• Nombre de visites :
  • 3604
  • 22/12/2008
  • Date :

Kadından  imam olur mu?

kadın

    


          Soru: Kadından peygamber veya imam olur mu? Olmaz ise sebebi nedir?

 

      Cevap: Aziz kardeşim, bunun sebebi kadın erkek arasındaki (yaratılış nizamının bir gereği olan) fiziki vs. farklılıklardan dolayıdır.

      Önce şunu bilmeliyiz ki insanın hayat felsefesi olan tekamül ve manevi makamlara yükselme hususunda kadın erkek arasında hiçbir fark söz konusu değildir. İslâm'da kadına maneviyat, ilim ve marifet talebine hiçbir engel ve kısıtlama getirilmemiş; üstelik sürekli teyit ve teşvik edilmiştir. Kur'ân ve hadislerle aşina olan herkes bunu açıkça görebilir.

      Evet kadın maneviyat, ilim ve marifet talebinde en zirve noktaya kadar ilerleyebilir. Bugün İslâmî ilimlerde, en uç nokta olarak bilinen ictihad derecesine kadar ilerleyerek bir müctehid bile olabilir. Hatta ictihad mertebesine ulaşan bir kadının erkek müctehidler gibi başka bir müctehide taklit etmesi caiz değildir ve kendi fetvalarına amel etmesi farzdır.

     Fakat kadın ile erkek arasında bu hususta söz konusu olan tek fark şudur ki, İslâm kadına Peygamber, İmam ve taklit mercii olma yetkisi tanımamıştır.

     Bu farklılık kadının düşüncelerinin tutarsızlığı veya onda olan bir eksikliğin ifadesi değildir. Böyle olsaydı kadının kendi fetvalarına amel etmesi de caiz olmazdı.

     Bu durum tamamen kadının sahip olduğu özel fiziksel yapı ve kendine has bir takım şartlardan kaynaklanmaktadır.

      Yani İslâm'da Peygamberlik, imamlık ve mercilik, dini ve içtimai bir görevin ifadesidir. Bu ise özel birtakım şartları ve özellikleri gerektiren oldukça ağır bir görevdir. Hatta erkekler arasından bile ancak nadir kişilerin kaldırabileceği bir mesuliyettir.

      Yani duygusallıklardan uzak, cesaret, tedbir, atılganlık, soğukkanlılık, zamanın ve mekanın şartlarına en iyi şekilde vakıf olabilme gibi bir çok önemli özellikler isteyen bir görevdir. Öte yandan böyle ağır bir görevi üstlenen kimse görev icabı sürekli toplumla, değişik çevrelerle ve insanlarla ilişkide olup onlarla haşır-neşir olması gerekir. Bu saydıklarımız ve diğer bir çok hususu dikkate aldığımızda, bazı tabii özellikleri ve şer'î mükellefiyetleri açısından kadınların böyle ağır bir görevi üstlenebilmelerinin imkansız veya oldukça meşakkatli bir şey olduğunu göreceğiz.

       Zira kadınlarda insanlığın ve yaradılış düzeninin bir zarureti gereği duygusallık yönü ağır basmaktadır. Bu yüzden tedbir, taakkül ve soğukkanlılık isteyen bu görevde beklenen başarıyı gösterebilmesi mümkün değildir. Öte yandan dini açıdan toplumsal ilişkilerde belli sınırlara riayet etmesi gereken bir kadının sürekli insanlarla haşır-neşir olması ve dolayısıyla toplumda cereyan eden durumlardan gereği gibi haberdar olması beklenemez. Böyle olunca da vazifesini doğru düzgün ifa edebilmesi de mümkün olmaz tabii olarak .

     İşte görüldüğü gibi, kadınlara bu görevin tanınmaması, aslında onlar için zor ve meşakkatli bir durum arz eden bir mesuliyetten muaf tutulmaları demektir. Aynı, ağır bir vazife olan cihattan muaf tutuldukları gibi. Allah'a emanet olun.


  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)