• Nombre de visites :
  • 1462
  • 26/12/2012
  • Date :

Kuran’ı Kerimde Allah’ın varlığının aşikârlığı

kuran’ı kerimde allah’ın varlığının aşikârlığı

Felsefe ve Kelâm kitaplarında genellikle söz “Allah’ın varlığının[1] kanıtlanmasıyla”‌ başlar. Değişik deliller yardımıyla kainatın, başkasının yaratığı olmayan bir yaratıcısı olduğu ispat edilmeye çalışılır.

Ama semâvi kitaplarda, özelliklede Kuran’ı Kerimde, Allah konusu başka bir şekilde beyan edilmiştir. Bu kitaplarda doğrudan Allah’ın varlığının kanıtlamak için, gelen ibaretleri görmek çok nadirdir. Buradan anlaşılan Allah’ın varlığı çok açık ve bellidir. Buna inkârın yeri olmayıp, kanıta da gerek yoktur.

Büyük müfessir Allame Tabatabai “el-Mizan”‌ tefsirinde, Kuran’ı Kerimin Allah’ın açık bir şey saydığını söyleyerek, onu onaylayarak kabullenmenin hiçbir delil ve hüccete ihtiyacı olmadığını belirtir. Delile ve hüccete sadece onun sıfatlarında, ihtiyaç duyulur. Örneğin birlik, yaratıcılık, ilim, kudret.[2]

Bu büyük müfessirin inancına göre İslâm’ın özeti ve Kuran’ı Kerimin, talimatının canı olan “Lailahe illallah”‌ sloganının olumsuz tarafının kanıtlanması gerekir yani “Allah’tan başka hiçbir ilah mevcut değildir”‌ Ama onun ispatı “Allah mevcuttur (vardır)”‌ tarafı açık olup, delile ihtiyaç yoktur.

Kuran’ı Kerimin, Allah’ın varlığı konusundaki mantığı şudur:

“Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphemi var?[3]

DİĞER SEMÂVİ KİTAPLARDA ALLAH’IN VARLIĞININ AŞİKÂRLIĞI

Dediğimiz gibi öbür semâvi kitaplarda Allah’ı tanıma konusunda aynı yöntemi izlemişlerdir. A.J Arberry “İslâm’da akıl ve vahiy”‌ adlı eserinde şöyle diyor:

“Eflatun döneminde Yunan, Allah’ın varlığının deliller yardımıyla kanıtlanması konusundaki sözlerin kaynağı idi. Bu Batı insanlarının, ilk kez kendi yaratıcısını aramaya başlaması idi. “Ahd-i Âtik”‌ (M.Ö) yazarlarının hiçbiri, Allah’ın varlığı konusunda şüphe ve soruyu gerektirecek ve kararsızlığa yol açacak, karışık bir konuyla karşılaşmadılar. Zira Sami ırkından gelen halk Allah’ı vahyin kendisinde buluyordu. “Ahd-i Âtik”‌ hakkında dediğimiz şeyler, biraz farklılıkla “Ahd-i Cedid”‌ (M.S) içinde geçerlidir.”‌[4]

“Usta”‌yı mütalaa ettiğimizde (Allah’ın varlığının kesin ve aşikâr) bilmek Sami kavmine ve onların dini kitaplarına özgü olmayıp, bunun Arya kitabında da Allah’ın varlığı kanıta ihtiyacı olmayan, açık bir şey olarak hesaplanmıştır.

Hindistan’ın kutsal kitapları arasında yer alan “O Panişadlar”‌ da bazen yaratıcının varlığı ve ilk neden konusundaki sorular göze çarpmaktadır.[5] Ama bu ibaretler çoğunlukla, ilk neden ve yaratılışın kaynağı kimdir? Sıfatları nelerdir? Konusuyla ilgilidir. Onun asıl varlığı konusunda olan şüpheyle alakası yoktur.

PEYGAMBER DÖNEMİNDEKİ HALK VE ALLAH’A OLAN İNANÇ

Birçok Kuran ayetinden, Kuran’ı Kerimin nazil olduğu dönemlerde halkın, Allah’ın varlığını ve kainatın bir yaratıcısının vücudunu kabul ettiğini, hatta putperest Arapların bile, bir yaratıcının olduğunu kabullendikleri anlaşılmaktadır. “Andolsun ki onlara : “Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?”‌ diye sorsan, mutlaka “Allah”‌ derler. O halde, nasıl haktan çevrilip döndürülüyorlar?[6]

“Andolsun ki onlara: “Gökten su indirip onunla ölümünün ardından, yer yüzünü canlandıran kimdir?”‌ diye sorsan, mutlaka “Allah”‌ derler.[7]

“Andolsun ki onlara, gökleri ve yeri kim yarattı? Diye sorsan; “Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı”‌ derler.”‌[8] “Zuhruf/9”‌ “Yunus/18”‌


[1] -Burada aşikar olmaktan kasıt; fıtrî duyguları da kapsayan ikinci genel anlamdır. Fıtrî gerçekler, onaylanmalarının delile ihtiyacı olan önermelerdir. Ama bu delil biraz dikkatten sonra zihinde hazır olur.

[2] -el-Mizan fi Tefsiri’l-Kuran, c.1, s.395

[3] -İbrahim/10

[4] -A.J Arberry, İslâm’da akıl ve vahiy, s.9 (Ayetullah Seyyid Muhammed Hüseyin Beheşti’nin “Kuran açısından Allah”‌ adlı eserinden naklen, s.33)

[5] -Mübahisat Berehme hakkında şöyle der: Sebep nedir? Berehma nedir? Nereden ortaya çıktık? Biz kimin vesilesiyle ve nasıl bir şeyin üzerinde yaşıyoruz? Sevinç ve ıztıraplarda kimin iradesinin kontrolündeyiz? Ey Lahuti alimler! Değişik merhalelerde yaşayan biz miyiz? (Opanişatha, tercüme: Doktor Rızazade Şafak)

[6] -Ankebut/61

[7] -Ankebut/63

[8] -Zuhruf/9, Yine bakınız: Yunus/18

Kuran’da Allah’ın niteliklerine genel bir bakış

Allahı görme hakkında Şianın görüşü -1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)