• Nombre de visites :
  • 908
  • 10/9/2011
  • Date :

İslam İnkılabının ekonomik başarıları -1

islam inkılabının ekonomik başarıları

İslam İnkılabının sonuçlarını irdelemek için İslam İnkılabının zaferinden önce ve sonraki dönemlerde İran’ın ekonomik siyasetlerine egemen şartları dikkate almak kaçınılmazdır.

Şah rejiminin hayatının son dönemlerinde petrol fiyatları dünya piyasalarında fahiş bir artışla karşılaştı. Öyle ki varil başına petrol 30 doların üstüne çıktı.

Bu mesele İran da dahil petrol üreten ülkeler için kendi kalkınma programlarını hayata geçirmeleri ve ülkenin milli çıkarlarını korumak yönünde çok güzel bir fırsat ortaya koydu.

Fakat petrol fiyatlarındaki bu fahiş artış Pehlevi rejiminin Amerika’ya olan bağımlılığı nedeniyle ithalat dalında kullanıldı ve böylece  İran başta Amerika olmak üzere batılı devletlerin tüketim ve lüks malları için uçsuz bucaksız büyük bir piyasa konumuna geldi.

Petrol fiyatlarındaki artıştan sağlanan döviz gelirine rağmen şah rejimi ilgilileri sanayi dalında özellikle petrol ve doğal gaz projeleri dalında ülkenin ulusal çıkarlarının korunması için açık hiçbir siyaset uygulamadılar ve ne yazık ki İran halkı bu açıdan çok büyük fırsatları kaçırdı ve çok büyük ziyanlara duçar oldular.

Bu sürecin devam etmesiyle birlikte dış ticaret iki temel yönde İran ekonomisinde temel rol oynamaya başladı. Bir taraftan her gün milyonlarca varil petrol batılı ülkelere ihraç edilmekte ve diğer yandan petrol satışından sağlanan gelirler batının imal etmiş olduğu lüks malların alımına harcanıyordu.

Şah rejiminin  bayındırlık programları daha ziyade tüketim malları sanayisiyle alakadar olmak üzere batı sanayisine bağımlı hale getirtilmişti ve bunun için de tarım sektörü ile sanayi sektörü gibi öteki ekonomik sektörler arasında aşırı uçurum ve dengesizlikler oluştu.

Bu siyasin sonucunda ise tarım ürünleri üretim miktarı 1960 lı yıllarda 29.1 olan gayri safi milli hasıla 1978 yılında yani İslam İnkılabının zaferinden bir yıl önce 9.1’e düştü.

Sanayi dalında da rejimin desteklediği bağımlı sanayi birimlerinin  milli ekonomi ile çatıştığı için, ayrıca İran’ın iç ihtiyaçlarına gereken ilginin gösterilmemesi nedeniyle ülke ekonomisinin batıya özellikle Amerika’ya bağımlılığı her geçen gün biraz daha derinleşmekteydi.

Gayri resmi rakamlar uyarınca 1979 yılında İslam İnkılabının zaferi eşiğinde İran nüfusunun %30u ülke gelirinin %90’ınını kendi kontrollerinde bulunduruyordu ve İran halkının %70’lik bölümü ise ülke gelirinin sadece %10luk bölümüne sahipti. İran’da İslam İnkılabının zafere erdiği sırada İran ekonomisi %16’lık bir enflasyon, aşırı dış borç, bütçe açığı ve gayri safi milli üretimde azalma gibi sorunlar mevcuttu.

Bağımsızlık ve hürriyet, İslam İnkılabı yıllarında Müslüman İran halkının iki başlıca sloganları arasındaydı. Fakat İslam cumhuriyeti nizamı liderliği ve devlet adamları ülkenin gerçek bağımsızlık ve hürriyetini tahakkuk ettirmeğe paralel olarak ülkenin hasta ekonomisinin onarılması da stratejik bir hedef olarak gündemdeydi.


Rahmetli İmam Humeyni ve İslam İnkılabı-1

Rahmetli İmam Humeyni ve İslam İnkılabı-2

İSLAM İNKILABININ DEVAMLILIĞI -1

İSLAM İNKILABININ DEVAMLILIĞI -2

AMERİKANIN İRANIN İÇ İŞLERİNE MÜDAHALESİ ÜZERİNE -1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)