• Nombre de visites :
  • 1964
  • 12/7/2009
  • Date :

Kimya-yı Saadet (9)

riya

RİYA (İKİYÜZLÜLÜK)

  Yüce Allah'a yapılan taat ve ibadetlerde ikiyüzlülük yapmak, büyük günahlardan olup yüce Allah'a eş koşmaya yakın bir şeydir. İbadet sahibinin yaptığı ibadetlerin başkası tarafından görülmesi ve zahid tanınmayı arzu etmesi kadar büyük bir günah yoktur. Başkaları görsün de kendisini iyi bilsinler diye yapılan ibadet hak için değil, halk için olur. İbadet, hem başkaları iyi bilsin diye, hem de hak için olursa şirk olur. Zira başkalarını da yüce Allah'a ortak etmiş sayılır. Oysa yüce Allah buyuruyor ki:

"Allah'a kavuşmayı umanlar, yararlı işler yapsın ve Rabbine ibadette ortak koşmasın." (Kehf, 110)

  yüce Allah buyuruyor ki: "Başkalarını aldatmak niyetiyle namaz kılanların vay haline!" Raulullah buyurdu ki, “Ümmetim için küçük şirkten korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmam.” Küçük şirk nedir ya Rasulullah? dediklerinde, “Küçük şirk riyadır.”

KİBİR ve ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

kibir

  Kibir, yani, kendini büyük görmek, kötü bir huydur. Aslında Yüce Allah ile düşmanlık yapmaktır. Zira büyüklük yalnız yüce Allah'a mahsustur. Bunun için Kur'an-ı Kerim'de cebbar ve mütekebbirler (gururlular) çok kötülenmiştir. Yüce Allah buyuruyor ki

:"Allah bütün cebbar ve gururluların kalbini mühürler." (Müminun, 35)

  Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Kalbinde bir kabarcık veya hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse cennete girmez."

  Süleyman (a.s.) buyurur ki, “Bulunduğu müddetçe hiçbir ibadetin faydası olmayan günah kibirdir.” Yine buyurur ki, “Bir defa bir kimse tekebbürle salınıp kendi elbisesine böbürlenerek baktı. Hak Teala onu yerin dibine batırdı. Kıyamete kadar batmaktadır.”

Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:

"Alçakgönüllü olduğu halde, Yüce Allah'ın şerefini artırmadığı kimse yoktur.", "Acizliğinden değil de, bile bile alçakgönüllü davranana; helalden kazandığı malı sadaka verene; çaresizlere acıyana ve gerçek alimlerle oturup kalkanlara saadetler, müjdeler olsun."

  Kibir çok kötü bir huydur. Kalbin ahlakındandır fakat etkisi dışta olur. Kibrin aslı, kendini başkalarından üstün görmek, iyi bilmek ve kalben bundan sevinç duymaktır. Kalpte meydana gelen bu sevinç ve neşe havasına kibir denir. Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Kibir havasından Allah'a sığınırım." Bir kimsede kibir havası meydana gelince, başkalarını aşağı görür ve onlara hizmetçi gözüyle bakmaya başlar. Öyle ki, bazen onları hizmetine bile layık görmez. Nitekim devlet başkanları herkesi işlerine layık görmezler. Ancak uygun gördüklerini hizmetlerine alırlar. Bu, kendini Yüce Allah'tan bile yüksek görmek derecesinde büyük bir kibirdir. Zira Yüce Allah, herkesi kulluğuna ve kendisine secdeye kabul etmektedir.

Peygamber (s.a.v.)'e: "Mütekebbir kimdir?" diye sordular. Şöyle buyurdu:

"Hakka boyun eğmeyen ve insanlara hakaret gözüyle bakan kimsedir."

  Kibir kul ile Allah arasında büyük bir perdedir. Bütün kötü huylar bundan doğar. İnsanı bütün iyi huylardan uzaklaştırır.


Kimya-yı Saadet (8)

Kimya-yı Saadet (7)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)