• Nombre de visites :
  • 1970
  • 12/4/2013
  • Date :

Velayet-i Fakih(10.Bölüm)

velayet-i fakih

Velayet-i Fakih Şehid Mutahhari’nin Bakış Açısından

Hz. Ali (a.s.) tekrar tekrar bir güçlü hükümetin zaruretini vurgulamıştır ve Havariç gibi bir grubun ‘Kur’an olduğu yerde artık hükümete bir gerek kalmıyor’ düşüncesi karşısında mücadele etmiştir (1).

Başka bir yerde ise hükümeti bütün peygamberlerin öğretilerinin başta gelen ilkesi olarak saymaktadır (2).

Her ne ise, Şehid Mutahhari’nin düşüncesi şöyledir: Ayetler, rivayetler, Resulullah (s.a.a.)’ın ve İmamların davranışlarına başvurup onları tedkik etmek ve aynı halde dini doğru biçimde tanıyıp Allah’ın hükümlerini bilmekle din ve dini hükümlerin  sadece bir sıra bireysel, manevi ve ibadetle ilgili emirler ile sınırlı kalmadığı çok açıkça ortaya çıkabilir. Din sonsuzluğu ve kapsayıcılığı yüzünden bütün bireysel, ailevi, toplumsal, bölgesel ve uluslararası yaşam konuları için ve ibadet, sözleşmeler, siyaset, iktisad, iç ve dış ilişkiler için kural ve programı vardır. Din, devlet, ibadet ve siyaset İslamın dokusuyla yoğrulmuş ve ondan ayrılamaz. Şeriat hükümlerinin büyük kısmını kapsayan hükümet ve liderlik konuları İslamın ayrılmayan parçalarındandır.

Din ile dünya ve siyaset ile dindarlığın ayrılığına inanmak ya dini öğretilerden habersizlikten kaynaklanıyor yada İslam muhaliflerinin aldanışları ve kötü niyetli din karşıtı düşüncelerinden esinlenme sonucudur.

İmamet ve hükümet:

Şehid Mutahhari bu düşünceyi ispat etmeye çalışmıştır: Şiilerde imametin anlamı ve onu peygamberliğe inanmak gibi çok yükseltip de dinin temellerinden saymaları ehli Sünnette olan imamet anlamıyla farklıdır ve bu temel farklılığa teveccüh etmemek çok yanlışlılara yol açmıştır. Şehid Mutahhari bu noktayı ispat ediyor: imamet çok yüksek, mukaddes ve geniş bir anlama sahiptir ve toplumsal liderlik sadece onun dallarından ve bölümlerinden biridir. İmametin siyasal liderlik olarak Resulullah (s.a.a.)’ın makamlarından biri olduğu için ilk önce Peygamber (s.a.a.)’ın makamlarını beyan ediyor.

İslam dininin bütün konular ile ilgilendiği ve her iş için kural ve programı olduğu özelliği dolayı Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.) de çeşitli makamları ve bir kaç görevi vardı:

1.     Allah’ın hükümlerini açıklamak: ‘ما آتاکم الرسول فخذوه و ما نهيکم عنه فانتهوا’ ‘ve bir de Peygamber size ne verdiyse onu alın ve neyi yasakladıysa ondan vaz geçin’ (3)

Peygamber bu bakımdan sadece ona vahiy olanı beyan ediyor.

2.     Yargılama: İslam açısından yargılama bir normal iş olmayıp bir ilahi makam gibi görülmektedir. Bu makam Kur’an’ın açıkça söyleyişine göre Peygambere (s.a.a.) verilmiştir: ‘فلا وربّک لايۆمنون حتي يحکّموک فيما شجر بينهم ثم لايجدوا في أنفسهم حرجاً مما قضيت و سلِموا تسليماً’ ‘yok! Yok! Rabbin hakkı için onlar kendi aralarında çekiştikleri şeyde seni hakem yapıp da sonra verdiğin hükümde kendileri için bir darlık duymayıp tam bir teslimiyetle teslim olmayınca onlar iman etmiş olmazlardı’ (4)

Çeviri:Ürün Özedönüş


1-         Nehcül Belağada bir gezi/104

2-         İmamet ve liderlik/210

3-         Haşr suresi/7

4-         Nisa suresi/65

Velayet-i Fakih(9.Bölüm)

Velayet-i Fakih(8.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)