Allah Tealanın Adaletiyle İlgili Şüpheler-3
Sonsuz hikmet ve sırlarla dolu olan bu cihan de böyledir. Biz, onun bazı sırlarını çözmekten aciz kaldık diye, onun baştan başa hikmet ve ilim üzere kurulu olmadığına hükmetmemiz, son derece cahillik ve kendini beğenmişliktir. Zira; bir şeyin zararlı veya yararlı olduğuna dair hükmetmek için, onun A'dan Z'ye kadar her yönünü bilmemiz ilk şarttır. O halde henüz kendi varlığının A'sında aciz kalan bir insanın kalkıp tüm evren hakkında ahkam kesmesi, mantık ve bilim dışı bir olaydır.
Hz. İmam Sadık (a.s), Mescid-ün Nebi'de Hz. Resulullah (s.a.a)'in kabri şerifi başında zamanın ateistleri olan Ebu-l Avca ve arkadaşlarının evrenin ilim ve hikmet sahibi bir yaratıcısı olmadığına ve kendiliğinden oluştuğuna dair konuşmalarını duyup da üzülen ashabından Mufazzal'a, Allah Teala'nın varlığını ve sıfatlarını ispat eden ve yaratılış alemindeki hikmetleri içeren, yüksek marifetlerle dolu uzun bir açıklamasında işte bu delile dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:
"Ey Mufazzal! Bu şüpheciler, yaratılıştaki sebep ve hikmetleri bilmemekteler. Akılları, Allah Teala'nın karada ve denizde, ovada ve dağda yaratmış olduğu çeşitli varlıkların hikmet ve nedenlerini düşünüp anlamaktan aciz kalmıştır. Böylece kendi ilimlerinin eksikliğinden inkarcılığa, basiretlerinin azlığından da yalanlama ve inatçılığa gitmişlerdir. Hatta eşyanın yaratılışını inkar edip, onların, hikmet ve ilim sahibi bir müdebbir ve yaratıcının tedbiri ve taktiri olmadan kendiliğinden oluştuğunu iddia etmeye başlamışlardır.
Onların bu sapıklıklarındaki durumu, aynen o kör insanların durumuna benzer ki, en üstün ve güzel bir düzenle kurulmuş olup, en güzel ve pahalı yaygılarla döşenmiş olan, içerisinde ihtiyaç duyulan her türlü yiyecek ve içeceklerin hazırlandığı ve her şeyin en üstün bir tedbir ve düzenle yerli yerinde konup düzenlendiği bir binaya girerler. Sonra gözleri kapalı olarak onun içerisinde sağa, sola, öne ve arkaya giderek, odalarını dolaşmaya başlarlar. Ama ne o binanın kendini, ne de içerisinde hazırlanan o nimetleri görürler.
Bu arada biri, gerekli bir ihtiyaç için hazırlanıp, gerekli yerine konan bir nesneyi bulur. Fakat onun ne için hazırlandığını, hikmetinin ne olduğunu ve niçin oraya konmuş olduğunu bilmez. Bu yüzden sinirlenip rahatsız olur ve o binanın eksikliğinden söz edip yapanını ayıplamaya başlar.
İşte yaratılışı ve ondaki hikmet ve tedbiri inkar edenlerin durumu budur. Onların zihni, eşyadaki, hikmet ve sebepleri anlamaktan aciz kaldığı için, bu alemde şaşkın şaşkın gezip, onda olan üstün hikmet, yüce sanat ve güzel düzeni kavrayamıyorlar. Bazen bir şeyi buluyorlar, ancak ondaki hikmeti, niçin öyle olduğunu ve neye yaradığını bilmediklerinden, hemen ayıplamaya koyulup onun hata ve hedefsiz olduğunu öne sürüyorlar..." [75]
Bu yol, kendi haddinde doğru bir yol ve doğru bir istidlal biçimi olup, bir çok vicdanı rahatlatacak niteliktedir. Ancak İslam bilginleri bununla iktifa etmemiş ve zikredilen şüphelerin kökten halline gitmişlerdir. Şimdi bu şüpheleri teker-teker ele alıp cevaplandıralım.
[75]- Bihar-ül Envar c. 3 s. 59, 60
Allah Tealanın Adaletiyle İlgili Şüpheler-2
Allah Tealanın Adaletiyle İlgili Şüpheler-1
Yüce Allah Adildir
Allah Teala Herkese, Ancak Gücü Yettiği Kadar Yükler
İLAHİ ADALET NEDİR?