• Nombre de visites :
  • 447
  • 23/1/2012
  • Date :

Türkiye'deki anayasal reform çalışmaları ve sorunlar

türkiyedeki anayasal reform çalışmaları ve sorunlar

Türkiye meclisi Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı süresinin 2014 yılına kadar uzatılması kararını onayladı. Bu karar yeniden Türkiye'de anayasanın bir an evvel değiştirilmesi gerektiğini gündeme getirdi. Türkiye'deki anayasa değişikliği sonucu, cumhurbaşkanlığı seçim sistemi uyarınca cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından ve 5+5 süresiyle seçilecek. Fakat Abdullah Gül meclis tarafından 7 yıl süreyle seçildi. Buna rağmen muhalefet partileri Abdullah Gül'ün görev süresinin beş yıl olduğunu ve 2. beş yıl daha seçilebileceğini ileri sürmektedirler. Fakat Türkiye meclisi, aldığı kararla bu sürenin 7 yıl olduğunu ve 2014 yılı sonrası cumhurbaşkanının 5+5 süresiyle halk oylarıyla seçilebileceğini belirtti. Türkiye halkı 12 Eylül 2010 günü 26 maddelik anayasa değişikliğine yaklaşık yüzde 59 oranında kabul oyu verdi. Buna göre, Türkiye'deki ordunun yetki alanı sınırlandırıldı. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı işçi ve kamu çalışanlarına ve devlet memurlarına tanındı. Yargı reformu yapıldı. Darbecileri sivil mahkemelerde yargılama yolu açıldı. Demokratikleşme süreci garantiye alındı. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ise bu yeni değişikliklerle Türkiye'nin AB üyeliği doğrultusunda yapıldığını söyledi. AKP tamamen yeni anayasa'nın oluşturulması gerektiğini vurgulamaktadır. Fakat bu reform hareketine karşı direnenler de söz konusudur. Muhalefet partilerine göre, yeni anayasa hazırlanıp onaylanırsa bu yeni süreç AKP lehine gelişecek. Bu nedenle anayasa değişikliğini AKP' ye kaptırmamaya çalışıyorlar. Muhalefet partilerine göre, Türkiye başbakanı Erdoğan yeni anayasa ile başkanlık sistemini inşa etmeye ve kendi cumhurbaşkanlığının yolunu açmaya çalışıyor. Bazı muhalif ve Laik kesimlere göre, AKP laiklik ilkesini bertaraf etmek ve İslami değerleri Türkiye'ye hakim kılmak için yeni demokratik açılımı başlatıp, anayasa değişikliğini gerçekleştirmeye çalışıyor. Bazı çevreler ise, yeni anayasada Kürt halkının talepleri doğrultusunda düzenleme yapılırsa, Türkiye toprak bütünlüğünün tehdit edileceğini ileri sürüyor ve yeni anayasa sürecine karşı çıkıyorlar. Fakat gerçek şu ki 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ürünü olan mevcut anayasa artık topyekun değiştirilmeli ve yeni bir demokratik süreç başlatılmalıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesi yolunda büyük sorunlar yaşanmaktadır. Fakat bu süreç kaçınılmazdır. Bu yüzden Türkiye'nin anayasal temelli demokratikleşme sürecini engelleyen kültürel ve toplumsal yapı da değiştirilmeli ve tam demokrasiyi geliştirme doğrultusunda büyük adımlar atılmalıdır.

İRİB


  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)