• Nombre de visites :
  • 2214
  • 24/10/2007
  • Date :

Şefaatin Şartı

şefaatin şartı

    Şefaat, ilâhî mağfiret rahmetinin tecellisi ile özdeştir, ondan bağımsız değildir. Bu rahmetin ,bu hayrın sahibi de Allah"tır. Allah, hayır ve rahmetleriyle gerçek ve mutlak anlamda tek sahibi, tek kaynağıdır. Konu gerçek sahibi açısından ele alınınca, bu rahmet tecellisine ilâhî mağfiret adı verilir. Buna karşılık, ilâhî rahmet kaynağından kaynaklanan, mağfiretin mecrası, akış yolu göz önüne alınırsa, şefaat adı kullanılır. Şu hâlde Allah"ın mağfiretine nail olabilmek, bu rahmet tecellisinden yararlanabilmek için hangi şartların gerçekleşmesi gerekiyorsa, bu şartlar şefaat için de söz konusudur.

      Aklî açıdan mağfiretin tek şartı, ilgili kişinin mağfiret için gerekli yeteneği, kabiliyeti haiz olmasıdır. Bir kimse Allah"ın rahmetinden yoksun kalırsa, Allah"ın rahmetindeki sınırlılık ve darlıktan dolayı değildir, böyle bir düşünceden Allah"a sığınırız! Bu yoksunluğun sebebi, o kişinin mağfireti kabul yeteneği göstermemesidir.

     İlâhî rahmet, bir tacirin bankalar nezdindeki itibarı, kredisi gibi değildir ki sınırı olsun! İlâhî rahmetin itibarı mutlak ve sonsuzdur; ancak bu rahmet tecellisinin karşısında olanların kabul yetenekleri farklıdır. Bir kimse bu kabiliyetten tamamen yoksun olursa, ilâhî rahmetten hiçbir payı olmayabilir.

    Dinî metinlerden şu hususu anlamaktayız ki, Allah"ı inkâr etme (küfr) ve Allah"a ortak koşma (şirk), mağfirete gark olmayı, mağfiret tecellisini kabul etmeyi önleyen engellerdir. Kur"ân-ı Kerim buyurur ki: Allah, şüphesiz, şirki bağışlamaz, mağfiret etmez., Şirkin aşağısında olan günahları dilediği kimse için bağışlar. [1]

     İman elden giderse, insanın mağfiret ile ilişkisi de derhal kesilmiş olur, artık bu yüce lütuftan yararlanma imkânı kalmaz. Bir kimsenin gönlüne küfr mührü vurulduğunda, kapalı bir kap gibi olur. Öylesine kapalı ki, üzerine okyanuslar akıtılırsa, okyanusa atılsa, içine bir damla su sızmaz. Bu kimsenin varlığı çoraklaşır. Öyle ki, Allah"ın rahmet yağmuru bu çorak alanda çiçek açmasına değil diken öbekleri bitmesine yol açar.

     Yağmurun yaratılışındaki lütuflara, rahmet olduğuna karşı diyecek bir şey yoktur. / Ne var ki bahçelerde çiçekler-güller biter ve açar, çorak yerlerde ise dikenler.

     Çorak yerde gül bitmemesinin sebebi, yağmurun yetersizliği değil; yerin kabiliyetten yoksun oluşudur.

     Kur"ân-ı Kerim; ilâhî rahmetin kapsamını, Arş-ı hamil olanların dilinden şöyle beyan eder: Arşı hamil olanlar ve çevresindekiler Allah"a hamd ve tesbih ederler, O"na i-man ederler ve iman edenler için istiğfar ederler (mağfiret dilerler). Rabbimiz! Her şeyi ilim ve rahmetin kapsar, mağfiret et, bağışla tövbe edenleri ve senin yolunu izleyenleri, koru onları cehennem azabından! [2]

     Bu ayet-i kerimeden, hem Allah"ın rahmetinin sınırsız olduğunu, hem de mağfirete layık olma ve ondan yararlanmanın şartını çıkarmak ve anlamak mümkündür.

     Kur"ân-ı Kerim ayetlerinden anlaşılmaktadır ki, şefaat ve mağfirete nail olabilmenin, erişebilmenin zorunlu şartı Allah"a imandır; ancak bu da yeterli şart değildir, hiç kimse de mağfiretin ve şefaatin gerçekleşmesi için gerekli bütün şartları, kesin biçimde açıklayamaz. Bunun bilgisi sadece ve sadece Allah katındadır.

    Yukarıda andığımız ayet-i kerimede şirk dışındaki günahların mağfiret edilmesinin müjdesi verilirken li- men -yeşâ (dilediğinin) kaydı da getirilir. Şefaate dair ayetlerde de Allah"ın razı olduğu kimseye şefaat ederler kaydı vardır.[3]

     Denebilir ki; Kur"ân-ı Kerim, şefaatin bütün şartlarını açıkça belirtmeyi münasip görmemiştir. Dilemiştir ki gönüller, endişe ve ümit arasında kalsın. Buradan da şu sonuca varılır: Şefaat inancının insanları günah işleme yönünde güçlendirdiği itirazı doğru değildir, yetersizdir.


[1]- Nisâ, 116

[2]- Mü"min, 7

[3]- Bakara, 255

Şefaat nedir?

Yüce Allah"ın Şefâati

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)