• Nombre de visites :
  • 2528
  • 18/4/2010
  • Date :

Sevginin Saf Kaynağı 

sevgi

  Rahmeten lil-Âlemin” (Âlemlere Rahmet) olan Yüce Sevgili Resûl-i Ekrem (S.A.) ve Ehl-i Beyt'i bizim için en büyük ni'met değil mi? Bu ni'met; bizim Dünyâ ve Âhiret saadetimiz için değil mi? Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen / kırk yıl orda durursa kendi dolası değil! Aynı şiirde Yunus bu uyarıyı da yapıyor. Yunus da bu ülkeye bir ni'met değil mi?

- Ni'met gibi dinsel söylemleri bırak! (Merhume) Ni'met Abla gişesi mi bu? Hiç değilse Yunus bu ülkede dinsel karanlığa karşın, ilericilere vurmuş piyangodur diyiversene!

  -Aynı şiirde Yunus senin gibilerin böyle diyeceğini de hesaba katarak “Yaratdı Hakk Dünyayı Peygamber dostluğuna” diyor. Senin anlayacağın, Yaradış'ın amacı Sevgidir ve Resûl-i Ekrem'e (S.A.) yönelip bütün sevgililere de o odaktan, o noktadan yayılan, Sevgi dairesine dâhil olan herkesi kapsamına alan sevgidir.

  Şairler, diğer ve günümüze daha uygun bir deyişle edebiyatçıların çoğunluğu, doğru olmayan şeyler de söylerler. (Şuara Suresi). Böyle olmayanlar da vardır. Bunlar; Sevgi'nin edebiyat alanına da hâkim olduğunu, olması gerektiğini bilirler. Yunus gibi. Bunun için de “Sakıngıl! Yârin gönlü sırçadır sımayasın! (kırmayasın!) sırça sındıktan geri bütün olası değil!” öğütüne uyar ve başkalarını da uyur iken uyarırlar.

  Nedim Gürsel daha “uyur idik” diyenlerden! Uyuyan sayıklar. Gerçeğe uymayan şeyler söyler. Kitabı karıştırdım ve benim inceleme gerekçesiyle dahi almamın caiz olmadığı, şeâmet getirici kitaplardan olduğunu, yirmi yıl önce ingilizce yayımlanan bir korkunç kitap kadar olmasa da, benim ne zevkıme, ne de inancıma uygun olduğunu gördüm. Siz de benim gibi yapın ey Azizan! Okumayın veya eleştirin! Ancak, zinhar dolduruşa gelmeyin!

“Rahmeten lil-Âlemin” (Âlemlere Rahmet) olan Yüce Sevgili Resûl-i Ekrem (S.A.) ve Ehl-i Beyt'i bizim için en büyük ni'met değil mi? Bu ni'met; bizim Dünyâ ve Âhiret saadetimiz için değil mi? Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen / kırk yıl orda durursa kendi dolası değil! Aynı şiirde Yunus bu uyarıyı da yapıyor. Yunus da bu ülkeye bir ni'met değil mi?

  - Ni'met gibi dinsel söylemleri bırak! (Merhume) Ni'met Abla gişesi mi bu? Hiç değilse Yunus bu ülkede dinsel karanlığa karşın, ilericilere vurmuş piyangodur diyiversene!

-Aynı şiirde Yunus senin gibilerin böyle diyeceğini de hesaba katarak “Yaratdı Hakk Dünyayı Peygamber dostluğuna” diyor. Senin anlayacağın, Yaradış'ın amacı Sevgidir ve Resûl-i Ekrem'e (S.A.) yönelip bütün sevgililere de o odaktan, o noktadan yayılan, Sevgi dairesine dâhil olan herkesi kapsamına alan sevgidir.

