• Nombre de visites :
  • 1807
  • 18/4/2010
  • Date :

Ne  Zaman Evlenmeliyiz? 2

evlenmek

ERGENLİK ÇAĞI

  Yukarıda ki açıklamalarımızdan sonra yine de gençler şöyle sormaktadırlar: “Sonuçta evlilik zamanı ne zamandır?

  Cevap:

Evlilik zamanı, “Cinsel Ergenliğin” ve “Akli Ergenliğin”[1] istenilen kemale ulaştığı zamandır. (Kemalden amaç; insanın ulaşabileceği en üstün kemal noktası değildir. Çünkü bu noktaya ulaşmak özellikle “Akli Ergenlikte” çok uzak ve zordur. Gayemiz genelde herkesçe bilinen kemal noktasıdır.)

  Bazıları şöyle diyorlar: “İslam’da erkekler için evlilik yaşı on beş, kızlar için ise dokuz dur.” Fakat bu söz doğru değildir. İslam’da böyle bir hüküm yoktur. İslam fıtrat dinidir. İslam’da insanın fıtratına zıt ve ters düşen bir hüküm olmaz. Evlilik için İslam’ın hükmü, “Buluğa”  erişmektir. Yani; “Olgunlaşmak-yetişmek” tir. Peygamber efendimizin (s.a.a) buyurduğu gibi; Meyvenin buluğa ermesi onun yetişmesidir.

  Evet; İslam’ın bu konuda belirlediği teşrii kanun budur. Şöyle ki; evlilik “Tekitli Müstehaptır.”(Geçen bölümde, evliliğin fazileti hakkında kısaca bahsettik.) Fakat bu ihtiyaç, ne zamanki baş kaldırarak tuğyan etmeye başlar ve insanı harama sürüklerse işte o zaman “Evlilik” vacip,  onu geciktirmekse haram olur. Aslında bu teşrii kanun da tekvini kanundan kaynaklamaktadır. Yani; insan buluğa ulaştığı zaman evlilik müstehaptır.  Fakat cinsel dürtü azdığı ve günah söz konusu olduğu zaman vacip olur.

İnsan buluğa erdiğinde (yukarıda açıkladığımız şekliyle) evlilik zamanı gelmiştir demektir. Bu durumda evliliği geciktirmek kesinlikle doğru değildir. Aynı şekilde insanın buluğa ermediği halde evlenme konusunda acele etmesi de sahih değildir. Yetişmemiş ve olgunlaşmamış meyve gibi…

  İnsan, ne zaman ki içinden böyle fıtri ve içgüdüye dayalı “isteğin” sesini işitirse, işte o zaman evlilik zamanı gelmiştir demektir. Herkes bu isteği ve sesi içinden en güzel şekilde duyabilir.

evlenmek

  Elbette insanda olan fıtrat gücünün, bazı faktörlerden dolayı korkmamış ve hastalanmamış olması gerekir. Eğer korkmuş ve hastalanmışsa, vaktinde iyi bir şekilde seslenmeyebilir. Bu durum korkmuş veya hastalanmış insanın iştahının kapanması gibidir. Zira böyle bir anda insan, doğal durumunun dışına çıkmıştır. Eğer bu içsel ihtiyaç ve güç kendini göstermek istediği ve şöyle dediği zaman: “Ben artık olgunlaştım ve eş istiyorum” insanın içinde gizlenmiş bir takım faktörler de bunun karşısında baş kaldırıp şöyle dediğinde: “Evim, param, çeyizim yok, henüz diplomamı almadım, evlilik merasimini karışlayacak gücüm yok, toplum bu yaşta evlenmeyi hoş görmüyor; ailevi konumum, gelenek ve göreneklerimiz böyle bir evliliği istemiyor; parası, evi, arabası olan birisi henüz beni istemeye gelmedi; zengin bir kız bulamadım, eşin de kendine göre harcamaları var, yarın çoluk çocuk sahibi olacağım onların da bir sürü giderleri olacak, zengin misafirleri nasıl ağırlayacağım? vs …” böyle bir durumda zavallının (İçsel İhtiyaç Ve Sesin) geri adım atmasından başka çaresi olmadığı malumdur.

  Veya genç (erkek veya kız) mastürbasyon, fuhuş ve başıboşluk gibi yanlış yollara sürüklenirse, fıtri ve içgüdüye dayalı ses ayaklar altında çiğnenmiş demektir. Artık ondan “Doğru Ses” ile seslenmesini beklemek yanlış olur.

Yılmış bir genç şöyle diyor: “…Birkaç yıldır istimna (mastürbasyon) ediyorum. Şimdi benim için bir eş almışlar. Onu sevmiyorum. Ondan zevk almam mümkün değil. Henüz dahi istimna ediyorum. İstimna etmeyi eşimle cinsel ilişkiye girmeğe tercih ediyorum…” işte buna hasta fıtrat denir! Artık böyle bir insan fıtratının tabii-doğal sesini duyamaz. Daha doğrusu artık ses diye bir şey de kalmamıştır.


[1]- Amaç; insanın şer’i hükümleri yerine getirmesi gerektiği “Şer’i ergenlik’ değildir.

Ne Zaman Evlenmeliyiz? 1

Evlilikte Fakirlik 3

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)