• Nombre de visites :
  • 2102
  • 14/10/2008
  • Date :

Sabrın Derecelerine Dair

dua

     Bil ki, hadis-i şeriflerden anlaşıldığı üzere sabrın dereceleri vardır ve ecir ve sevabı da dereceleri gibi farklıdır. Nitekim Kafi"de senedi muttakilerin mevlası ve Mü"minlerin Emiri"ne (aleyhisselam) ulaşan şöyle bir hadis mevcuttur:

    "Hz. Emir (Ali) (as) buyurdu ki: "Rasulullah (sallllahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: "Sabır üç çeşittir: Musibete sabretmek, taatta sabretmek, masiyete sürüklenmemekte sabretmek. Musibete, musibet güzelliğe dönşünceye değin sabreden (yani güzel bir sabır ile musibetin şiddetini reddeden) kişiye Allah üç yüz derece yazar her bir dereceyle öbür derecenin arası, yerle göğün arası kadardır. Taatta sabreden kişiye de Allah altı yüz derece yazar ki her bir dereceyle öbür derecenin arası, yerin dibiyle arşın arası kadardır ve masiyete sürüklenmemekte sabreden kişiye de Allah dokuz yüz derece yazar ki her bir dereceyle öbür derecenin arası, yerin dibiyle arşın en üst noktası kadardır." (1)

    Bu hadis-i şeriften, masiyete sürüklenmemekte sabretmenin sair sabır mertebelerinden daha faziletli olduğu anlaşılmaktadır. Hem dereceleri daha fazladır ve hem de dereceleri arasındaki mesafe daha çoktur. Ayrıca cennetin kapsamının da bizlerin tahmininden çok daha fazla olduğu görülmektedir.

    Ve cennetin hudutlarına ilişkin "Genişliği göklerle yer arası kadar olan" (2) ayetinin de amel cennetine ilişkin ol­ması icab eder. Ama bu hadiste yer alan hudutlarıyla cennet, ahlak cennetidir ve ahlak cennetinde ölçü, iradenin kuvvet ve kemalidir. Bu cenneti hiçbir sınırla sınırlandırmamak gerekir.

     Kimileri buyurmuş ki, "Burada maksat yüksekliktir, o ayette ise genişlik sözkonusudur. Arada çelişki yoktur. Genişlikte birlik ama yükseklikte farklılık mümkün bir durum­dur."

    Ama bu uzak bir ihtimaldir. Çünkü buradaki genişlikten maksat, uzunluğun karşıtı olan genişlik (yani "en") değil, boyutların genişliği (yani "mutlak anlamıyla genişlik) manasıdır. Zaten yerin ve göğün de öyle uzunluk ve genişliği yoktur. Her ne kadar terim olarak yerin "enlem" ve "boylam"ı varsa da, Kitabullah bu terimler doğrultusunda bir tanımla yapıyor değildir. Kafi"de senedi Hz. Sadık"a (as) ulaşan bir hadiste şöyle buyurulmaktadır:

    "Hz. Sadık (as) buyurdu ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir zaman gelecek ki egemenlik, öldürme ve cebrin dışında bir yolla, zinginlik, gasb ve cimrilik dışında bir yolla, sevmek de dinden çıkma ve hevaya tabi olma dışında bir yolla elde edilemeyecek. Sizden o zamana ulaşıp da zengin olabilecek durumda iken yoksulluğa sabreden, halkın sevgisini kazanabilecek durumda iken onların öfke ve kinine sabreden ve izzet sahibi olabilecek durumda iken zelil sayılmaya sabreden kişiye Allah, beni tasdik eden elli sıddîkın sevabını bahşeder. "

    Hz. Emirul"l-Mü"minin"den (as) de bu muhtevada bir hadis rivayet edilmiştir. Yani bu konuda pek çok hadis vardır. Ama biz bu birkaç hadis-i şerifle yetiniyoruz.

------------------------------------------------------------

(1) Kafi, c. 2., Kitabu"1-îman ve"1-Kufr, Babu"s-Sabr, 133.

 (2) Al-i İmran Suresi, 133.

 

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)