PEYGAMBERE İNANMAK
Peygambere İnanmak
Soru ve cevap
1-Peygambere İnanç konusunda hangi konular daha önem taşırlar?
Peygamberlerin gönderilişinin gerekli olduğu Vahiy olayında her hangi bir hata ve yanılgı ve bilerek saptırmadan uzak oluşu başka bir tabirle Peygamberlerin masum oluşları Peygamberliğin isbatı için makul bir yolun oluşu Peygambere inanmak bölümünde incelenmesi gereken başlıca konular arasında yer alırlar.
2-Bu konuların isbatıu için kullanılan metot nedir? Acaba bu konuların isbatı için aklı delillere mi yoksa nakli delillere mi başvurulmalıdır?
Peygamberliğin aslını ispat etmek için elbette akli deliller lazımdır. Akli deliller olmaksızın peygamberi tanımak mümkün olmaz Ve peygamberi tanımadan ise nakli deliller kişinin nazarında geçerlilik kazanmaz. Ama bunun yanı sıra peygambere inanmakla ilgili bazı teferruatlarda ve inceliklerde nakli delillere istinat edilmelidir. Çünkü akıl peygambere inanmanın temelinde insana kılavuz olsa da bu inancın teferruatını tek başına çıkaramaz.
3-İnsan yaratılışındaki hedef dikkate alınarak peygamberlere olan ihtiyacın nedeni nedir?
İnsan Allah’a ibadet ve itaat etmek ve bu yolla Allah’ın merhamet ve lütfüne mazhar olmak için yaratılmıştır. Allah Teala’nın iradesi temelde insanın kemal ve mutluluğa erişmesine yöneliktir. Ama bu mutluluk ve kemale erişmek sadece insanın kendi iradesi çerçevesinde çaba göstermesine bağlı olduğundan insanın iradesi çerçevesinde çaba gösterebilmesi için onu için sürekli olarak hayatta iki yol ve seçenek bırakmıştır. Böylece insan için seçim ve irade çerçevesinde çaba göstermeği mümkün kılmıştır. Tabiatıyla bu yollardan biri bedbahtlık ve azap yolu diğeri ise saadet yoludur.
4-Acaba Allah’ın bizlere iki yol ve seçenek bırakması bizlerin mutluluğunu istediği gibi bedbahtlığını da mı istemesi anlamına gelir?
Hayır, Allah’ın asıl iradesi bizlerin mutluluğuna yöneliktir. Yani asıl olan Allah’ın merhametidir. Azap ve bedbahtlık ise bu nizam çerçevesinde tali mertebede gerekli olan adalet üzere kurulu ilahi irade ve nizamın bir gereğidir.
5-İnsanın kendi irade ve ihtiyarı ile çaba göstermesi ve bilinçli olarak hür iradesini kullanması neleri gerektirir?
İnsan bir işi yapmaya gücünün olmasının ve dış şartların elverişli olmasının yanısıra o işe karşı istek ve eğilimin olması ve bunun içinde iyi ve kötü işler hakkında yeterli bir bilince sahip olması gerekir. İnsanın kendi kemal ve mutluluk yolunu bilinçli olarak ve hür iradesiyle seçebilmesi için hem hedefini ve hem de o hedefe götüren yolu iyice bilmesi gerekir. Bu yoldaki olan sıkıntı ve zorluk ve tehlikelerden haberdar olması lazımdır. Buna göre işahi hikmetin gereği insana her türlü hatadan uzak olan doğru bir bilinçlenme ve gerçeği bilme yolunu açmasıdır. Ve işte bu peygamberlerin yoludur.
6- Neden insanın aklı gerekli olan bu bilgileri edinmek için yeterli değildir.
İnsanın ferdi ve toplumsal maddi ve manevi kemale erişmesi ve dünya ve ahiret mutluluğunu elde edebilmesi için gerek duyduğu bilinç ve bilgileri elde edebilmesi için yalnız akla başvurması yeterli değildir. Çünkü insan kendisi bile kendisini iyi tanıyabilmiş değildir. Eğer insanın bu bilinci elde etmek için bir başka yolu olmazsa o zaman Allah Teala’nın insan yaratmadaki hedef gerçekleşmemiş kalır.
7-Peygamberlerin varlığının gerekli olduğuna dair aklı delili özetlermisiniz?
Kısaca insanın kemal ve saadete kavuşması onun irade ve ihtiyarı çerçevesinde gösterdiği çaba ve tasarruflara bağlıdır; bu bir.
İkincisi, İradeyi doğru şekilde kullanmak hedef ve gidilecek yol hakkında yeterli bir bilince sahip olmayı gerektirir. Üçüncüsü de şu ki insan his ve deney ve akıl yoluyla hedef ve yol hakkındaki gerekli bilinci elde edememektedir. Bu üç husus dikkate alındığında anlaşılıyor ki Allah Teala’nın sağlam hikmeti insan için deney ve akıldan başka bir yolu da bırakmasını gerektirir. BU İSE İNSANLARA KILAVUZLUK ETMELERİ İÇİN PEYGAMBERLERİ GÖNDERME YOLUDUR.
8-Acaba insan uzun tecrübeleri sayesinde dünya hayatında toplumsal mutluluk ve saadet yolunu kendi bulabilir mi?Bu durumda neden vahye ihtiyaç duyar?
İnsan sürekli olarak vahiy yoluyla gelen düstür ve emir ve kılavuzlara muhtaçtır Çünkü insanın manevi ve ahiretle ilgili tüm çıkarlarından haberdar değildir. Bunlar ise insanın yartılışındaki asıl gayedir. Bu tür çıkar ve maslahatlardan haberdar olmadığı için bunları gereğince değerlendirmekten acizdir.