Susan Toplum, Ölü Toplumdur
Kur'ân-ı Kerim aklıselim sahiplerine hitap ederek, "Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır, umulur ki sakınırsınız."(1) buyurmakta ve eğer bir katille karşılaştığınızda onu öldürürseniz siz diri ve canlısınız; aksi hâlde ölüsünüz demektedir.
Bireyin ölü veya diri olduğu herkesçe anlaşılabilecek bir şeydir; ama toplumun ölü mü, yoksa diri mi olduğunu anlayabilmek için ileri seviyede bir sosyal bilinç ve idrak gereklidir.
Nitekim bu nedenledir ki ayetin başında, ".Eğer temiz akıl sahibi, yüksek bir idrak, bilinç ve anlayış sahibi iseniz bu hakikati idrak edebilirsiniz." buyrulmaktadır. Dileyen herkesin dilediği her haltı işleyebildiği ve hiçbir itirazla kar-şılaşmadığı bir toplum "ölü toplum"dur.
Hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır:
"İyi ve kötü davranışlar karşısında ilgisiz olan ve hiçbir tepki göstermeyen kimse, canlılar arasında sadece nefes alıp veren bir ölüdür."(2)
Günah karşısında susmak korkaklığın belirtisidir; zaafın ve ümitsizliğin göstergesidir; insanın kendisine, topluma ve dürüstlüğe karşı sorumluluk bilinci taşımadığının nişanesidir.
Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) efendimiz, günah karşısında susmanın bir çeşit bidat olduğunu buyurmuştur.(3)
Günah karşısında susmanın hüsrandan başka neticesi yoktur. Asr Suresi'nde "İman ve sâlih amel sahibi olan, ama günah karşısında susan veya başkalarını hakka ve doğru yolda direniş göstermeye davet etmeyen kimse zarar ve hüsrandadır." buyrulmaktadır.
İmam Cafer Sadık hazretleri (a.s) şöyle buyuruyor:
"Allah Tealâ bir topluluğa azap indirmeleri için bir grup melek gönderdi. Melekler o topluluğun gözyaşları dökerek dua etmekte olduğunu görünce, böyle bir topluluğa neden azap edildiğini sordular. Rabb'ul-Âlemin, 'Onlar dua ve tazarruda bulunur; ama kötülükler karşısında gerekli tepkileri göstermezler.' buyurdu."
Bakara Suresi'nin 251. ayetinde mealen "insanlardan bir kısmı, diğerlerinin kötülük ve fesadını engellemeyecek olursa bütün yeryüzü fitne ve fesada boğulur." buyurulmaktadır.
İlim şehrinin kapısı Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır:
"Şanı yüce Allah, ancak marufu emretme ve münkerden sakındırma ilkesini terk eden ümmetleri lânetlemiştir."(4)
Hadis-i şerifte şöyle buyruluyor: "Gizlice ve kapalı olarak işlenen bir günah, bütün toplumu tehdit etmez; ama bir grup açıkça günah işler ve toplumun geri kalanı onları engelleyebilecek güce sahip olduğu hâlde bunu yapmaz ve susarsa Allah Tealâ o toplumun hepsini birlikte cezalandırır."(5)
Allah Teala, "Ateşi herkesi yakan fitnelerden korkun."(6) buyurmaktadır.
Resulullah'ın (s.a.a) Ehlibeyt'inin altıncı gülü İmam Cafer Sadık hazretleri (a.s), "Dine karşı sorumsuz ve lâkayt davranan kimsenin gerçekte dini yoktur." buyurur.(7)
---------------------------------------------------
(1)- Bakara, 179
(2)- et-Tehzib, 181
(3)- Bihar'ul-Envar, c.77, s.165
(4)- Nehc'ül-Belâğa, 193. hutbe.
(5)- Kenz'ül-Ummâl, 5515. hadis.
(6)- Enfâl, 25
(7)-Vesail'uş-Şia, c.11, s.44
AHLAKA OLAN İHTİYAÇ VE ONUN ÖNEMİ
Kur'an-ı Kerim'de mü'min
Marufu Emret!