FİRDEVSİ -3
Şâhnâme’nin İlk Nüshasının Tamamlanması: Firdevsî’nin, Muhammed b. Abdurrezzak-i Tûsî’nin Şâhnâme-i Ebû Mansûrî nüshasını elde etmezden bir süre önce, gençlik döneminde ve kırk yaşından önce bazı kahramanlık hikayelerini nazmetmekle uğraştığını söylemiştik. Nihayet daha önce de zikredildiği gibi, 370-371/980-981 yılları arasında Şâhnâme-i Ebû Mansûrî nüshasını Tuslu arkadaşlarından birinin yardımlarıyla elde edip onu nazmetmeğe başladı ve on üç ya da on dört yıl sonra da 384/994 yılında, yani Gazneli Mahmûd’un sarayıyla tanışmadan on yıl önce onu bitirdi. Söz konusu bu tarih, Şâhnâme’nin eski nüshasının bazı bölümlerinde görülmektedir. Örneğin, Londra’da Britanya müzesinde mevcut bulunan Şâhnâmelerin bir nüshasında onun bitirme tarihi şöyledir:
Yezdgird hikayesi şimdi sona erdi, Sefendermüz ayı ve Ered günü.
Hicretten üçyüz seksen dört yıl, alemi var eden yüce yaratıcının adıyla.
Strazburg (Fransa) şehri kütüphanesinde bulunan bir diğer nüshada da kitabın bitiriliş tarihi şu şekilde zikredilmiştir:
Onun üzerinden üç yüz yıl geçti, onun üzerine bir de seksen dördü ekle.
Feth Ali Bundârî-yi İsfahânî’nin 620-624/1223-1226 yılları civarında Şâhnâme’den yaptığı tercümede yine Şâhnâme’nin bitirme tarihi 384/994 yılı olarak gösterilmiştir.
el-Bundârî tercümesinin kullanılmakta olan Şâhnâme ile mukayese edildiğinde şu noktayı bizlere aydınlatıyor: Eldeki Şâhnâmelerde var olan konuların bir çoğu o tercümede yoktur. Buradan da el-Bundârî’nin yararlanmış olduğu nüshanın daha kısa ve daha özet olduğu ortaya çıkıyor. Nedeni şudur: Firdevsî, Şâhnâme’yi nazmetmeye başladığı ilk defada Şâhnâme-i Ebû Mansûrî’den yararlanmış yani, Firdevsî’nin diğer kaynaklardan elde ettiği eklenen hikayelerden birçoğu onda yer almıyordu. Esas kaynağı Şâhnâme-i Ebû Mansûrî olan Sa’lebî’nin Gureru Ahbâri Mulûki’l-Furs adlı kitabın da böyle olması gibi.
Şâhnâme’nin İkinci Nüshasının Tamamlanması: Şâhnâme’nin ikinci nüshası, Firdevsî’nin kendi manzumesi üzerinde yapmış olduğu birkaç yıllık yeniden gözden geçirmesinin ve diğer kaynaklardan özellikle III/IX. yüzyıl sonlarında ve IV/X. yüzyıl başlarında yaşamış olan ünlü ”œÂzâd Serv”in eseri olan Rustem’in haberlerinden aldığı konuları ona eklemesinin bir ürünüdür. Bu eklentilerin Şâhnâme’nin ilk nüshasında yer almasıyla birlikte şairin Gazneli Mahmûd’un yöneticileriyle ve onun sarayıyla tanışmış olma konusu da söz konusu oldu. Bu tanışma şairin altmış beş ya da altmış altı yaşı civarında olduğu döneme denk gelir. Yani 394/1003 ya da 395/1004 yıllarıdır ki bu da manzum Şâhnâme’nin ilk nüshasının bittiğinin üzerinden on yıl geçmiş demektir. Galiba bu tanışıklık ve ilişki, Mahmûd’un ilk veziri Ebû’l-Abbâs İsferâyinî (401/1010 yılında azledilip zindana atılmıştır) ve sultanın kardeşi Nasr b. Nâsıreddîn Sebuktekîn (ö.412/1021) aracılığıyla olmuştur. Bu tarihe kadar yani 394-395/1003-1004 yıllarına kadar manzum Şâhnâme’nin ilk nüshası büyük bir yankı ve ün elde etmiş ve istek sahipleri bu nüshalardan yararlanmaktaydılar. Bu şaheseri meydana getiren kişinin yaşlanmış olmasına ve yokluk içine düşmüş olmasına rağmen ileri gelenlerden ve büyük kimselerden hiç kimse, bu güzel ve eşsiz manzumeden almış oldukları faydalı bilgilere karşılık olarak kendilerinin yardımına ihtiyaç duyulmasına rağmen bir yardım düşüncesi içine girmediler. Nitekim şair de bu konuda şöyle der:
Üzerimden altmış beş yıl geçince, dert, keder ve sıkıntı düşüncelerim arttı.
FİRDEVSİ -1
FİRDEVSİ -2
TÜRK AYNASINDA FARSÇA
Kısaca Fars Edebiyatı
Pârsî-yi Derî- Derî Farsçası-1