• Nombre de visites :
  • 1239
  • 11/8/2013
  • Date :

Fıkıh Açısından Salavat(2.Bölüm)

fıkıh açısından salavat

3– Bazıları demişlerdir ki: İnsanın Müslüman olmak için en az bir defa kelime–i şehadeti getirmesi farz olduğu gibi ömrü boyunca en az bir defa salavat getirmesi de faradır.

Fakat ihtiyat gereği Peygamber efendimizi (s.a.a) her anıldığında ona salavat getirilmelidir. Nitekim hadisler de bu yöndedir.”‌

Zamehşeri sözünün devamında şöyle yazıyor: “Namazın caiz olması için namazda salavat şart mıdır? diye soracak olursanız, şöyle derim:

Ebu Hanife ve ashabı bunu şart bilmemektedirler.

İbrahim Nehaî’den şöyle rivayet edilmiştir: Peygamberin (s.a.a) sahabesi namazın teşehhüdünde sadece “esselamu aleyke eyyuhennebiyyu”‌ demekle yetiniyorlardı. Fakat İmam Şafî bunu şart biliyordu.[2]

Kurtubî de kendi tefsirinde şöyle diyor: “İnsanın ömründe bir defa Peygamber efendimize salavat göndermesi farzdır. Her durumda, her zaman salavat getirmek müekket farz sünnetlerdendir. Dolayısıyla salavatı terk etmek yakışmaz ve ondan sadece hayırdan nasibi olmayan kimse gaflet eder.”‌[3]

İbn Hazm Muhallâ adlı eserinde ise şu görüşü seçmiştir: “İnsanın hayatın boyunca Peygamber efendimize bir defa salavat getirmesi farz, fazlası ise müstehaptır.”‌

Ve namazda salavatı farz bilen Şafii’nin görüşünü reddederek, “Bu delilsiz bir iddiadır”‌ demiş ve birden fazla tekrarlanmasının farz oluşunun da kabul etmeyerek, “Birden fazla tekrarlanmanın belli bir sayı ile sınırlandırılması gerekir; halbuki bunu sınırlandırmak için de bir delil yoktur”‌ söylemiştir.[4] Cessam da bu görüşe sahiptir.[5]

Şafiî bunun sadece namazın son teşehhüdünde farz olduğunu söylemiştir; Hanbeliler de bunu kabul etmiş ve buna birkaç delil getirmişlerdir.[6]

Fakat Ehl–i Beyt Mektebine göre namazın her iki teşehhüdünde Peygamber efendimize salavat getirmek en açık farzlardandır. Şeyh Tusî buna şu şekilde delil getirmiştir:

“Şia fakihlerinin bu konuda icması vardır ve ayrıca her iki teşehhütte salavat getirmek farz ihtiyatla da uygundur; çünkü insanın namazda salavat getirmesi durumunda namazının sahih olduğunda ihtilaf yoktur; fakat salavat getirilmemesi durumunda, böyle bir namazın sahih olacağına dair herhangi bir delil yoktur.

Diğer bir delil de Allah Teala’nın şu buyruğudur: “Ey inananlar, siz de ona teslimiyetle salat ve selam getirin!”‌[7] Allah Teala bu ayette salavat getirmeyi emretmiştir; Allah’ın emri ise bunun farz olduğunu gösterir; ve bu konuda hiçbir mevzu namazdan daha uygun değildir.”‌

Şeyt Tusî daha sonra namazda salavat getirmenin farz olduğuna delalet eden üç rivayet kaydetmiştir. Birinci rivayeti Ka’b b. Ucre ve ikinci rivayeti ise Aişe Allah Resulünden (s.a.a) rivayet etmişlerdir. Üçüncü rivayeti Ebu Basir, İmam Cafer Sadık’tan (a.s) naklediyor.[8]


[2]– el–Keşşaf, c.3, s.557–558.

[3]– el–Camiu’l–Ahkami’l–Kur’an, c.14, s.232–233.

[4]– el–Muhallâ, c.3, s.273.

[5]– Ahkamu’l–Kuran, c.3, s.484.

[6]– el–Fıkh–u ela’l–Mezahibi’l–Erbea, c.1, s.236, 237. Yine bk. El–Muğni, İbn Kuddame el–Mukaddesî, c.1, s.579–580.

[7]– Ahzab, 56.

[8]– Kitabu’l–Hilaf, c.1, s.369–371.

Fıkıh Açısından Salavat(1.Bölüm)

Allah Resulüne (s.a.a) Nasıl Salavat Getirilir?(3.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)