• Nombre de visites :
  • 1275
  • 30/4/2012
  • Date :

İmam Ali (a.s) Savaş Cephelerinde-2

imam ali (a.s) savaş cephelerinde

Üç büyük İslam kahramanının, Kureyş silahşörlerini yenmesi, şirk ordusu komutanlarının ruhiyesini bozmuştu. Topyekûn savaş başladı ve şirk ordusunun ağır yenilgisiyle sonuçlandı. Öyle ki; yetmiş kişi esir oldu...

Bu savaşta öldürülenlerin yarısından fazlası Ali’nin kılıcı ile yere serilmişti.

Merhum Şeyh Müfid, el-İrşad kitabında, Bedir savaşında ölenlerden otuz altısını bizzat isimleriyle zikrederek: “Sünni ve Şia ravilerinin, bunların bizzat Ali b. Ebu Talib (a.s) tarafından öldürüldüklerinde ittifakı vardır. Veya Ali onların öldürülmesinde başkalarıyla birlikte şirket etmiştir.”‌(4)) demiştir.

B- Uhud Cephesinde Eşsiz Yiğitlik

Kureyş ruhiyesi, Bedir savaşında aldıkları yenilgiyle kötü bir şekilde bozulmuş, kaybettiklerinin intikamını almak ve bu yenilgiyi telafi etmek için güçlü ve mücahit bir orduyla Medine’ye saldırı kararı almıştı.

İslam Peygamber’i Kureyş’in kararından haberdar olunca, düşmana karşı koymak için “Askeri Şûra”‌ oluşturdu. Müslümanlardan bazıları; İslam ordusunun Medine dışına çıkarak düşmanla şehir dışında savaşmalarının daha iyi olacağını önerdiler.

Peygamber bin kişi ile Medine’den ayrılarak şehrin kuzeyindeki Uhud dağına doğru yola çıktı. Meşhur münafık Abdullah b. Übeyy taraftarlarından üç yüz kişi, (Uhud’a doğru) hareket esnasında efendilerinin tahrikine kapılarak Medine’ye geri döndüler. Böylece, İslam kuvvetlerinin sayısı yedi yüz kişiye düştü. Hicretin üçüncü yılı Şevval ayının yedinci gününün sabahı, Uhud dağı eteklerinde iki ordu karşılıklı saf oluşturdular.

İslam Peygamber’i, savaş başlamadan önce, askeri açıdan savaş meydanını incelerken, savaş tam kızıştığı sırada düşmanın müslümanlara arkadan saldırabileceği stratejik bir noktayı farketti. Tedbir alarak, düşmanın o noktadan sızmasını önlemek için “Abdul‌lah b. Cubeyr”‌ adında bir savaşçısını, elli okçuyla bu stratejik tepeye yerleştirerek: Müslümanlar yense de yenilse de hiçbir şekilde bu hassas noktayı terk etmemelerini emretti.

Diğer taraftan, o zamanki savaşlarda bayrağı taşıyan kişinin önemli rolü vardı, bu nedenle bayrağı daima, yiğit ve güçlü kişilere teslim ederlerdi. Bayraktarın direnişi ve bayrağın savaş alanında dalgalanması savaşçılara cesaret veriyordu. Bayraktar ölüp de bayrak düşünce savaşçıların ruhunda büyük bir sarsıntı meydana geliyordu. Bu husus göz önüne alınarak, savaş başlamadan önce en yiğit savaşçılardan birkaçı, bayraktar olarak tayin ediliyordu.

Bu savaşta da Kureyş bu önemli hususu dikkate alarak yiğitlikleriyle tanınan “Beni Abdu’d-Der”‌ kabilesinden birkaç kişiyi bayraktar olarak seçmişti. Ama savaş başladıktan sonra, bu bayraktarlar birbiri ardınca İmam Ali’nin (a.s) güçlü elleriyle öldürülüp, bayrak peş peşe yere düşünce, Kureyş ordusu ruhsal sarsıntıya uğramış kaçmaya başlamışlardı.

İmam Cafer Sadık’ın (a.s) bununla ilgili şöyle buyurduğu aktarılmıştır:

- “Uhud savaşında Şirk ordusunun bayraktarları dokuz kişiydi. Hepside Ali’nin (a.s) güçlü elleriyle helak oldular.”‌(5)

İbni Esir’de diyor ki:

- “Kureyş’in bayraktarlarını (yere sererek) yenen kişi Ali (a.s) idi.”‌(6)

Merhum Şeyh Sâduk’ın rivayetine göre: Halife Ömer’in, vefatından sonra halife seçmeleri için tayin ettiği altı kişilik şurada, Ali yaptığı konuşmalarda, bu konum üzerinde durarak şöyle buyurmuştur:

 “... Allah aşkına söyleyin, içinizde benden başka (Uhud savaşında) Beni Abdu’d-Dar bayraktarlarından dokuz kişiyi öldüren birisi var mıdır?!...”‌

İmam sözlerini şöyle sürdürdü:

 “... Bu kişi öldürüldükten sonra, pek büyük gövdesi olan “Sevâb”‌ adındaki köleleri savaş alanına girerek, ağzından köpük saçıp, gözleri kan çanağına dönmüş bir halde: “Efendilerimin intikamı için Muham‌med’den başkasını öldürmem, diye haykırırken, Sizler (korkudan) hemen çekilmediniz mi? Ama ben onunla savaştım, karşılıklı vuruştuk ve ona öyle bir darbe indirdim ki belinden ikiye ayrıldı.”‌

Şura üyeleri, Ali’nin (a.s) sözlerinin tamamını doğruladılar.(7)


(4) el-İrşad, Şeyh Müfid, Orijinal nüshasında S.39, Türkçe tercümesinde; 1996 İstanbul 1 baskı, Mütercim D. Paman, S.70-71.

(5) el-İrşad, Şeyh Müfid, Orijinalinde S.47, Türkçe Tercümesi S.80

(6) İbni Esir, el-Kamil-ü fi'it-Tarih, Beyrut, 1399 H.C.2, S.145

(7) el-Hısal, Şeyh Sadık, Tashih A.Ekber Gafferi, Kum, 1403 H. S.560.

İmam Ali (a.s) Savaş Cephelerinde-1

Kurânda Hz. Alinin -as- Fazileti-1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)