sevgi

  Ey Azizan! Ko gülen gülsün, ko sayıklayan sayıklasın, Hak bizim olsun! Zinhar dolduruşa gelmeyin! Sevgi dairesinin dışında kalmamaya, sevgi akımının bizim sadrımızda kesilmemesine dikkat edelim! İşin özü budur! Sevgi akımının kesilmesi, aklımızı da bu kesilmeden sonra “şeytanet” kılar. Şeytanet sahipleri “deha” sayılır. Emir-ul- mü'minin bu konuda bizi uyarmıştı. (Nehc-ul-belâge). Dinliyor muyuz? Heyhat! Böyle olunca da , ömründe Sevgi dairesine girmemiş olanlar, girmemiş olduğu halde meselâ “kadınlara karşı saygımız sevgimiz sonsuz, dini ne olursa olsun insanlara karşı sevgimiz sonsuz, buna karşın, türbanlılara, hristiyanlara, müslümanlara karşı devrimci kin ve nefretimiz sonsuz” diyenlerle, yanlış bağlantı kurduğu halde kendisini Sevgi dairesine dahil sayanlar ve Sevgi dairesine bir an dahil olmuş iken, ardından gelen “kısa devre”yle dışarıda kaldıklarının farkında olmayanlar; “şeytanet ve gaflet kardeşliği” akdedebilirler. “Şeytanet ve gaflet ittifakları” biribiriyle boğuşur, Hakk bir bütündür ve biribiriyle karşı karşıya gelmez. Esasen “Vahdet”de “ikilik”, “tefrika” olması muhâldir.

 - “İslâm Sevgi dinidir” sözü başlıbaşına Hristiyanlıktan bir aşırma, kocaman bir uydurmadır!

  -Öyle değildir ey sevimli salak! Sevgi dairesine dahil olmak insanın yaradılış amacıdır. Kur'an-ı Kerim'de bu apaçık belirtilmemiş mi? Allah'ın “Habîb” ismiyle (Cevşen-i Kebir), Resûl-i Ekrem'in (S.A) de “Habîbullah” olması, bu Sevgi devresine işaret etmiyor mu? (Âl-i İmrân, 3/31). Yine Cevşen-i Kebir'de “Yâ Ehabbe min küll-i habib!” (Ey bütün Sevgililerden en çok sevileni, sevgililerin en yücesi, Sevgi'nin rabbi olan!) münâcâtı yok mu?

  -Bana, bize İslâm'ı öğretmeye kalkışaraktan lâiklik ilkesini çiğnediğinin farkında değil misin? İslâm'a saygımız sonsuz, İslâm'ı acımasızca eleştirenlere, hatta aşağılayanlara da sevgimiz saygımız sonsuz, ancak İslâm'ı senin üslûbunla övmek, Sevgi dini filân gibi söylemlere başvurmak, senin İslâm kılığında gizli bir misyoner olduğunu, Patrikhane'nin “egemenik”liğini, Rühban Okulu'nun beş yıldızlı uluslarası bir otele veya ulusalcılar ocağına dönüşmemesi gerektiğini savunduğunu açıkçana ortaya koyuyor. Çanakkale geçilmez! Vatan bölünmez! Lozan delinmez! Ölenle Ölünmez!

Ey Azizan! Gözümüz NewYork veya Londra Borsası'nda değil, gönül gözümüz “gül alırlar gül satarlar / gülden terazi tutarlar” pazarında olsun! Ancak, bu pazarın önünde de nice madrabaz, düzenbaz, hokkabaz, perendebaz kaynaşır.

  Bunlar, Ebu Cehl karpuzuna “gül” adını takarak bu pazara alışverişe gelenleri aldatırlar: -İçeriye girip yüksek bedelle aldatılmak istemezseniz, işte bizden uzak Doğu gülü, veya Amerikan belgeli bu esas gülleri alın! Vatandaş, az önce ünlü İslâm bilgini Hacı Çağdaş Özşaşkın bi düzine aldı!

  Yunus'un uyarısını unutmayalım: -Sakıngıl! Yârin gönlü sırçadır sımayasın! Sevgi devresinden çıkmayalım! “Kısa devre” sonucu çıksak dahi, yüz kerre de çıkmış olsak yine girelim! Sevgisiz Kadınlar Günü'nün ne anlamı var? Sevgisizlik, Sevgilisizlik demektir. Allah korusun! Fâtıma'sız Kadınlar Günü'nü n'eyleyeyim?

 Prof. Hüseyin Hatemi 


Dostun gülü

Sevgi ve Tedavi

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)