Her rekâtta, kıraatten sonra eller diz kapaklarına kavuşacak şe-kilde eğilmek gerekir; bunun adına "rükû" denir. |
İnsanın rükû miktarı eğilip ancak ellerini dizlerine koymamasının sakıncası yoktur. |
İnsan normal olmayan bir şekilde rükû yaparsa, meselâ sağa veya sola eğilirse, elleri dizlerine kavuşsa bile, sahih değildir. |
İnsan, rükû niyetiyle eğilmelidir. Eğer başka bir maksatla, meselâ, bir haşereyi öldürmek için eğilirse, o rükû sayılmaz. Doğrulup tekrar rükû için eğilmesi gerekir ve bu ameli vasıtasıyla fazla rükün yapılmış sayılmaz; sonuç olarak da namaz batıl olmaz. |
İnsanın kolu veya dizi diğerlerinin kolu ve diziyle farklı olursa, meselâ, kolu uzun olur ve birazcık eğilince dizlerine yetişir veya dizleri, normal insanlarınkinden daha aşağı olur ve ellerini dizlerine ulaştırması için çok eğilmesi gerekirse, normal seviyede eğilmesi gerekir. |
Oturarak rükû yapan kimsenin, yüzü dizlerine paralel olacak derecede eğilmesi gerekir. Yüzü, secde yerine yaklaşıncaya kadar eğilmesi, daha iyidir. |
Rükûda hangi zikir söylenirse yeterlidir. Ama farz ihtiyat ge-reği, üç defa: سُـــــــــــبْحَـــــانَِ اللّـــهِ (Subàanellah) veya bir defa: سُــــــــــــــبْحَانَ رَبــــــــــــّـــــــــــــــــــــــــــیَ الْــــــعَـــــظـــیم¦ وَ بـــحَمْـــــدِهِ (Subàane rebbiye'l-‘eÑîmi ve bi-àemdih) zikrinden daha az olmamalıdır. |
Rükûda söylenen zikir peş peşe ve sahih Arapça'yla söylenmelidir. Zikrin üç, beş, yedi defa veya daha fazla söylenmesi, müstehaptır. |
Rükûda, farz zikir miktarınca bedenin istikrar bulması gerekir. Farz ihtiyat gereği, müstehap zikirler de rükûda okunması tavsiye edilen zikir maksadıyla okunursa, vücudun hareketsiz olması gerekir. |
Rükûda farz zikir söylenirken elde olmaksızın vücudun istikrarı bozulacak şekilde hareket edilirse, farz ihtiyat gereği vücut istikrar bulduktan sonra, zikrin ikinci kez okunması gerekir. Ama vücudun istikrarı bozulmayacak şekilde birazcık hareket edilir veya parmaklar oynatılırsa, sakıncası yoktur. |