• Nombre de visites :
  • 1451
  • 9/1/2008
  • Date :

Susmak Yetmez, Hareket etmek ve Haykırmak Şarttır

Susmak Yetmez, Hareket etmek ve Haykırmak Şarttır

   En Zor Şartlarda Bile Kötülükten Vazgeçirme Eylemini Bırakmamak

   Hz. Resulullah efendimizin (s.a.a) soyuna mensup bulunan bütün erkekleri; yani babasını, amcasını, kardeşlerini ve yeğenlerini, İmam Saccad Zeynelabidin (a.s) hazretlerinin gözleri önünde şehid ettiler, bununla da kalmayıp, kendisini esir olarak Kufe ve Şam"da "ecnebî asiler" yaftasıyla dolaştırdılar. Ama Şam Camii"nde hatibin Yezid"i övdüğünü görünce İmam Seccad hazretleri (a.s) Yezid"in de bulunduğu bu mekanda, "Ey hatib!" diye haykırdı; "Sen Yezid"e dalkavuklukta bulunmakla Allah"ın rızasını Yezid"in rızasına satmış ve Allah"ın gazabını kazanmış oldun! Maruf ve iyiliklerin en büyüğü olan Muhammedî İslâm"ın, yani Ehlibeyt İslâm"ının aslını tanıtmak için şu minbere benim çıkmam gerekir aslında!"

   İmam bunları söyledikten sonra minbere çıkıp fevkalade çarpıcı bir konuşma yapmış, bu târihî konuşma Yezid"in bütün plânlarının ortaya çıkmasına ve fikrî, kültürel ve duygusal bir inkılabın gerçekleşmesine neden olmuştur.[1]

   İmam Cafer Sadık hazretlerinin de (a.s) davetli olduğu bir yemekte davetlilerden biri özel bir işaretle ev sahibinden su istedi. Ona su yerine şarap verildiğini fark eden İmam (a.s) hemen yerinden doğrularak evi terk edip şöyle buyurdu:

   "Şarap içilen bir sofrada yemek yenilemeyeceği gibi, orayı hemen terk etmek de gerekir. Böylece o sofrada oturanlar, şarabın ne kadar kötü bir şey olduğunu görmüş olacaklardır."[2]

   İslâm tarihinde kayıtlı olan şu olay gayet öğreticidir: Hz. Resulullah"ın (s.a.a) ölüm döşeğinde bulunduğu günlerde 18 yaşında bir genç olduğu hâlde İslâm ordusunun komutanlığıyla şereflendirilmiş olan Üsame b. Zeyd, bir gün Hz. Ali"nin (a.s) huzuruna çıkarak kendisine yardım edilmesini istedi. İmam kabul etmeyince, "Ben de Hz. Resulullah"ın (s.a.a) yakın sahabesindenim." dedi. Bunun üzerine İmam (a.s), "Evet" dedi, "Ama Muaviye iktidar hırsıyla bize savaş açtığı zaman sen onun bu aşikâr zulmüne açıkça karşı çıkacağın yerde susmayı tercih ettin. Senin bu suskunluğun büyük bir günahtı. Muaviye"nin safında yer almasan da, onun bu haksızlığı ve zulmü karşısında susarak onu desteklemiş oldun. Göz göre göre işlenen bir günaha seyirci kalmak, Müslüman"a yakışır bir mantık değildir!"

   İran"da İslâm inkılâbı gerçekleşmeden önce Şah"ın milletvekillerinden biri İmam Humeyni"yle (k.s) görüşerek meclisten İslâm karşıtı bir kanun geçirilmek istendiğinde kendisinin olumlu oy kullanmadığını söyleyince, İmam Humeyni (k.s) rahatsız bir ifadeyle, "Bu yetmez." dedi, "Mecliste bunu haykırman, yüksek sesle itiraz etmen, sonra da meclisi terk etmen gerekirdi beyefendi!" dedi.

Evet; iyiler, kötülükler karşısında susmamalıdır. İyiler tepki gösterecek olursa kirlenen ortamı değiştirebilirler, meselâ bütün iyilerin, öğle vakti girdiğinde bulunduğu yerde ezan okuduğunu düşünün; bu hareket, ortamın tamamen değişmesini, çok farklı bir atmosfer oluşmasını sağlamaz mı?

----------------------------------------------------------------

 [1]- Seyyid b. Tavus"un el-Luhuf adlı eserine bk. (Türkçe tercümesi: Kerbela Şehitlerinin Ardından, Kevser Yay.)

 [2]- Bihar"ul-Envar, c.79, s.54-141

 

İYİLİK VE ÖZVERİYE DAVET

Nefis Tezkiyesinin En İyi Yolu

Emri Maruf

Başkalarının Günahından Bana Ne?!

Susan Toplum, Ölü Toplumdur

En iyi Ümmetin Belirtisi

Emr-i Maruf

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)