için ona katılmanın sakıncası yoktur. |
Soru 624: Pakistan'ın şehirlerinin birinde kırk yıldan beridir Cuma namazı kılınıyor ve şimdi başka birisi iki Cuma arasında şer'î mesafeyi gözetmeksizin başka bir Cuma namazı kıldırmaktadır ve bu da Müslümanların arasında ihtilaf çıkmasına sebep oluyor; şer'an bu amelin hükmü nedir? Cevap: Müslümanların arasında ihtilaf çıkaracak ve saflarına tefrika düşürecek bir işe sebep olmak caiz değildir. İslâm'ın şiarlarından ve Müslümanların saflarının birliğinin mazharlarından olan Cuma namazı gibi amellerde böyle bir şeye sebep olmak ise daha kötüdür. |
Soru 625: Ravilpendi şehrinin Caferiler'e ait olan merkez camisinin hatibi, tamirat sebebiyle Cuma nama-zının orada tatil olacağını ilan etti. Şimdi caminin tamir işleri bitmiş durumda, ama bir sorunla karşılaştık. Dört kilometre ötede başka bir camide Cuma namazı kılınıyor; aradaki bu mesafeyi göz önünde bulundurarak bu camide Cuma namazı kılmak sahih midir? Cevap: İki Cuma namazı arasındaki mesafe bir şer'î fersah (5762,8 m.) miktarında olmazsa sonra veya aynı zamanda kılınan Cuma namazı batıldır. |
Soru 626: Cemaatle kılınan Cuma namazını münferit kılmak sahih midir? Şöyle ki, Cuma namazını cemaatle kılanların yanında onu münferit olarak kılmak caiz midir? Cevap: Cuma namazının sıhhatinin şartlarından biri de cemaatle kılınmasıdır; dolayısıyla Cuma namazının münferit olarak kılınması sahih değildir. |
Soru 627: Namazını seferî olarak kılması gereken bir kimsenin Cuma namazı kılan imamın arkasında durarak namazını cemaatle kılması sahih midir? Cevap: Seferî olan memumun Cuma namazı kılması sahihtir ve bu namaz öğle namazından kifayet eder. |