• Nombre de visites :
  • 1161
  • 28/1/2012
  • Date :

RESUL-İ EKREM (S.A.A) SEVGİSİ  -1

resul-i ekrem (s.a.a) sevgisi

1) Yaradılış, bir sevgi tecellisidir. Allah, sonsuz ve sınırsız sevgi kaynağıdır. Çünkü Allah; Rahman, Rahim ve Vedud’dur. Meveddet’in, Vedad’ın; Rahmet’den özel bir anlamı vardır. Hubb da öyledir. Rahmetin anlamı, başkalarına şefkat, merhamet duymak iken, sevmek daha özel bir anlam taşır.

2) Sevgi, yöneleceği bir sevgili arar. Allah’tan başka bir ikinci Vacibu’l-Vücud, mutlak varlık, bir ilâh -hâşâ- olmadığı için, Allah yüce ve tek yaratıcı, sevgi nuru’nun yüce mazharı, İsm-i A’zam’ının mazharı olarak, İnsan-ı Kâmil ve Vârisi Âdem olarak Resul-i Ekrem’i (s.a.a) yaratmıştır.

Bu sebeple Kur’ân-ı Kerim’de, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ulu bir yaratılış üzerinde olduğu beyan buyurulur. (Kalem, 68/4)

3) İblis, Âdem yaratılıp risalet verilmeden önce Allah’ın ona verdiği bazı maddi üstünlükleri, yaradılışından gelen özellikleri, Vâris-i Âdem olan İnsan-ı Kâmil’e, Nur-i Muhammedî’ye üstünlük belirtisi sayarak yanılmış, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) Seyyid-i Kâinat ve Eşref-i Mahlûkat oluşunu kıskanarak “hased”‌i dolayısı ile yoldan çıkmış; Allah’ın sevgisinden mahrum kalınca da, “hased”‌ini insana düşmanlığa dönüştürmüş, insanları ayartma mehli istemiştir.

4) Allah, “insan”‌ın “nefs”‌ine, sevgi ile Allah’a yönelme özlemini “Elestu bi Rabbikum?”‌ ahdi ile, Âdem sonrası insan nesli için koymuştur. (A’râf, 7/172). Nefs’e (Ego), “Fücur’unu, sevgi yolundan sapmasının ne demek olduğunu ve takvasını, ilâhî sevgi yolunda ilerlemesinin ne demek olduğunu ilham etmiştir.”‌ (Şems, 91/7–8)

5) Sonsuz inayet ve rahmetiyle, Âdem’den sonra da Arz’a, yeryüzüne sevgi elçileri göndererek ilâhî sevgi yoluna hidayet etmiştir. İnsanın yeryüzünde yüklendiği emanetin, Kitab ve Masum sevgi elçilerini rehber edinerek, ilâhî sevgi yolunda ilerlemek olduğunu insanlığa bildirmiştir.

6) Bu sevgi elçilerinin, sevgi ahlâkını gösteren ve öğretenlerin ilki olan Âdem, Milad’dan önce 5594 yılında Arz’a, bugün Arafat tepesi olarak bildiğimiz noktaya indirilmiştir. Âdem’in Arz’a gelişinden 6163 yıl sonra, Milad’ın 569 yılında, 24 Mayıs cuma gecesi, Vâris-i Âdem ve Eşref-i Mahlûkat olan Resul-i Ekrem (s.a.a), Âdem’in Milad’dan önce 5594 yılında insanlığa tebliğe başladığı kutlu vadi içinde, bir yıl sonra ilk binası açılacak olan Kâbe (M.Ö. 5593, 10 Eylül / 10 Zilhicce) civarında (Beytü’l-Atiyk) yeryüzünü şereflendirmiştir.

7) Âdem Aleyhisselam’ın tebliği, yeryüzünde, 10 Ekim / 10 Muharrem günü başlamış; fakat haset ve kinine mağlup olmakta devam eden İblis’in karşı tebliği ve “masum”‌ olmayan insanların iç âlemlerinden (suduri’n-nas) vesvese ihdas etmesi de derhal başlamıştır. Babasının gösterdiği medeniyet yolu yerine avcılık ve kan dökülücülüğü seçen Kabil’in, İblis’in iğvası ile Habil’i öldürmesi de, İblis’in yoldan çıkmasına benzer şekilde olmuştur. İblis, Resul-i Ekrem’in (s.a.a), Vâris-i Âdem’in, Ehlibeyt’in, Nebi, Resul ve velilerin derecesine haset etmiş, Kabil de onun aldatması ile Habil’e haset etmiştir. Bu haset, insanlığa bir işaret ve ibret olarak, Âdem’in tebliğinin başladığı M.Ö. 5594 yılı 10 Ekim’inde olduğu gibi, ay yılı ile de yine 10 Muharrem’e tekabül eden M.S 680 yılında, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) gözbebeği Seyyidü’ş-Şüheda, Zibh-i Azim Hüseyin’in aynı kabileden ve Abdüenaf Oğulları soyundan gelen menfur Yezid ordusu tarafından şehit edilmesi olayında da, kendisini gösterecektir.


Hz. Peygamberin Doğumu ve Çocukluğu -6

Peygamber (s.a.a) in tevazusu-2

Peygamber (s.a.a)’in Züht ve İbadeti -2

Evlilikten Peygamberliğe Kadar Allah Resulü (s.a.a) -5

Peygamber Efendimiz (s.a.a)’in Gençlik Dönemi -4

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)