İslam ve Putperestlik-1

Hz. Muhammed ( s.a.v. )'ın hayatta iken veya onun vefatlarından sonraları ecnebi güçlerin araştırmacıları ve yazarları tarafından devamlı olarak tacize uğrardı. Onların yaptıkları tacizlerinden biride Hz. Muhammed ( s.a.v. )'ın evlenmelerinden sonraki Hz. Hatice ( a.s. )'ın isyankar olması. Bunun hiç bir zaman gerçeklerle bağlantısı yoktur ve böyle bir iddiada olmamışlardır.

Dr. Heykel, "Hayat" Muhammed" Kitabında şöyle yazıyor :

" Şüphesiz Hatice, evlatları öldüğü zaman putlara yönelerek niçin tanrıların onun haline şamil olmuyor diye şikayet'te bulunyordu. " ( El- İsabe, c. 1 sayfa. 545 Üsd'ül-Gabe, c. 2 sayfa. 224. )

Yukarıda ki söz, hiçbir senede dayanmamakta ve bir ihtimalden başka bir şey olmamaktadır. O zaman halkın çoğunluğunun putperest olduğu için Hz. Hatice ( a.s. )'in de öyle olması gerekmiş, Heykel'e göre. Daha çocukken putperestlikten nefret eden ve Şam'a yaptığı ticaret seferinde bir tücar ile mali bir ihtilafları olurken Lat ve Uzza'ya ant içmesi istenildiğinde :

" Benim yanımda en iğrenç şey bu putlardır " buyuran Hz. Resulullah'ın hanımının hemde kocasını canından çok seven Hz. Hatice ( a.s. )'ın gibi bir hanımın, evlatlarının ölümünde kocasının yanında en nefret edilecek varlık olan putlara tevessül etmesi mümkünmüdür ? ! Üstelikte Hazreti Hatice, Muhammed ( s.a.v. )'ın maneviyati için onunla evlemeye gönül vermiş birisi olarakta. Hal böyleyken, Hatice, çocuklarının ölümünde putlara şikayette bulunuyormuş " demek veya buna ihtimal vermek mümkün müdür acaba ? Biz zaten bu ve buna benzer konuları cevapsız bırakmadık. Ve aynı zamanda da Hz. Ebu Talib ( a.s. )'ın Şam'a yolculuğundaki Hz. Muhammed ( s.a.v. )'in beraberlerinde götürdüklerinde ve yolada " Bühar'a "isminde bir alim ile konuşmalarında ki "Lat " ve " Uzza " tartışmalarının tamamını kaleme aldık ve belgeleriyle simgeledik.

Putperestler Arasında İhtilafın Çıkmaları :

Dünya devletleşmelerin arasındaki farkların eksikliğinin oluşumundaki düşüncelerin İslam sentezisindeki rolu insanlara yansıkmaların olmasındaki eksiklerin tavrındaki gelişmelerinde sadece din'in yanlış anlamalara neden olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanların din deyim kavram kurallarındaki anlayışının sadece bir ibadetten oluşmasında bazı istekli veya isteksin İslam'ın beş şart'a bağlılığnğnda baş rol oynadığını almış olduklarındandır.

Elbet'te biz İslamın bir devletleşme olduğunu vurgularsak, ve bugnün şartların gerekliliğiyle bin dört yüz yıl önceki yıllarında devletleşmesindeki rolu aynı sevyede benimsersek elbete inanılmaz hata ve yanlışlıklara neden olur.

Yazdır