Evlenme akdinin birkaç şartı vardır: 1) Farz ihtiyat gereği sahih Arapça ile okunmalıdır. Eğer kadın ve erkeğin kendileri, akdi Arapça olarak doğru okuyamazlarsa, hangi lisanla okurlarsa sahihtir; vekil tayin etmeleri de gerekmez. Ama akitte "eş yaptım" ve "kabul ettim" kelimelerinin manalarını anlatan ifadeyi kullanmaları gerekir. 2) Kadın ve erkek veya nikâh akdini okuyan vekiller, [akdi okumakla evliliği] inşâ etmeyi kastetmelidirler. Yani, eğer kadın ve erkeğin kendileri akdi okuyorlarsa, kadının; "Kendimi sana eş yaptım." de-mekten maksadı, kendisini o andan itibaren erkeğin karısı yapmak olmalı, erkeğin de; "Evliliği kabul ettim." demekten maksadı, onun kendisine eş olmasını kabul etmek olmalıdır. Şayet akdi onların vekilleri okuyorsa, vekillerin de akdi okurken maksatları, kendilerini vekil tayin edenlerin karıkoca olmalarını akitle gerçekleştirmek olmalıdır. [Yoksa haber verme amacıyla okunan nikâh akdi sahih değildir.] 3) İster kendi adına okusun, ister başkası adına vekil olsun, nikâh akdini okuyan kimsenin akıllı ve baliğ olması gerekir. 4) Akdi okuyan kimse, kadınla erkeğin vekilleri veya onların velileri olursa, nikâh akdini okurken evlenecek olan kadın ve erkeği belirtmelidirler. Meselâ, onların isimlerini zikretmeli veya onlara işaret ederek akdi okumalıdırlar. O hâlde birkaç kızı olan biri, erkeğe, "Sana kızlarımdan birini eş yaptım." der ve erkek de, "Kabul ettim." derse, akit okunduğunda kızın belli olmaması nedeniyle nikâh batıl olur. 5) Kadın ve erkek evliliğe razı olmalıdırlar. Hatta kadın zahirde istemeyerek kabul eder, fakat kalben razı olduğu anlaşılırsa, nikâh akdi sahihtir. |
Nikâh akdini okuyan kimse, akdin manasını bozacak şekilde bir harfi bile yanlış okursa, akit batıl olur. |
Arap dili gramerini bilmeyen kimsenin eğer kıraati sahih olur, akitte okunması gereken her kelimenin manasını da ayrı ayrı bilir ve her sözün kendi manasını kastederse, akdi Arapça okuyabilir. |
İnsan, bir kadını bir erkeğe kendilerinden izin almaksızın nikâhlarlar ve daha sonra kadın ile erkek bu akde razı olduklarını söylerlerse, nikâh sahihtir. |
Eğer erkek ve kadının her ikisini veya birisini evliliğe mecbur ederler; ama akit yapıldıktan sonra buna razı olurlar ve o akide razıyız derlerse, nikâh sahihtir. |
Baba veya babanın babası, baliğ olmayan veya delilik hâlinde baliğ olan çocuğunu evlendirebilir. Eğer çocuk baliğ olur veya deli akıllanır ve yapılan bu evlilik onlar için herhangi kötü bir sonuç ve zarar doğurmazsa, akdi bozamazlar. Ama eğer evlilik onlar için kötü bir sonuç ve zarar doğuracaksa, akdi bozabilirler. |
Bulûğ çağına girip reşit olan, yani [iyi ve kötüyü seçebilen, rüşt yaşına ulaşmış ve] kendi çıkarını ayırt edebilen bakire bir kız evlenmek isterse, babasından veya babasının babasından izin almalıdır. Fakat annesinin ve kardeşinin iznini alması gerekmez. |
Kızın evlenmeye ihtiyacı olur, ancak izin almak için baba veya babanın babası, kendilerine ulaşılmayacak durumda olurlarsa, onlardan izin alması gerekmez. Yine dul bir kadının evlenirken baba veya babanın babasından izin alması gerekmez. |
Eğer baba veya babanın babası, baliğ olmayan çocuğunu evlendirirse, çocuk, hanımından zevk alabilecek yaşa ulaştıktan sonra onunla cinsel ilişkiye girdiği takdirde nafakasını temin etmelidir. |
Baba veya babanın babası, bulûğ çağına ulaşmamış çocuğunu evlendirir ve çocuğun da evlilik esnasında kendisine ait malı olursa, kadının mihrini ödemek kendisinin üzerinedir. Fakat evlilik esnasında kendisine ait bir malı olmazsa, kadının mihrini babası veya dedesi vermelidir. |