• Nombre de visites :
  • 1690
  • 6/12/2010
  • Date :

İmam Hüseyin (as)-1

imam hüseyin (as)

  Ehl-i Beyt dostlarının üçüncü imamı olan İmam Hüseyin (a.s), meşhur görüşe göre hicretin 4. yılında, Şâban ayının 3'ünde,[1] Perşembe günü dünyaya gelmiştir.[2] Annesi, kadınların efendisi Hz. Fatıma (s.a), babası Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s), dedesi iki cihan güneşi Hz. Muhammed (s.a.a), ninesi Peygamber hanımlarının en üstünü Hz. Hatice'dir (s.a).

Aşura harekâtı onun öncülüğüyle başlamış, insanlık tarihi yine onun kanıyla aydınlanmıştır. Kerbela kıyamıyla her nesle özgürlük, fedakârlık ve izzet dersi vermiştir. Bugün yeryüzünde İslam'dan ve Müslüman'dan bir eser varsa, Muhammedî din hâla yâd ediliyorsa, İslam'ın şartları gerektiği gibi yerine getirilebiliyorsa, Kuran ve sünnet kavramları zihinlerden silinmemişse bu, onun ve yarenlerinin Kerbela'da akıttıkları oluk oluk kanların vesilesiyledir.

Onun hayatı, ilmi, ahlakı, fazlı, keremi, zühdü, şecaati, sabrı, musibetleri ve mazlumiyeti ne dile getirmek, ne de sayfalara dökmekle tükenmez. O ki; çocukluğunu Resul-u Ekrem'in (s.a.a) dizlerinin dibinde, ilim şehri babasının kucağında, gelmiş geçmiş kadınların en üstünü anası Fatıma'nın (s.a) bağrında ve kendi gibi, cennet gençlerinin efendisi olan kardeşi Hasan'ın (a.s) yanında geçirmiştir. Yeryüzünde onların nesebi kadar pak ve temiz bir nesep; ilimde, amelde, sabırda, şecaatte, fedakârlıkta, adalette ve kısacası her alanda onlardan daha üstün bir insan yokken İsrailoğullarının peygamberlerini öldürdükleri gibi, Muhammed (s.a.a) ümmeti de onları öldürdü, ölümü onlara reva gördü. Halbuki kanlı Kerbela sultanına Hüseyin adını veren, "Hüseyin bendendir, ben de ondan; Allah onu seveni sever, ona kin besleyene kin güder; o torunlarımdan biridir, Allah onun katiline lânet etsin"[3] diyen Resul-u Ekrem'den başkası değildi.

O ki; alemlere rahmet olarak gönderilmiş, peygamberlik süresince ümmeti için hep hayrı istemiş, "Sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim, ancak yakınlarıma sevgidir"[4] demişti. Ancak vefatından sonra ümmeti onun bu sözlerini unuttu ve adeta pusuya yatan düşmanlar gibi ciğerparelerinin zuhur etmelerini bekledi. Bu gerçekleştiğinde de yattıkları pusudan kalkarak üzerlerine hücum etti, hayatlarına son verdi. Ehl-i Beyt imamlarından hiçbiri eceliyle ölmedi; onların ecelleri Muhammed ümmetinin kâh kılıçlarında, kâh zehirli ellerinde tecelli etti. Kimileri bununla sevinirken, kimileri de karalar giyindi, yas tuttu, gözyaşlarıyla onları andı...

İmam Hüseyin (a.s), babasının şehadetinin ardından itaatkâr bir kardeş olarak sürekli İmam Hasan'ın yanında yer aldı. Muaviye'yle imzaladığı barış antlaşmasından sonra Medine'ye giden kardeşiyle birlikte o da Medine yolunu tuttu. Hicretin 39 veya 40. senesinde şehit olan kardeşinin ardından İmamet makamını üstlendi. O, bu tarihten itibaren musibetlerle dolu yaşamını tek başına sürdürmeye başladı. Dedesi Resul-u Ekrem (s.a.a) zamanındaki şirin günlerin özlemini duyuyordu. Annesi, babası, dedesi, kardeşi ve sadık dostları onlarlayken geçirdiği güzel günler, dedesinin vefatıyla maziye karışmıştı. Tüm yakınlarının şehadetini acı bir zehir gibi içmiş, yalnızlığını Kerbela'da Şimr melununun kılıcıyla noktalamıştı...

Yezid'in hilafetini ilan etmesiyle birlikte zor günler başlamıştı. Yezid, babasının vasiyeti üzerine öncelikle İmam Hüseyin, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Zübeyr'den biat alarak işe başlamak istiyordu. Fakat İmam, Yezid'in aşağılık, liyakatsiz ve şeytan sıfatlı biri olduğunu çok iyi biliyor; bu nedenle de kesinlikle Yezid'e biat etmeyi düşünmüyordu.


[1]- Şeyh Tûsî, güvenilir kaynaklar vasıtasıyla İmam Sadık'tan (a.s) hadis naklederek İmam Hüseyin'in, hicretin 4. senesinde, Şâban ayının 5'inde dünyaya geldiğini rivayet etmiştir. (Bkz: Biharu'l-Envar, Allame Meclisî, c.43, s.260; Tarih-i Çahardeh Mâsum, Allame Meclisî, 1376 h.ş tarihli Kum basımı, s.475) Gerek Şiî, gerekse Sünnî kaynaklarda bu konuda ihtilaf vardır: Bazıları 3 veya 5 Şâban'da, bazıları hicretin 4. senesinde 5 Cemaziyülevvel'de, bazıları da Rebiyülevvel'in son gününde hicretin 3. senesinde dünyaya geldiğini kaydetmişlerdir. (Bkz: Tehzib, Şeyh Tûsi; Durus, Şehit Muhammed b. Mekkî; Tevzihu'l-Makasid, Bahaî)

[2]- Âlamu'l-Vera, 214; Misbahu'l-Muteheccid, s.758; Tarih-i Çahardeh Mâsum, Allame Meclisî, s.475.

[3]- İhkaku'l-Hak, Kadı Nurullah Tesettürî, c.11, s.265; Biharu'l-Envar, Allame Meclisî, c.43, s.261; Tarihu'l-İslam, Zehebî, c.5, s.97.

[4]- Şûra, 23

Muharrem ayı ile ilgili sorular

İmam Hüseyin (a.s)'ın Faziletleri

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)