Huneyn Savaşı- 2
“Dureyd b. Samme” tecrübeli ve savaşçı bir ihtiyar idi. Çocukların ağlama seslerini ve tadınlarının feryatlarını duyunca “Malik” ile ağız kavgasına kalkışarak bu taktiğin askeri usuller açısından tardedilmiş bir şey olduğunu savundu ve şöyle dedi:” Bu işin neticesi odur ki, eğer mağlup düşecek olursanız, kendi kadın ve mallarınızı hiç yoktan İslam ordusuna terketmiş olacaksınız.” Ama “Malik” onun sözlerine kulak vermeyerek şöyle dedi:“Sen ihtiyarlamışsın tüm askeri malumatlarını elden çıkarmışsın.” Ama gelecek isbat etti ki, Hak bu yaşlı adamın imiş! savaş sahnelerine kadın ve çocukların iştirak etmesinin ibtila ve eli kolu bağlı bırakmaktan başka bir faydası olmadı. Peygamber düşmanın maksad hedef ve seyr hattından sağlıklı bir malumat elde etmek için “Abdullah Esleme”yi yabancı bir kimse kılığında onların arasına gönderdi.
O, düşman askerleri arasında gezip dolaştıktan sonra Peygamber’in huzuruna geri döndü. Ve elde ettiği malumatları Peygamber’in bilgilerine arzetti. Aynı zamanda “Malik”de Müslümanların arasına sağlıklı bilgiler edinebilmesi için üç tane casus göndermişti. Casusların her üçüde korku ve dehşet dolu bir kalple Malik’in yanına döndüler. Düşman kuvvetlerinin komutanı, sayı azlıklarını ve askerlerinin ruhiye zayıflığını askeri bir hile yolu ve “ğafil avlamak” taktiğiyle gidermeyi düşünüyordu. Ani bir saldırıyla İslam askerlerini büyük bir herc-u merc’in içine düşürecek birliklerin düzenini bozacak ve komutanlığın almış olduğu tedbirler boşa çıkaracaktı. O, bu hedef doğrultusunda Huneyn mıntıkasına geçit olan derenin sonuna indi ve bütün askerlerin kaya arkalarına ve oluklarına ve vadinin en yüksek noktalarına çıkıp saklanmalarını emretti. İslam ordusu bu uzun ve derin vadiye varid olduklarında ise saklandıkları yerlerden dışarı çıkarak, İslam birliklerini ok ve taş yağmuruna tutacaklar, sonrada özel bir grup savaşçı dağlardan aşağı inerek okçuların desteğiyle Müslümanları kılıçlardan geçireceklerdi.
MÜSLÜMANLARIN TEÇHİZATI
Peygamber (s.a.v) düşmanın kudret ve inatçılığı hakkında malumat sahibi idi. Peygamber (s.a.v) Mekke’den hareket etmeden önce Sefvan b. Umeyye’yi huzura çağırtarak ondan zemnetli emanet alarak, yüz adet zırh aldı.Bizzat kendisi üstüne iki adet zırh giyip başına da miğferini geçirdi ve beyaz katırın ki kendisine hediye alaraktan vermişlerdi. Üstüne binerek İslam Ordusunun arkasında haraket ederek yola çıktı. İslam ordusu, akşam olunca vadinin kenarında İstirahate çekildiler. Daha ortalık ağarmadan “Ben-i Salim” Kabilesi, Halid b. Velid” komutasında “Huneyn” geçidine doğru harakete geçtiler. İslam ordusunun çok sayıda askerleri vadinin aniden, atılan ok sesleri ve savaşçıları erkeklerin feryadları “ki, büyük taşların arkasında pusuya kurulmuşlardı”Müslümanların kalbinde büyük bir korku ve vahşet meydana getirdi. Müslümanların başına yağmur gibi ok yağmaktaydı. Bazı savaşçılar bu okların himayesinde İslam askerlerine saldırıda bulundular.
Düşmanın aniden saldırısı, Müslümanların büyük bir heyecan ve vahşete düşürmüştü. Müslümanların gayri ihtiyari olarak savaş meydanlarından firara kalkışmaları ordu da meydana gelen bu düzensizlik ve safların bozulması hususunda düşmanlara büyük bir fayda sağladı. İslam ordusu içindeki münafıklar, bu acı hadiselerden dolayı oldukça sevinmişlerdi. Nitekim Ebu Süfyan şöyle diyordu:“ Artık Müslümanlar, deniz kenarına kadar arkalarına bakmadan kaçacaklardır.” Münafıkların bir diğeri ise şöyle diyordu:“Artık sihir bozuldu” bir başka münafıkta İslam’ın işini bitirmeye ve o kargaşalık ortamından istifade ederek, Peygamber’i öldürerek tevhid nurunun ve aydınlık saçan risalet meşalesini söndürmeye niyetlenmişlerdi.
Huneyn Savaşı -1
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 1
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 2
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 3
İslamiyet’in Dünyaya Yayılması 4