• Nombre de visites :
  • 752
  • 16/3/2011
  • Date :

Arş ve Kursi -6

arş ve kursi

   İmam'ın (a.s), "Çünkü kürsî, gaybın dış kapısıdır. Yoktan var olmaların ve nesnelerin ortaya çıkışlarının doğuş yeri bu kapıdır." sözünün anlamı şudur: Varlık âleminde adım atan her şey, bir ön örneği olmadan buradan ortaya çıkar. Bütün nesneler buradan gerçeklik kazanır. Çünkü bütün nesneler, bir ön örneği olmayan yeni şeylerdir. Bir şeyin bir ön örneği olmayan yeni şey olması için eski durumdan meydana gelmesinin beklenmemesi gerekir. Bu eski durum, bu yeni şeyden önceki eski şeyleri üreten durumdur. O eski durum gider, yerine bu yeni durum ortaya çıkar. Bu da, bir sebebin hükmünü yok edip başka bir sebebin hükmünü ortaya koyma demektir ki, buna "beda" denir. Dolayısıyla çatışmalı sebeplerin ve çelişik güçlerin işleyişine dayanan bu âlemdeki bütün olup bitenler, değişen iradeler (bedalar) sonucu örneksiz olarak ortaya çıkan şeylerdir.

   Ancak varlık âleminde sürekli çatışan bu çelişkili sebeplerin ve iradelerin üzerinde de onlara egemen olan bir sebep vardır ki, ancak onun istediği olur. Bu irade, bu sebebi şu sebeple etkisiz bırakır, şu iradenin hükmünü değiştirir, her şeyin mutlak etkisini başkası ile kayıtlandırır. Belirli bir amaçla bir yolu kat etmek isteyen birini düşünelim. Bu kimse yolu yürümeye koyulur. Yolda ilerlerken kimi zaman dinlenme molası verir. Bu molanın gerekçesi, yol almanın ve hareket hâlinde olmanın gerekçesi ile çatışabilir. Böylece bir irade diğer bir iradeyi değiştirmiş olur. Fakat ortada her iki iradeye egemen olan, iradelerin birini öne alıp öbürünü arkada bırakarak çalışmayı isteği uyarınca düzenleyen başka bir irade vardır. Hareketin ve molanın sebepleri olan iradelerin her biri kendi hesabına çalışmakla ve rakibi ile çatışmakla birlikte, her ikisi de üstlerindeki iradeye itaat etmekte ortaktırlar, kendilerinden üstün sebebin gereklerini yerine getirmekte dayanışma halindedirler.

   İşte iki çelişkili sebebin ayrıldığı ve birbirleri ile çatıştıkları makam kürsîdir. Buna karşılık, bu iki sebebin uzlaştığı ve bağdaştığı makam ise arştır. Açıktır ki, ikinci makam birincisinden öndedir ve bu iki makam özetlik ve ayrıntılılık, gizlilik ve açıklık bakımından birbirinden farklıdır.

   Bu makamlara arş ve kürsî adlarının verilmesi gayet yerindedir. Çünkü bu makamlar, hükümdarın tahtının ve bağlı koltuklarının özelliklerine sahiptirler. Zira kürsî, hükümdarın hükümlerinin memurları ve işçileri aracılığı ile ortaya çıktığı bir aşamadır. Memurların ve işçilerin her biri kendi hesa­bına ülkenin bir bölüm işleri üzerinde çalışır. Bu koltuklar kimi zaman birbirleri ile çatışırlar. Bu çatışma sonucunda bazısının hükmü diğerinin önüne geçtiği gibi, kimisi başkasının hükmünü ortadan kaldırır. Fakat ikisi birlikte ve uyumlu biçimde arşın (tahtın) hükümlerine itaat eder. Taht hükümdara mah­sustur. Sebeplerin çatışmasına konu olmayan, memurların ve işçilerin yürürlükten kaldıramayacağı hüküm onun hükmüdür. Bütün ayrıntıların ana hatları ve memurlarla işçiler aracılığı ile ortaya çıkan bütün gelişmelerin içyüzleri onun tahtında (arşında)dır.


Arş ve Kursi -5

Arş ve Kursi -4

Arş ve Kursi -3

Arş ve Kursi -2

Arş ve Kursi -1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)