• Nombre de visites :
  • 1427
  • 17/1/2011
  • Date :

Kötülüğe Karşı İyilik, En Büyük Mükafat-2

kötülüğe karşı iyilik, en büyük mükafat

Sultan kendini tanıttı ve kendine mahsus saltanat elbisesini adama gösterdi. Eşinin yanına dönerek hakikatları ona da anlattı ve ona: “Ben gidiyorum, eğer bir engelle karşılaşmadan tahta geçersem, seni yanıma almak üzere haber göndereceğım” dedi.

Sultan’dan haber alan adam halkına dönerek duyduklarını anlattı. Halk çok sevindi, hak ve âdil olan padişahlarını karşılamak üzere yola çıktılar. Bazıları birbirine: “Hak geldi, batıl kayboldu. Doğrusu batıl gidicidir. Her ne kadar batıl bir süre kudret tahtına otursa da sonunda ebedi bir ölümün hücumuna maruz kalacaktır” dediler.

Âdil padişah; firari birinin yanlız başına yolculuğunun ve fakirliğinin ne kadar meşakkatlı olduğunu düşündüğü vakit kafasında bir fikir canlandı. Bundan dolayı, ‘yolların arasında kervanseraylar inşâ edilsin, bu yerlerde her misafirin üç günlük azığı verilsin. Ayrıca şehre gelen her garip huzuruma getirilsin, belki işi olur da kendim hallederim’ diye tâlimat verdi.

Bir müddet geçince, Sultan’ın firar ettiği o ilk üç günde onunla yolculuk yaptığı cimri adam şehre geldi. Sultan hemen onu tanıdı ve sordu:

_ “Beni tanıyor musun?”

_ “Siz sultansınız” dedi.

_ “Hayır, senin bir kaç günlük yoldaşınım” dedi.

Gerçeği anladığında yerin dibine girmek istedi. Sultan:

_ “Kendini asla üzme, burada iyilikten başka hiç bir şey görmeyeceksin” dedi. Hemen onu özel odasına yerleştirdi, onunla yemek yedi ve ona çok fazla ikramda bulundu.

Geceleyin uyku zamanı gelince onu saltanat yatağında yatırdı ve en iyi cariyeleri emrine verdi. Bir müddet geçtikten sonra cariye gelerek:

_“Misafiriniz uyumuş ve rahatlanmış” dedi.Sultan:

_“Yalnış söylüyorsun, adam ölmüştür” dedi. Gidip baktıklarında geçekten de adamın öldüğünü gördüler. Sultan:

_”Bu şahıs pişmanlıktan dolayı şok geçirmiştir, gerçi ben de böyle olmasını istemezdim, ama sonunu kendisi hazırladı”

Bu konuda imam Ali (a.s) şöyle buyuruyor:

_ “Düşmanına üstün geldiğin vakit bağışla! Ki kudretin şükrünü eda edesin , senden bir günah sadır olmasın ve zahmetle ele geçirdiğin nimeti kaybetmeyesin.”

Elbette bu tarz; Allah û Taâla’nın, peygamberlerin ve Allah velilerinin tarzıdır. İslam’ın iftihar dolu tarihine göz attığımızda bu tarz herketlerin çok olduğunu görürüz . İnsan biraz dikkat eder ve düşünürse görecek ki, İslâm düşmanlarının sayısız savaşlara girştikleri, Resul-i Ekrem(s.a.a)’in biseti üzerinden 15 asır geçtiği ve diğer taraftan, müslümanların ittifak etmedikleri metodlarla tebliğ yapıldığı halde dünyanın üçte birini müslümanlar teşkil ediyorlar. İnsanlara şiddetle düşkün olan bu rehberler çok iyi anlamışlardı ki , halkı kovmak ve dışlamakla gerçek bir başarıya hiç bir zaman ulaşamayacaklardır. Bunun için pak imamlarımız (a.s) bu hususlarda nümune olmuşlardır.


Kötülüğe Karşı İyilik, En Büyük Mükafat-1

Hayır ve Şer

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)