• Nombre de visites :
  • 1331
  • 8/4/2010
  • Date :

ŞEHİDİN KUTSALLIĞI

şehit

  İster Müslüman, ister gayri Müslim olsun, bütün dünya halkının, bilhassa hakiki Müslümanların örf ve inançlarında bazı kelime ve terimlerin oldukça mühim azamet, hürmet ve hatta kutsallıkları vardır.

  "Alim, filozof, muhteri, kahraman, muslih, müçtehit, üstat, talebe, âbid, mü’min, mücahid, muhacir, iyilikleri emredici kişi, veli, imam, Peygamber" gibi kelimelerin bazıları halk, bazıları hakiki Müslüman, bir kısmı ise İslâm dilinde, örf ve inançlarında; azamet, saygı değerlik ve bilhassa kutsallık taşırlar.

Hiç şüphe yok ki kelimeler, söyleniş bakımından değil, anlamlan dolayısıyla bu mazhariyeti yani kutsallığı kazanmışlardır.

Kutsallık, bütün insanlarca veya belli bir ekolün insanî veya felsefî bahislerinde mevzu bahis edilmesi beşerin psikolojisinde derin mana oluşturmasındandır.

  İslâm'da ise "Şehîd", kendine has kutsallığıyla mana taşıyan bir kelimedir. İslâmi mefhumlara aşinalığı olan kimse İslâm örfünce şehidin nurla halelenmiş bir kelime olduğunu rahatça hissedebilir.

  Şehîd, bütün ananelerce kutsal ve azametli olarak kabul edilmekle beraber, her ananenin kendine göre değerlendirmesi kaçınılmazdır. Biz ise ananevi değerlendirmele­ri bir kenara bırakarak, İslami mefhumların bu kelimeye verdiği değeri ele alacağız.

  İslâm, kendine has bazı ölçülerle herhangi bir kimsenin "ŞEHADET" makamına erişmiş olmasını büyük bir lütuf olarak değerlendirmiştir. Yeter ki bu kimse hakikatte yüce İslami hedef ve beşeri kıymetlerin seçkin yollan uğruna canını feda etsin... Böylece insanın erişebileceği en yüce derece ve makama, kendi ebedi saadet yolculuğuna nail olacak istikamete yönelmiş olsun.

şehit

  Şüheda hakkında, Kur'an-ı Kerim'in kullandığı tabir ve manalar ile hadislerde nakledilen tabirler ve İslâm rivayetleri, İslâm mantığını tanımağa yettiği gibi, bu kelimelerin Müslümanların ananelerindeki kutsallığı bulmanın sebebini de ortaya koymağa yeter.

ŞEHİD'İN VEFAKÂRLIĞI HAKKINDA

  Kur'an-ı Kerim şehidin vefakârlığı hakkındaki mevzuda şöyle buyuruyor:

"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler ama siz farkında olmazsınız "(Bakara/154)

  İslâm’da bir şahsın makamı ve gördüğü iş yüceltilmek istenirse, o şahsın makamı şehîd makamıyla, gördüğü iş şahadet ecriyle müsavi tutulurdu. Şöyle ki: Allah (c.c) yolunda, O'na yaklaşma, hakikati bulma veya hizmet için ilim peşinde koşan bir kimse bunu kendi geçimine vasıta kılmamak kaydıyla tahsil eder de bu talebelik ve ilim arayıp bulma esnasında vefat ederse, böyle bir kimseye "şehîd olarak dünyadan gitti" denir.

  Bu kutsallık tabiri ve makam ululuğu ilim peşinde koşana layık görülmüştür. Aynı şekilde ailesinin geçim ve idaresi için kendisini bir sürü zorluklara atarak iş yapıp zahmet çeken  İslâmiyet iş yapmayı ve çalışmayı farz bilip, başkalarına yük olanların karşısında olduğundan kişiye "Allah yolunda mücâhiddir" denir.

Kaynak: Şehid- Mutahhari


Şehidler Kafilesi

Şehadet ve şehitlerimiz

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)