• Nombre de visites :
  • 1891
  • 28/9/2010
  • Date :

İnsan ve İbadetler

ibadet

"Ancak namaz kılanlar v..."

Bu gibi sıfatlara sahip olan insanlar, acaba değişik mi yaratılmışlardır? Hayır... Mesele şudur ki, onlar da insandır. Kur'an; "İnnel kafirune hulike heluen" diye söylememiştir. "İnnel insane hulike heluen" diye söz etmiştir.

Mü'min de bir insandır. Demek oluyor ki mü'min de, "hulike heluen, ize messehüşşerru cezuen ve iza messehul hayru menuen" olarak yaratılmıştır. Fakat kendisini, dini ve imani bir eğitime teslim ettikten sonra, işlenmemiş (ham) olan sermayesi, artık işlenmiş ve onun için yararlanılacak bir duruma gelmiştir.

Din'de eğitim faktörlerinden biri de "ibadet" tir. Kur'an açısından gerçek bir ibadet, doğru, ihlâslı ve bütün şartlan ihtiva eden, ruh'un dikkatini Allah'a, istiğfara, O'ndan yardım dilemeye ve O'ndan ümit etmeye sevk eden" ibadettir.

Yine aynı şekilde, "insanın dikkatini kendine veren, kendi nefsani günah ve suçlarına sevk eden" bir ibadettir, işte böyle bir ibadet, insani eğitimde en önemli bir yoldur. Allah namazı niçin farz kılmıştır? Namaz bizi oluştursun, eğitsin diye, sebep budur...

İslâm eğitim ve öğretiminde çok geniş bir kapı vardır. 0 da, "insan, kendi amelinin oluşumudur" düşüncesi prensibidir. Başka bir deyişle, "insan, insanın kendi yapıtıdır." Buna göre insan, kendi ameli ile yapılmış olgunlaşmış olur.

Nasıl amel ederse, öyle yapılaşır. (O yönde mesafe kaydeder -çeviren-). (Bir söz var ki) Avrupa felsefesinde yeni yeni söylenmektedir. Ona, "praktis" adını vermişler.

Yani, "amel felsefesi" oysaki bu söz Kur'an açısından 1400 yıl önce ortaya konmuştur. İnsan kendi amelinin oluşumudur. İnsan, hem kendi amelini -hareketini- yapan ve hem de bu amelle oluşan bir yaratıktır.

Namaz insanı oluşturur -eğitir- niçin? Çünkü Kur’an şöyle buyuruyor.

"Ey iman edenler! Sabır ve namazdan güç ve yardım alınız."

(Hadiste gelen sabrın ilk kapsamı oruçtur). Yani; sabırdan (oruç.'tan) ve namazdan güç ve yardım alınız. Aynen namazın zahiri adabını alınız, sonra batini adabına gidiniz. Yani namazın sahih ve kabul olma şartlarını düşününüz.

İnsana şöyle söylediklerinde, "Eğer namaz kılıyorsan, gasp edilmiş toprağın üzerinde kılma, aksi halde namazın batıl olur. Eğer evin gasp olursa, evinin sergisi gasp olursa, namazın batıldır.

Üzerindeki elbiseler ile namaz kılabilmen için, gasp olmaması gerekir. Hatta borçluysan, borcu ödeme vakti de gelmiş ise, borç sahibi de vakit vermiyor ise, acelecilik yapıp namaz kılmana müsaade etmiyor ve namaz vakti de bol ise, ilk önce borçlu olduğun şahsın borcunu ödemelisin.

Sonra namaz kılmalısın. Yani ilk önce Allah'ın kulu ile irtibatını doğru yapmalı, kul hakkına riayet etmeli, sonra Allah'a yönelmelisin." işte bunlardan her biri, insani eğiten faktörlerdir.

Bir de şu konuya dikkat etmek gerekir, "acaba bu şartların tümü yerine getirilse, insanın namazı kabul olur mu? Diyorlar hayır. Namazın sahih olduğu doğrudur. Fakat kabul edilmesi başka şartlara bağlıdır.

0 da; günahlardan sakınmaktır. Sakınmalısın ki namazın kabul görsün. Durumun ve dikkatin Allah'a yönelmeli ki, na­mazın yukarı çıksın. Kalbin huzurlu olmalı ve dikkat ile kılmalısın.

Yani (ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dilerim) diye söylediğinde, namazının kabul olması için ümit içerisinde olmalı ve kendini muhtaç hissetmelisin.


İbadetin Siması

Gerçek İbadet

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)