• Nombre de visites :
  • 1453
  • 8/8/2011
  • Date :

Kuran-ı Kerim ve İnsanın Hayat Programı-3

kuran-ı kerim ve insanın hayat programı

Bu yüzden insanın yaratılışı ve ayrıca insanın da ayrılmaz bir parçası olduğu evrenin yaratılışı, insanı gerçek mutluluğuna doğru yönlendirir. Ve uygulanmasıyla saadeti insana garanti edecek, en önemli en köklü ve en dayanıklı kaideleri insana hatırlatır.

Allah Tebârek ve Teâlâ bu kanunun teyidinde şöyle buyuruyor:"(Musa); Rabbimiz, her şeye ayrı bir özellik veren, sonra da yolunu gösterendir, dedi."[5]

Ve yine buyuruyor:"O, yaratıp şekil vermiştir. O, her şeyi ölçüyle yapıp doğru yolu göstermiştir.[6] "

Yine buyurmaktadır:

"Ve andolsun cana, onu düzeltene, ona kötülüğünü de (fücur), çekinmesini de (takva) ilham etmiştir. Kim onu iyice temizlemişse, kurtulmuş ve muradına ermiştir. Ve kim onu kirletmiş, kötülüğe dönmüşse ziyana uğramıştır.[7]"

Bir başka yerde de yine buyuruyor kiP:"Ey Muhammed!) Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler.[8]"

Yine başka bir yerde de buyuruyor ki:"Allah katında din (hayat şekli) İslâm'dır. (O'nun iradesi karşısında teslim olmaktır)...[9]"

Yani onun yaratılışı karşısında teslim olmaktır ki, "bu yaratılış" insanı, özel kaideleri uygulamaya davet ediyor. Yine buyuruyor ki:"Kim İslâm'dan başka (Allah'ın iradesine teslim olmak) bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir...[10]"

Bu ayetlerden ve bu manada olan diğer ayetlerden anlaşılan şudur: Yüce Allah her yarattığını ve yaratıkları arasında insanı, kendi özel saadet ve yaratılış hedefine, onun kendi yaratılış ve fıtrat yolu ile yönlendirmektedir. Yaşantı süresince insan için en gerçek yol, kendisine has yaratılışının davet ettiği yoldur. Bu yüzden bireysel ve toplumsal yaşantısında fıtratı bozulmayan "tabii" bir insanın tabiatının, hidayet edip gerektirdiği kanun ve kaidelere uyması gerekiyor; heva ve hevesle kirlenip, his ve duygular karşısında eli kolu bağlı esir olan insanlara değil.

Fıtri din gereğince insan vücudundaki teçhizat iptal edilmemeli ve her birisinin hakkı verilmelidir. Yani insan vücuduna yerleştirilmiş olan çeşitli garizi eğilimler gibi, muhtelif ve farklı cihazların tadil olunup, her birine diğerlerine engel olmayacak şekilde çalışma izni verilmelidir.

Bilahare insan bireyine, akıl hâkim olmalıdır. Aklı selime ters düşen nefsanî istekler, his ve duygular değil. Topluma ise toplumun gerçek hak ve maslahatı egemen olmalıdır, güçlü, diktatör birisinin, heva ve hevesi veya hakka ters düşen, toplumun gerçek maslahatının aksine olan, çoğunluğun isteği değil.

Yukarıdaki konudan başka bir sonuç daha elde edebiliriz; kanun koymak, yalnız Allah'ın elindedir. O'nun dışında, hiç kimse, kanun koyup vazife belirleme salahiyetine sahip değildir. Çünkü açıklandığı gibi, hayatta insanın işine yarayan yegane kaide ve kanunlar, yaratılış kanalıyla belirlenenler, yani insandaki iç ve dış faktörlerin gerekli kıldığı ve uymaya çağırdığı kanunlardır. Ayrı bir tabirle, insana hakim olan kanunlar, Allah'ın istediği kanunlar olmalıdır. Çünkü Allah'ın bir şeyi istemesinden maksat, onun uygulanması için gereken amil ve şartları meydana getirmesidir. Ancak bazen bu amil ve şartlar, bir şeyi mecburi olarak meydana getirir. Örneğin; gündelik tabii hadiseler... İşte bu irade, "Tekvini irade" diye anılır. Bazen de insan bir işi, o amiller gereği ihtiyari olarak serbestçe yapar. Yeme, içme vb. İşte bu durumdaki iradeye de "Teşrii irade" denir.

Allah Tebârek ve Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'in bir kaç yerinde şöyle buyurmaktadır:"Hüküm ancak Allah'ındır."[11]


[5] - Taha/30.

[6] - A’la/2-3.

[7] - Şems/7-10.

[8] - Rum/30.

[9] -Al-i İmran/19.

[10] -Âl-i İmran/85.

[11] - Yusuf/67.

Kuran-ı Kerim ve İnsanın Hayat Programı-2

Kuran-ı Kerim ve İnsanın Hayat Programı-1

Kur’ân’ın Azameti, Fazileti ve Önemi

Kur’an Dersleri (1)

Kur’an’ın Hakikatine Ulaşmak

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)