• Nombre de visites :
  • 3777
  • 4/2/2009
  • Date :

İmam Humeyni’nin Liderliği

imam humeyni

       İmam Humeyni’nin son asırdaki mümtaz şahsiyeti, dünya kamuoyunda ve özellikle İslam aleminde asla unutulmayacaktır. İmam Humeyni yüce ilahi düşünce ve inanç yapısıyla liberal kapitalist ve Marksist-sosyalist maddeci ekol ve ideoloji arasında sıkışan dünya toplumuna yeni bir bakış açısı sunup, fikir dünyasında eşsiz bir dönüşüm ve inkılap yarattı. Batılı liberal kapitalist düşünce 20. yüzyılın son çeyreğinde ilhadı Marksist düşüncenin düşüşe geçmesinden sonra rakipsiz bir şekilde dünyaya hegemonya kurmaya başlayacağını sanıyordu. Fakat İmam Humeyni’nin düşüncesinin doğuşuyla birlikte liberal kapitalizm dünyadaki sultacı ve hegemonik düzenini tehlikede gördü. İmam Humeyni’nin kendine özgü mümtaz şahsiyeti, İslam inkılabının ayrılmaz ve etkileyici parçasıdır. İmam Humeyni’nin özellikleri, onu dünyadaki diğer liderlerden ayırd edip, farklı ve üstün kılmıştır. İmam Humeyni’nin İslam inkılabı sürecinde ve zaferindeki rolü, sıradan bir liderinkinden çok farklıydı.

İmam’ın sadakat, açık sözlülüğü, yiğitliği, korkusuzluğu, uzlaşmazlığı, fedakarlığı, kararlı tutumu, islama olan sonsuz aşkı, irfani yüce makamı, tevazu ve takvası, seçkin ilmi ve fıkhi şahsiyeti, sade hayat tarzı onu örnek ve eşsiz bir lider kılmıştır.

       İmam Humeyni’nin bu üstün ferdi özellikleri bir yana, İran milleti ve dünya hürriyetçi milletlerine liderlik sembolüne dönüşmesinin nedeni, halkın imam Humeyni’yi islami kültür ve kimliğin yansıması, dünya müstekbirliği, istibdad, zulüm ve diktatörlüğe karşı amansız mücadele abidesi olarak nitelendirmesiydi.

       İslam inkılabı rehberliğindeki meşruiyet boyutu: İmam Humeyni’nin liderliği 3 boyutludur. Siyasal bilim ve literatürde, bir liderin ve devlet düzeninin kurucusunun hak nezdindeki meşruiyet özellikleri, imam Humeyni’nin şahsında birikmiş bulunuyordu. İmam Humeyni, şii taklit merciliği sünnetinin taşıyıcısı olup, dini konuda en yetkin bir müçtehid ve fetva sahibiydi. Halk ise imam Humeyni’ye gönülden bağlı olup, ona duyduğu güven en yüksek seviyedeydi. Bu üstün ve karizmatik özelliklerinden dolayı, toplumsal itibar ve meşruiyet sahibiydi. İmam Humeyni halk demokrasisi açısından da meşruiyet sahibiydi. Nitekim İmam Humeyni’nin sürgünden İran’a geri dönüşünde milyonlarca insanın coşkuyla karşılaması, ve vefat ettiğinde de milyonlarca insan tarafından ebedi istirahetgahına uğurlanması, bu gerçeği gözler önüne seriyor. İmam Humeyni’nin İslam inkılabının rehberliğini üstlenme özelliklerinden biri, silahlı mücadeleden sakınma, daha az kan dökmeye yol açacak halk kitleleri öncülüğünde devrimci hareketlerin başlatılıp, sürdürülmesi stratejisiydi. İmam Humeyni’nin inancına göre, zorba iktidarın halka karşı güç kullanmasını engellemek için zora başvurulmamalı, sert güç kaynakları özellikle silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetleri greve ve ordu saflarını terk etmeye çağrılmalı ve zorba iktidarın gücü içeriden çökertilmeli ve bu güçler halkın denetimine geçirilmelidir.

