• Nombre de visites :
  • 1253
  • 1/3/2011
  • Date :

Zuhuru Beklemenin Gerçeği-3

zuhuru beklemenin gerçeği

    İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Allah rahmet etsin o kula ki, bizim uğrumuzda nefsini (günahlara karşı) hapseder! Allah rahmet etsin o kula ki, bizim işimizi ihya eder!” [1]

  Bu nur buyruk, kültür alanında gerçek anlamıyla zuhuru beklemenin açık bir örneğini sergilemektedir. Çünkü bu alanda zuhuru bekleyen insan, öncelikle kendisini ilahi buyruklar çerçevesi dahilinde tutmalı, Kur’an’ın ve İtretin (a.s) buyrukları sınırını aşmamalıdır.

  Hz. Bakiyyetullah’ı (a.f) öz manasıyla bu alanda bekleyenlerin gayreti, Kur’an’ın ve İtretin eğiti ve öğretilerini yaymaya ve yaşatmaya dönük olmalıdır. Hz. Bakiyyetullah’ı (a.f) inanarak ve arif olarak kültür alanında bekleyen insan, marifeti ve inancı uyarınca Itretin (a.s) işini ihya edecek ve onların buyrukları çizgisinden dışarı  çıkmayacaktır. Böylece de derunundan kaynaklanan ilahi feyiz zahirine yansıyacaktır.

  Zuhuru Bekleme Gerçeğinin Gerçekleşme Koşulları :

  İnsan, ancak kurtarıcı ve çözümleyici olarak tanıdığı birini veya bir şeyi bekler. Çünkü tanınmayan bir şey öncelikle öz gerçeğinde gurbetle örtülüdür; haliyle ona ait olan şeyler daha katı bir gurbet içinde olacaktır. Daha doğru ve daha yüce bir bilgi ve marifetle tanınan şeyi beklemek de daha derin ve daha yüce olacaktır.

  Veliyy-i Asr hazretlerinin (a.f) mübarek vücudunun gaybetinde yaşayan insanlar, ya o hazreti bekleyenler zümresinde yer alırlar veya bu zümrenin dışındadırlar. Bekleyenler safında olmayan insanlar, ister istemez dalalet ve cehalet vadisinde şaşkın ve yitikler safındadırlar.

  Kuşkusuz ki yeryüzü, hidayet meşalesi olan masum bir imamın nuruyla daima aydınlanacak ve ilahi rahmet sofrasının başında her zaman bir feyiz vasıtası, bir kamil insan olacaktır. Birçok hadisler bu gerçeğe işaret etmektedir. İmam Cafer Sadık (a.s) bu bağlamda şöyle buyurmuştur:

  “Şüphesiz ki Allah, yeryüzünü adil bir imamdan mahrum bırakmaktan yüce ve münezzehtir.” [2]

  İmam Cafer Sadık (a.s), bir başka buyruğunda, masum imamın ve Allah halifesinin varlığının sürekliliğine vurgu yaparak şöyle buyurmuştur:

“Eğer yeryüzü imamsız kalırsa kesinlikle çöker/altüst olur.” [3]

  Yine o hazret (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın Adem’i (a.s) yarattığı günden itibaren yeryüzü, bilinen zahir veya örtülü gaip bir hüccetten boş kalmamış ve kıyamet gününe değin de boş kalmayacaktır; aksi taktirde Allah’a kulluk sunulamaz.” [4]

  Ehl-i beyt (a.s) mektebi mensupları, bu sağlam ve sarsılmaz inanç uyarınca, her dönem ve çağda Allah kulları arasında Allah’ın halifesi ve hücceti olan masum bir imamın var olduğuna inanmıştır. Bundan dolayı da gaip hüccetin ve vadedilen Mehdi’nin (a.f) doğduğuna ve var olduğuna dair köklü bir inanca sahiptir.


[1] El-Mahasin, c: 1, s: 278; Kemal’ud Din, c: 2, s: 644; Bihar’ul Envar, c: 52, s: 126

[2] Usul-u Kafî, c: 1, s: 178

[3] Usul-u Kafî, c: 1, s: 179

[4] Kemal’ud Din c: 1, s: 314

Zuhuru Beklemenin Gerçeği-2

Zuhuru Beklemenin Gerçeği-1

Yeryüzü Adaletle Dolacak

Resulullah (saa)’in Sözlerinde Hz. Mehdi (af)’ın Gaybeti

İmam Mehdi (af) İle Mülakat

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)