• Nombre de visites :
  • 1640
  • 19/5/2010
  • Date :

“Müslümanların izzetinin habercisi; İmam Humeyni” 1

imam humeyni

Ali Gelayeri

  Bu yazıda ayet ve rivayetlere istinad edilerek insanın izzeti konu ediliyor. Çağımızda Hz. İmam Humeyni (ra) bu hakikate ulaşarak bu özellikleri elde etti ve müslümanların izzetinin habercisi oldu.

  Özet: Sosyal ilişkilerde tahkir etmemek en önemli ilkedir ve insan ancak kendini tanıdığında ve bütün herkesin mutlak yaratanın karşısında zayıf ve O’na bağlı olduğunu bildiğinde bu ilkeye ulaşmış olur. Bu yazıda ayet ve rivayetlere istinad edilerek insanın izzeti konu ediliyor. Nisa suresinin 139. ayetine göre tüm izzetler Allah’a aittir ve Allah bu izzeti istediği herkese verir. Nitekim münafıkun sûresinin 8. ayetinde de ilahî kaynağa bağlananların ve bu yüzden izzet sahibi olanları tanıtıyor ve şöyle diyor:

وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ

... ve Allah'ındır üstünlük ve Peygamberinin ve inananların...

    Eğer herhangi bir kimse bu merhaleye ulaşırsa, korkmamak, kısıtlı kalmamak, hedefe tam inanmak ve sürekli yaşamak gibi özelliklere kavuşur. Bizim çağımızda da Hz. İmam Humeyni (ra) bu aşamaya ulaşarak söz konusu özellikleri elde etti ve müslümanların izzetinin habercisi oldu. Her insan, insan olması bakımından belli bir hakkı söz konusudur ve yaşadığı toplumda bu hak resmiyete tanınmalıdır. İnsanlar medenî yaşamaya eğilimli olduğundan, yani ihtiyaçlarını diğer insanlarla karşılıklı olarak giderdiğinden bu konuya dikkat etmek, yani insanların toplumdaki haklarının tanınması, daha da ciddi bir hal alıyor. Öte yandan bir takım maddi manevi yetersizlikler, bazı zümrelerin kendilerini başkalarının kayyumu bilmelerine ve onlara baskı uygulayarak kaderlerini istedikleri biçiminde yönlendirmeye sevkediyor. Bu arada söz konusu yetersizlikler yüzünden kimileri de kendilerini bu zümrelere teslim ediyor ve onların sultasını benimsiyor. Oysa belki de insanoğlunun peşinden gittiği en önemli konulardan biri, toplum içinde saygın bir konum ve izzet sahibi olmaktır. İnsan fıtratına uygun olan ve içlerinden gelen sese hitap eden islam dini bu doğal eğilimi ciddi bir şekilde onaylıyor ve sosyal ilişkilerde tahkir olmamayı gündeme getiriyor. Çünkü bu noktaya ulaşmak, yani başkalarının haklarına saygı göstermek ve yine toplumda saygın olmak, için iki konunun riayet edilmesi gerekir.

imam humeyni

  1-Hiç bir insan kendini aşağılamamalı, böylece başkaları tarafından sömürülmeye zemin hazırlamamalı ve bazı imtiyazlar elde etmek için kendini aşağılayıp başkalarının kendisine musallat olmasına imkan tanımamalıdır.

  2-Hiç kimse başkasını aşağılamaya hakkı yoktur. Burada karşı tarafın müslüman olması veya olmaması önemli değil, önemli olan herkesin insan olduğu ve hakların riayet edilmesidir. Aşağılanmama ilkesinin her iki boyutunu Hz. Ali’nin (s) sözlerinde bulmak mümkün, çünkü bir yandan hiç kimsenin kendini tahkir etmemesi gerektiğini söylüyor. Hz. Ali Nehc'ul Belaga'da 30. mektubunda şöyle buyuruyor:

اكرم نفسك عن كل دنيه وان ساقتك الي الرغائب...

Yani:

Nefsini her  türlü aşağılıktan koru, gerçi seni isteklerine ulaşmaktan alıkoysa bile.

  Gerçekten de elde edeceğin şey, kaybettiğin izzetin yerini tutamaz. Ve başkasının kulu kölesi olma, çünkü yüce Allah seni hür yaratmıştır. Öte yandan hiç kimsenin başkasını tahkir etmeye hakkı yoktur, diyor ve aynı kaynakta şöyle buyuruyor:

ولا تكنن عليهم ....

Yani:

Bir yırtıcı hayvan gibi başkalarına saldırma, çünkü insanlar iki sınıftır; birileri senin din kardeşindir veya senin gibi yaratılan insandır.

  Dolayısıyla tahkir olmamak ilkesi, sosyal ilişkilerde en önemli ilkedir ve insan ancak kendini tanıdığında ve bütün herkesin mutlak yaratanın karşısında zayıf ve ona bağlı olduğunu bildiğinde bu ilkeye ulaşmış olur.


Veladetinden Rıhletine İmam Humeyni (r.a) 10

İslamın izzetli önderi (3)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)