      İşte bu öğretiler doğrultusunda İran Müslüman halkı kurşunlara göğüs gerip, görkemli yürüyüşlerinde “Humeyni’nin dediği gibi ordu kardeşimizdir”, “Kardeşim asker, niçin kardeşini öldürüyorsun” gibi sloganlar atarak askeri ve kolluk güçlerinin halka karşı ateş açma saiklerini etkisiz hale getirip, özellikle sıradan askerler ve erlerin direnişini kırıp, onların halka katılmalarını sağladılar. İmam Humeyni, şah döneminde silahlı mücadele başlatan bazı Müslüman gruplarla solcu grupların rejimi devirmek için silahlı mücadeleyi sürdürme tezini reddedip, halk kitlelerinin siyasi ve kültürel seferberliği ve halk yürüyüşlerini silahlı mücadele sürecine tercih ediyordu. Nihayet İmam Humeyni’nin silahsız, etkin ve genel halk kıyamı görüşünün doğru mantıklı ve geçerliliği de ispatlandı. İmam Humeyni’nin Amerika emperyalizmi ve dünya siyonizminin işbirlikçisi, dikta Pehlevi saltanatına karşı mücadele stratejisi “kanın kılıca galebe çalması” tezine dayanıyordu. İmam Humeyni İran’daki istibdadi rejimin halk seferberliği yoluyla devrileceğini kaydedip, solcu grupların gerilla savaşı ve silahlı ayaklanma tezini reddediyordu. İmam Humeyni’nin bu başarılı mücadele stratejisinin anlamı, halk kesimlerini inkılap ve mücadele saflarına çekmek, kurşun ve ateşli silahlardan korkmamak, tüfeğe karşı sıkılmış yumruklarla mücadele edip, zafere kavuşmaktı.

       Yükümlülükleri yerine getirme mesuliyetine vurgu yapma: İmam Humeyni ilahi ve dini bilinç ve güçlü inançla bütünleşmişti. Nitekim İmam Humeyni sadece yükümlülükleri yerine getirme gereğini vurguluyordu ve Allah yolunda zafer ve yenilgi, hayat ve şehadeti, Allah yolunda zafer olarak nitelendiriyordu. İmam Humeyni’nin hareket felsefesi, dini ve şerri yükümlülük ve mesuliyet icabı Allah’a tevekkül ederek harekete geçmekti. Bu yüzden İmam birçok siyaset adamının Şah rejimine ve uluslar arası emperyalist destekçilerine karşı mücadele sürecindeki muhasebelerini, ileri sürdükleri neden-sonuç bağlantısını dikkate almıyordu. İmam Humeyni İran milletinin tarihi istibdadi düzenden kurtulup, hürriyete kavuşma, Amerika ve siyonizmin sultasından kurtulup, bağımsız olma ülküsünü gerçekleştirebilmek için kararlılıkla ve zorluklar karşısında yılmadan direnişini sürdürdü. Halk gücüne olan inanç İran’da siyasi güç ve gruplar, halk devriminin zafere kavuşup, kısa sürede militarist ve dikta şahlık rejiminin devrilmesini beklemiyorlardı. Nitekim onların önerdikleri yol, uzun süreli gerilla savaşıydı. Aslında bu mücadele biçimi halk gücüne inanmamaktan, petrolü millileştirme ve 15 Hordad kıyamının askeri ihtilalle kanlı bir şekilde bastırılması gibi iki acı tecrübeden kaynaklanıyordu. Fakat İmam Humeyni halkın uyanışı ve devrimci gücüne olağanüstü bir şekilde inanıyordu. Bu yüzden gerilla savaşını reddedip, halkın yüksek potansiyelini harekete geçirip, nihayi hedefin saltanat rejiminin devrilmesi, İslam inkılabının gerçekleştirilmesi, İran’da İslam Cumhuriyeti nizamının kurulmasından ibaret olduğunu açıkça ilan etti.

        Uzlaşmaz tutum: İmam Humeyni’nin diğer bir özelliği, onun belirlediği hedefi gerçekleştirmek için izlediği uzlaşma tutumu, kararlı ve yiğitçe mücadele tarzıydı: Yabancı güçlerin himayesine aldırmamak: İmam Humeyni belirlediği hedef ve stratejilerin yabancı güçlerin himayesinden bağımsız bir şekilde yürütüp, sadece Allah’a tevekkül edip, halk kitlelerinin önlenemez gücüne inanarak hareket etti.

      Açık sözlülük, şeffaf ve kararlı tutum: İmam Humeyni, 1963 yılının Haziran ayında başlattığı halk kıyamından 1979 yılındaki İslam inkılabı zaferine kadarki sürede, açıkça Amerikancı ve ırkçı İsrail rejimine bağımlı şahlık rejiminin devrilmesi gerektiğini vurgulayıp, bu konuda asla taviz vermedi. 

 


İran İslam Cumhuriyeti Lideri ve Kurucusu                        

İmam Humeyni, Bağımsızlık, Hürriyet ve İslam Cumhuriyeti 

İslam Cumhuriyeti 

İRAN İSLAM İNKILÂBI 

İran İslam Devriminin Yıldönümü ve Zafer Günü 

İslam İnkılabı'nın Özellikleri 

İran İslam İnkılabının Tarihi Kökleri

 

 

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)