• Nombre de visites :
  • 2346
  • 27/7/2013
  • Date :

Hz. Ali’nin (as) Son Günleri -1

hz. alinin (as) son günleri

Hz. Ali’nin (a.s) geçireceği son Ramazan… Bu Ramazan ayı diğerlerinden çok farklıydı. Onun nazarında apayrı bir sevinç ve sefa taşıyordu. Ali’nin (a.s) ailesi ise, bir üzüntü ve endişe içindeydi. Çünkü bu Ramazan ayında Ali’nin gidişatı pek değişmişti, hiç bir Ramazanda böyle olmamıştı o…

Burada, onun yine kahraman olarak karşımıza çıktığı bir diğer niteliğinden söz edeceğiz…

Şimdi sözü kendisine bırakalım; Hz. İmam Ali (a.s) şöyle anlatıyor:

Müslümanlara hitaben “İnsanlar sanırlar mı ki inandık derlerde öylece bırakılıverirler ve sınanmazlar? Andolsun ki biz, onlardan öncekilerini sınadık. Elbette Allah doğruları bilir, yalancıları bilir…”‌[1] ayet-i kerimesi nazil olunca Hz. Resulullah’tan (s.a.a) sonra ümmet arasında büyük fitneler başlatan oyunları ve Müslümanların büyük imtihanlarla sınanacağını sezerek “Ya Resulullah, bu ayet-i kerimede neye işaret olunmaktadır?”‌ diye sordum, “Ümmetim benden sonra sınanacak”‌[2] buyurdular. Daha sonra “Ya Resulullah, Uhud’da, Hamza b. Abdulmuttalib başta gelmek üzere 70 kişi şehit oldu, onlar Uhud kahramanlarıydılar. Ben bu feyizden mahrum kaldığım, onlarla birlikte Uhud’da şahadete erişmediğim için ziyadesiyle üzüldüm, muzdarip oldum”‌ dedim.[3] Bunun üzerine “Üzülme”‌ buyurdular, “Orada şehit olmadın, evet, ama sonunda Allah yolunda şehit olarak göçeceksin bu dünyadan.”‌

Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) “Ya Ali, sen şehit olacaksın elbet, ama şehadet anında sabrın nasıl olacak dersin?”‌ buyurduğunda Ali (a.s) “Sabrımı değil, şükrümü sorun ya Resulullah, şükrederim elbet”‌ diye cevap vermekte…

Sabrın sırası değil; vakit şükretme vakti; şahadete sabırsızım, şahadetime şükrederim elbet, demekte Ali…

Son Ramazan ayı; Ali (a.s) için apayrı bir mana, apayrı bir sefa taşımakta… Ehl-i Beytiyse hüzünlü, üzgün… Kaygılı ve endişeli…

Hz. Resul-i Ekrem’in (s.a.a) haber verdiği olaylar vuku bulmakta, Ali’ye bildirdiği alametler birbirinin ardı sıra meydana çıkmaktadır… Kimi zaman bu alametler zuhur etmekte, Ehl-i Beyt (a.s) ve yakın ashabı üzüntüye boğulmaktadır…

Şaşılacak şeyler söylemekte, şaşılacak şeyler anlatmaktadır Ali (a.s)…

Her zamankinden farklı bir hali vardır son günlerde.

Bu son Ramazan ayında, ömrünün son günlerinde her gece bir eve iftara gitmekte,[4] fakat çok az yemek yemektedir. Çocukları üzüntüden ne yapacaklarını bilmez bir haldedirler, çok sevmektedirler babalarını çünkü… Sonunda onun bu haline dayanamaz “Babacığım, neden bu kadar az yediniz?”‌ diye sorarlar, o da her zaman olduğu gibi: “Rabbimin huzuruna boş mideyle çıkmak istiyorum…”‌ der… Bu cevap üzerine onun bir beklenti içinde olduğunu anlarlar, önemli ve yakın bir bekleyiş içinde olduğunu sezerler…

Kimi zaman başını kaldırıp gözlerini göğe çevirir ve “Bana haber veren sevgili Resulullah (s.a.a) doğru söylemiştir elbet, onun sözü doğrudur, verdiği haber yalan değil; olacak, yakındır, yakındır…”‌ derdi.

Ramazanın 13. günü bir alametten daha söz etti, üzüntüleri artırmıştı bu. Cuma günüydü, hutbe okuyordu…[5] “Hüseyin, evladım, bu ayın bitmesine kaç gün kaldı?”‌ diye sordu. Hz. Hüseyin (a.s) on yedi gün kaldığını söyleyince eliyle kendi sakalını gösterip “Yakındır…”‌ dedi, “Bu sakalın yakında bu baştan akan kanlarla kızıla boyanacağı vakit yakındır…”‌


[1]- Ankebut, 1-2.

[2]- Nehc-ül Belağa, Hutbe: 154.

[3]- Hz. Ali (a.s) Uhud savaşına katıldığında 25 yaşındaydı ve Hz. Fatımat-üz Zehra (a.s) ile henüz evlenmişlerdi; bir de çocukları -İmam Hasan Müçteba- vardı. Yeni evlenen gençler genellikle iyi bir ev kurmak ve nispeten rahat bir hayat ortamı hazırlamak isterler kendilerine, en büyük arzuları budur… Oysa bir de Ali’ye (a.s) bakınız; onun en büyük arzusu Allah yolunda şehit olabilmektir!..

[4]- Diğer Ramazan aylarında da her gece bir eve iftara gidiyor olabilir.

[5]- Kasette düşüklük vardır.

Hz ALİ (s.a)IN KISACA HAYATI

Hz. Ali’nin Mazlumiyeti

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)