• Nombre de visites :
  • 883
  • 11/9/2012
  • Date :

İmam Hüseyin (a.s)’ın Dilinden Hz. Muhammed (s.a.a)

imam hüseyin (a.s)’ın dilinden hz. muhammed (s.a.a)

Hz. Muhammed (s.a.a)’ın  Üstün Ahlâk  ve Edebi   [3]

İmam Hüseyin (a.s) der ki: "Ona (babam Hz. Ali'ye -a.s-), Peygamber efendimizin (s.a.a) oturuşunu da sordum. Buyurdu ki: Allah'ı anmadan oturmaz ve yerinden kalkmazdı. Bir mecliste kendisine yer ayırmaz ve başkalarının da yer beğenip ayırmalarına engel olurdu. Bir kavmin oturduğu yere geldiğinde kimsenin oturmadığı boş bir yere otururdu ve insanlara da böyle davranmalarını emrederdi. Yanında oturan herkesle ilgilenirdi. Yanında oturanların hiçbiri, bir başkasının onun yanında kendisinden daha saygın ve daha değerli olduğunu düşünmezdi. Onun yanında oturan kimse, o oradan ayrılmadan yanında kalmaya devam ederdi. Ondan bir ihtiyacının giderilmesini isteyen kimse, ihtiyacını almadan veya en azından güzel bir söz duymadan dönüp gitmezdi."

"Güzel ahlâkıyla bütün insanları kuşatmıştı. İnsanlara bir baba gibi davranırdı. Hak söz konusu olduğunda bütün insanlar onun yanında eşitti. Onun oturduğu meclis, hilmin, hayânın, doğruluğun ve güvenilirliğin meclisi olurdu. Meclisinde sesler yükselmez, say gınlıklar çiğnenmezdi. Bir sürçme olduğunda onun tekrarı olmazdı. Orada oturanlar dengeli davranır ve sürekli olarak takva duygusuna bağlı kalırlardı. Mütevazı olur, büyüklere saygı gösterir, küçüklere merhamet ederlerdi. İhtiyaç sahiplerini kendilerine tercih eder ve yabancıları korurlardı."

"Sonra, Peygamberimizin (s.a.a) oturuşlarındaki davranışı nasıldı? diye sordum. Buyurdu ki: Daima güler yüzlüydü. Yumuşak huyluydu. Yanındaki insanlara son derece yumuşak davranırdı. Kırıcı, kaba, gürültücü değildi. Çirkin söz söylemez, kimseyi ne ayıplar, ne de överdi. Hoşuna gitmeyen, canının çekmediği bir şeyden hoşlanmadığını belli etmezdi. Dolayısıyla ondan ümit kesilmezdi, ümit bağlayanlar ümitsizliğe kapılmazdı."

"Üç şeyden uzak dururdu. Gösteriş, çok mal biriktirmek, kendisini ilgilendirmeyen şeylerle ilgilenmek. İnsanlar hakkında da üç şeyden uzak dururdu: Hiç kimseyi yermez, ayıplamazdı; hiç kimsenin kusurlarını ve ayıplarını araştırmazdı; ancak sevabını umduğu şeyler hakkında konuşurdu. Konuşmaya başladığı zaman yanında oturanlar başlarının üzerinde kuş varmış gibi pür dikkat kesilirlerdi. Ancak o sustuktan sonra konuşmaya başlarlardı. Onun yanında laf dalaşına girmez, çekişmezlerdi. Birisi konuşunca diğerleri, o sözlerini tamamlayıncaya kadar seslerini keserlerdi. Onun yanında birbirlerinin sırasını gözeterek konuşurlardı. Onların güldüğü şeye kendisi de gülerdi. Hayret ettikleri şeye o da hayret ederdi."

"Yabancı bir kimsenin istekleri ve konuşması kabaca da olsa ona karşı sabırlı davranırdı. Öyle ki kimi kaba yabancılara karşı ashabı harekete geçer, onu Peygamberden uzaklaştırmak isterlerdi. Ama o, 'Bir ihtiyaç sahibinin bir şey istediğini gördüğünüz zaman ona yardım edin.' buyururdu. Bir nimetin karşılığında teşekkür mahiyetinde olmadığı sürece kimsenin övgüsünü kabul etmezdi. Hiçbir kimsenin konuşmasını kesmezdi. Ancak o kimse hakkın sınırlarını aştığı zaman ya onu böyle konuşmaktan nehyeder veya yanından kalkardı."

"Ona Peygamberin (s.a.a) sükûtunu da sordum. Buyurdu ki: Onun sükûtu dört şeyden ileri gelirdi. Hilim, sakınma, değerlendirme, düşünme. Değerlendirmeye gelince; insanları gözlemleme ve onları dinleme şeklinde olurdu. Düşünmeye gelince; kalıcı ve yok olup gidici olanın düşünürdü. [Hilme gelince;] hilim ve sabır nitelikleri onda birleşmişti, hiçbir şey onu öfkelendirmez, metanetini kırmazdı. Sakınmaya gelince; dört şeyde kendisini gösterirdi: Güzele uyardı ki, insanlar onu örnek alsınlardı. Çirkini terk ederdi ki, insanlar ondan kaçınsınlardı. Ümmetinin ıslâhı üzerinde düşünürdü. Dünya ve ahiret hayrına olacak işleri yapardı."


Hz. Muhammed (s.a.a)’ın  Ahlâkı

Hz. Muhammed (s.a.a)’ın  Ahlâkından Örenekler

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)