Çocuğu olmayan [evli] bir kadın ölürse, miras olarak bıraktığı bütün malvarlığının yarısı kocasına, geri kalan bölümü ise diğer vârislere verilir. Ancak kadının, bu kocasından veya başka bir kocasından çocuğu olursa, malın dörtte birini koca, geri kalanı da diğer vârisleri alır. |
Ölen bir [evli] erkeğin evladı olmadığı taktirde, terekesinin dörtte birini karısı, geriye kalanı da diğer vârisleri alır. Eğer o kadından veya başka bir kadından evladı olursa, terekenin sekizde biri karısına, geriye kalanı da diğer vârislere verilir. Kadın, kocasının taşınabilir bütün mallarından miras alır; ama arazi ve kıymetinden miras almaz. Yine bina ve ağaç gibi toprak üzerindeki şeylerin kendilerinden miras almaz; ama onların kıymetinden miras alır. |
Kadın, miras almadığı bir şeyi kullanmak isterse, diğer mirasçılardan izin almalıdır. Bunun gibi mirasçılar kadının payını vermedikçe, farz ihtiyat gereği kıymetinden miras aldığı bina ve benzeri şeylerde kadının izni olmaksızın tasarruf etmemeleri gerekir. Dolayısıyla, kadının hissesini vermeden bunlar satılacak olursa, bu muamele ancak kadının satışa izin vermesi durumunda sahihtir; aksi hâlde muamele, kadının hissesi oranında batıldır. |
Bina, ağaç ve benzeri şeylerin kıymetini belirlemek istediklerinde, şöyle bir yöntem uygulamaları gerekir: Yok olana kadar bunların arazide kirasız olarak kalmasının değeri ne kadar olur? diyerek hesaplayıp, kadının hissesini o kıymet üzerinden vermelidirler. |
Su kanalları ve benzerleri, arazi hükmündedir. [Dolayısıyla kadın onlardan miras almaz.] Orada kullanılmış tuğla ve benzeri şeyler ise, bina hükmündedir [ve kadın ancak onun kıymetinden miras alır]. |
Birden fazla karısı olan kimse ölürse, çocuğu olmadığı takdirde malın dörtte biri, çocuğu olduğu takdirde ise, -ölen koca onların hiçbirisiyle veya bazısıyla cinsel temasta bulunmasa bile- malın sekizde biri, önceki hükümlerde açıklanan şekliyle nikâhladığı karılar arasında eşit oranla taksim edilir. Ama ölümü ile sonuçlanan hastalığında nikâhladığı ve cinsel ilişki kurmadığı bir kadın olursa, o kadının miras hakkı olmadığı gibi mihr alma hakkı da yoktur. |
Bir kadın, hastalık hâlinde kocaya gider ve o hastalık nedeniyle de ölürse, kocası onunla cinsel ilişki kurmamış olsa bile ondan miras alır. |
Talâk ile ilgili hükümlerde açıklandığı şekilde ric'î talâkla boşanan bir kadın, iddet beklediği bir dönemde ölürse, kocası ondan miras alır. Bunun gibi eğer koca, kadının iddet beklediği sırada ölürse, kadın ondan miras alır. Ama ric'î talâkın iddeti bittikten sonra veya bâin talâkın iddeti içerisinde eşlerden biri ölürse, diğeri ondan miras almaz. |
Hastalık hâlindeyken karısını boşayan ve on iki kamerî ay geçmeden önce de ölen kocadan, kadın üç şartla miras alır: 1) Bu müddet içerisinde başka bir kocaya gitmemişse. 2) Kocasına meyli olmadığından dolayı kendisini boşaması için kocasına bir mal vermemişse. Hatta kocasına bir şey vermemiş olduğu hâlde boşanma talebi kadından olursa, yine de miras alması sakıncalıdır. 3) Hastalık hâlindeyken karısını boşayan koca, o hastalıktan veya başka bir sebepten dolayı ölürse. Ama eğer o hastalığı iyi olur da başka bir sebepten dolayı ölürse, kadın ondan miras almaz. |
Kocanın, karısının giymesi için almış olduğu elbise, kadın onu giymiş olsa bile, kocasının ölümünden sonra terekeden sayılır, [vârislerin onlardan da miras alma hakkı vardır.] |