• Nombre de visites :
  • 2270
  • 15/9/2010
  • Date :

Ehlibeyt Terimler Sözlüğü (Fıkıh) -5

ehlibeyt

İkamet Kastı: Yolcunun, on gün bir yerde kalmaya karar vermesi.

İkinci Fecir: Birinci fecirden sonra ufukta yatay olarak görünen ağarma ve aydınlık; ki sabah namazının vakti o zamandan itibaren başlar.

İnşâ Kastı: Akit okumakla yani, birtakım özel kelimeleri dile getirmekle, evlilik ve alım satım gibi itibarî işleri icat etmeyi kastetmek.

İrtimasî Gusül: Gusül niyetiyle bir defa suya dalarak yerine getirilen gusül.

İrtimasî Abdest: Yüzü ve elleri suya daldırıp çıkarırken abdest niyeti edilerek alınan abdest.

İstibrâ: Pisliği temizleme usûlüne denir. İstibrâ kelimesi üç yerde kullanılır:

1) İdrar istibrâsı (=temizliği usûlü); ki bu, idrar yapıldıktan sonra idrar sızıntısının kesilmesini önlemek amacıyla yapılır. Bunun niteliği 72. hükümde açıklanmıştır.

2) Meni istibrâsı; şöyle ki, meni çıktıktan sonra, mecrada meni zerrelerinin kalmadığından emin olmak için idrar yapmak.

3) Necaset yiyen hayvanın istibrâsı; necaset yiyen hayvanı, kendi tabiî yiyeceğine alışıncaya kadar necaset yemekten alıkoymak.

İstihale: Başkalaşım; bir şeyin, başka bir şeye dönüş-mesi; ağacın yanıp kül olması veya köpeğin tuzlada tuza dönüşmesi gibi.

İstihaze: Kadınların gördüğü üç çeşit kandan birinin ismidir. Bu rahimden değil de bir damardan gelip tenasül organı yolu ile akan kokusuz bir kandır. Bu durumda olan bir kadına müstehaze denir. İstihaze kanının belirtileri ve kısımları 392. ve 393. hükümlerde açıklanmıştır.

İstimnâ: Mastürbasyon; kendi kendine cinsî tatmin; meni çıkmasına sebep olacak bir işi yapmak, elle meni çıkmasına sebep olmak gibi.

İstiska Namazı: Özel bir şekilde yağmur yağması için kılınan namaz.

İstitaat (=Müstati Olmak): Hacca gitme imkânına kavuşmak; hac farizasını yerine getirmek için bedenî, malî yeterliliğin olması ve yolda arızî bir engelin bulunmaması. (Fazla bilgi için 2036. hükme bakınız.)

K

Kâfir: 1) Allah'ın varlığını inkar eden kimse.

Kâfir: 2) Allah'a ortak koşan kimse.

Kâfir: 3) Hz. Muhammed'in (s.a.a) peygamberliğini kabul etmeyen kimse.

Kâfir: 4) Bunların birinde şüphesi olan kimse.

Kâfir: 5) Müslümanların zarurî yani, dinin bir parçası saydığı apaçık hükümleri inkâr eden kimse; elbette şu şartla ki, onu inkâr etmesi, Allah'ın varlığını, birliğini veya nübüvveti inkâr etmeyi gerektirmelidir.

Kaza Etmek: Namaz ve oruç gibi vaktinde yerine getirilmeyen bir ameli vakti dışında yerine getirmek.

Kefil: Birinin borcunu ödememesi, taahhüdünü yerine getirmemesi hâlinde, onun yerine borcunu ödemeyi, taahhüdünü yerine getirmeyi veya borçlunun kendisini alacaklıya teslim etmeyi üzerine alan kimse; zâmin.

Kıraat: Sözlükte okumak anlamına gelir. Fıkıh ilminde ise, günlük namazlarda Fatiha ve bir kâmil sureyi okumaya denir.

Kıyam: Ayakta durmak; namazda ayakta durmak

Korku Namazı: Savaş ve benzeri hâllerde özel bir şekilde kılınan günlük namaz.

Kurbet Kastı: Bir işi Allah-u Tealâ'nın emrettiği için yapmak ve böylece O'na yakın olmayı niyet etmek, yani bir işi sadece Allah için yapmak.

Kunut: Namazın ikinci rekâtında kıraattan sonra ellerin iç kısmını yüzün karşısında tutarak zikir ve dua okumak.

Kurban Bayramı: İki büyük İslâmî bayramdan biri olan Zilhicce ayının onuncu günü.

Küçük Hades: Abdesti bozan şeyler; idrar, gaita, yellenmek, uyumak, aklı gideren şeyler, istihaze ve gusül gerektirmeyen şeyler.

L

Lâşe: Kendiliğinden ölen ya da İslâmî usûllere göre kesilmeyen hayvan.


Ehlibeyt Terimler Sözlüğü (Fıkıh) -4

Ehlibeyt Terimler Sözlüğü (Fıkıh) -3

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)