• Nombre de visites :
  • 891
  • 2/9/2014
  • Date :

Barış Etkenleri İle İlgili İki Analiz(1.Bölüm)

barış etkenleri ile ilgili iki analiz(1.bölüm)

Birinci Analiz

Muaviye kendini barış adamı, barışa ve savaşsızlığı çağıran biri olarak tanıtmaya özen gösterdi. Bu gayretini de, İmam Hasan'a (a.s) gönderdiği mektuplarda ortaya koydu. Bu mektuplarda, İmam Hasan'ın (a.s) şartları ne olursa olsun onu barışa çağırdı. Araştırmacılar, Muaviye'nin seslendirdiği barış çağrısını, onun İmam Hasan'ın (a.s) belini büken en önemli hilesi saymışlardır. Öyle bir hile ki, İmam'ın (a.s) içinde bulunduğu ortamı krize sürükleyip, ona barış kabul etmekten başka bir seçenek bırakmadı.

Şeyh Muhammed Hüseyin Âl-i Kâşifu'l-Gıta bu konuda şöyle diyor:

İmam Hasan (a.s) eğer barışı reddedip savaşmakta ısrar etseydi, şu iki şıkla karşı karşıya kalacağını anlamıştı:

-Ya kendisi galip gelip Muaviye yenilecekti. O gün içinde bulunan şartlar ve ortam her ne kadar da bu şıkkı neredeyse imkânsız kılıyor idi ise de, varsayalım ki, bu şık gerçekleşti; o takdirde bunun akıbeti, insanların Emevî Oğulları'na acımasından ve onların uğruna başkaldırıya geçmekten başka bir şey olmayacaktı. Çünkü Emevîler mazlum düşürülmelerini en dokunaklı, en acıklı görüntüler ile ortaya koyacaklardı. Bu durumda, galip gelen tarafın İmam Hasan (a.s) olduğunu farz ettiğimiz takdirde, acaba İmam'ın tutumu ne olacaktı?

- Buna karşı eğer İmam Hasan (a.s) mağlup olsaydı, ağzını açan herkesin söyleyeceği ilk sözler: "Kendini tehlikeye atan kimse Hasan'dır. Çünkü Muaviye ondan kan akmamasını sağlayacak bir barış istediği hâlde o bu isteği reddederek haddi aştı. Haddi aşanların başına belâ gelmesi normaldir." şeklinde olurdu.

Aslında İmam Hasan (a.s) barışı kabul ederek bunlardan daha incelikli bir amaç gütmüştü. O galip gelmek veya yenilmekten önce insanları savaş sıkıntısına sokmadan, onları hoşlarına gitmeyen kan dökümü akıbeti ile karşı karşıya bırakmadan büyük bir cesaretle Muaviye'nin içyüzünün ve nefsinin kuytu köşelerinde gizlediği kötü mahiyetinin açığa çıkmasını istiyordu.

Görünüşte Müslüman, fakat aslında ve gerçekte İslâm'a düşman olan Muaviye, ince bir din perdesi arkasına saklanarak insanları aldatıyordu. İnsanlar İmam Hasan'a (a.s) ve daha önce babasına yönelmesinler diye bu ikiyüzlülüğü sergiliyordu. Bu yüzden gizli tuttuğu mahiyetini açığa vurması için İmam Hasan (a.s) önündeki meydanı boşaltmak istedi ve o da böyle yaptı.

Çünkü barışın dayatılmasının hemen arkasından minbere çıkan Muaviye, büyük bir kalabalığa hitaben şöyle dedi:

"Ben ne oruç tutasınız ve ne namaz kılasınız diye sizinle savaşmadım."


Hz. Hasan'ın Sözlerinde Barışın Sebepleri(2.Bölüm)

Hz. Hasan'ın Sözlerinde Barışın Sebepleri(3.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)