• Nombre de visites :
  • 1021
  • 4/7/2013
  • Date :

HİCRETİN BEŞİNCİ ASRINDAN ON DÖRDÜNCÜ ASRINA KADAR ŞİA

hicretin beşinci asrindan on dördüncü asrina kadar şia

Beşinci asırdan dokuzuncu asrın sonlarına kadar aynen dördüncü yüzyılda Şia'ya olan yönelme ve Şia'daki artış devam etmekteydi. Bu arada iş başına geçen Şia mezhebine tabi padişahlar da Teşeyyü mektebini yaymaktaydılar.

Beşinci yüzyılın sonlarına doğru İsmailiyye daveti Elemut kalelerinde kök attı ve bu mektep mensupları yüz elli yıla yakın bir zaman İran'ın orta kesiminde tam özgürlük içerisinde yaşadılar.[94] Ve Mer'aşi Seyitler Mazenderan'da uzun yıllar saltanat sürdüler.[95]

Moğol padişahlarından "Şah Hudabende" Şia mektebini seçti. Ve böylece ondan sonra uzun seneler İran'da saltanatlık yapan Moğol padişahları Teşeyyü mektebini yaydılar. Tebriz'de hükümet eden ve hükümetleri Fars ve Kirman sınırına kadar uzanan Kara koyunlu ve Ak koyunlu padişahları da böyle idiler.[96] Hakeza Mısır'da Fatimiler'in kurduğu hükümet uzun yıllar ayakta kaldı.

Elbette Şia'nın mezhebî gücü, zamanın padişahlarına göre fark ediyordu. Nasıl ki Fatimiler hükümetinin yıkılması ve Al-i Eyyüb sultanlarının iş üstüne gelmesiyle sayfa değişmiş, Mısır ve Şamat bölgelerinde yaşayan Şiiler, mezhebî özgürlükten yoksun kalmışlar ve bir çok kesimi kılıçtan geçirilmişlerdi.[97] Şehid-i Evvel (ilk şehit) diye anılan, Şia fıkhının dahilerinden olan ve yedi yüz seksen altı hicride Dimeşk şehrinde Şiilik suçuyla şehit edilen Muhammed b. Muhammed Mekki, bunlardan birisidir.[98]

Şeyh İşrak Şihabüddin Suhreverdi de Halep'te felsefe suçuyla öldürüldü.[99]

Hülasa, Şia'nın bu beş asırda nüfus bakımından artış gösterdiği söylenebilir. Kudret ve mezhebi özgürlük açısından da hüküm sürenlerin mezhep ve meşreplerine, siyasi havanın uygun yahut aksi esmesine tabi idi. Bu süre içersinde Şia mezhebi, İslam ülkelerinin hiçbirinde resmi mezhep olarak ilan edilmedi.

 Hicri 906 yılında, Şii tarikat şeyhlerinden olan ve hicri 735 yılında vefat eden Erdebilli şeyh Safiyy ailesinden on üç yaşında bir genç babasının taraftarlarından üç yüz dervişle bağımsız ve güçlü bir Şia hükümeti kurma amacıyla kıyam edip İran'ın ağalık düzenini kaldırmaya ve ülkeyi genişletmeye başladı.

Yerli padişahlarla özellikle Osmanlı imparatorluğunu yöneten Al-i Osman padişahlarıyla yaptığı kanlı savaşlar sonucunda parça parça olmuş İran'ı bir bütün ülke haline getirmeyi ve Şia mezhebine kendi devleti egemenliğinde resmiyet vermeyi başardı.[100]

Safevi padişahlarından İsmail Şah'ın ölümünden sonra Safevi silsilesinden olan padişahlar on ikinci yüzyılın ortalarına kadar saltanat ettiler. Bunların her birisi İmamiyye Şiası mezhebinin resmi din olmasını teyid ve tespit ettiler. En güçlü dönemlerinde (Şah Abbas-ı Kebir zamanı) ülkeyi genişletmiş ve Şiilerin nüfus sayısını şimdiki İran'ın (1384 Hicri Kameri yılı) iki kat fazlasına ulaştırdılar.[101]

Şia topluluğu bu iki yüz elli senede, diğer İslam ülkelerinde de önceleri gibi kendi tabii artışını göstermiştir.

 Son üç yüzyılda Şia, mezhebî açıdan ilerleme hususunda önceki tabii seyrini sürdürmüştür. Yaşadığımız hicri on dördüncü yüzyılın sonları, Teşeyyü mektebinin İran'da genel resmi mezhep olarak tanınma dönemleridir. Yemen ve Irak'ta cemiyetin çoğunluğunu Şiiler teşkil etmektedirler. Dünyadaki Müslüman ülkelerin hemen hemen hepsinde az çok Şii vardır. Toplam olarak dünyanın çeşitli yerlerinde yüz milyona yaklaşık Şii yaşamaktadır.

Allame TABATABAİ


[94]- Kamil, Ravzetu-s Safa ve Habib-us Siyer tarihleri.

[95]- Kamil ve Ebu'l Fida tarihleri, c.3.

[96]- Habib-üs Siyer Tarihi.

[97]- Habib-üs Siyer, Ebu'l Fida ve diğer tarih kitapları.

[98]- Revzat-ül Cennat ve Riyaz-ül Ulema, Reyhanet-ül Edeb, c.2, s.365'ten naklen.

[99]- Ravzat, Mecalis ve Vefeyat-ül A'yan kitapları.

[100]- Ravzat-us Safa, Habib-us Siyer ve diğer benzeri kitaplar.

[101]- Ravzat-us Safa ve Habib-us Siyer.

HİCRETİN İKİNCİ ASRINDA ŞİA

HİCRETİN ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ ASRINDA ŞİA

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)