• Nombre de visites :
  • 1458
  • 9/3/2010
  • Date :

Düşmanı Tanıma Yöntemi   1

gül

Bismillahirrahmanirrahim

  Şüphesiz her ideoloji ve mektebin muhalifleri ve düşmanları vardır. Bu muhalefet ve düşmanlık çeşitli şekillerde ve çeşitli tarzlarla uygulanmaya konulmaktadır. İslam düşmanları, İslam’ın ortaya çıkışından bugüne kadar muhtelif tarzlarda düşmanlıklarını bazen savaşarak, bazen de gizli bir şekilde bu dindenmiş gibi görünerek dine büyük darbeler vurmuşlardır. Bu darbelerin bütün boyutuyla burada zikredilmesi yazımızın hedefi değildir. Ama bu darbelerin sonucunun nasıl sonuçlar doğurduğu herkesçe malumdur. Müslümanların çeşitli mezheplere, çeşitli fırkalara, bölünmelere ve parçalanmalarla darmadağın olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Asıl düşmanlarını bırakıp birbirine düşmanca bakmaları ve bu konuda birbirlerini tekfir etmeleri ve bid’at ehli bilmeleri asıl düşmanın tanınmaması ve tanıtılmamasıdır. Bu yazımızda Tahranın geçici Cuma İmamı Ayetullah Ahmet Hateminin bu konuyla ilgili tespitlerinden yararlanarak İmam Ali(as) ve Düşmanı Tanıma konusunu işlemeye çalışacağım.

İmamı Ali(a.s)siresinin en hassas ve mühim konularından biri O hazretin düşmanlarıyla olan ilişki ve münasebet tarzıdır.

Bu konu bizler için hem düşmanı tanıma cihetinden hem de düşmanla olan karşılaşmadaki tavır ve yöntemi öğretmek açısından önemlidir. Hz. Ali(a.s )öyle bir düşmanla karşı karşıyaydı ki Peygamber(s.a.v)bu tür düşmanla karşılaşmamıştı.

gül

  Peygamber(s.a.v) öyle birileriyle karşılaşmıştı ki söz ve davranışlarıyla “yaşasın putlarımız”diyorlardı. Ama İmamı Ali(a.s) öyle bir grupla karşılaşmıştı ki, bu grubun İslam’a hizmet etmede parlak geçmişleri vardı. İbadet ehliydiler, Kuran okurlardı ve gecelerini ibadetle geçirirlerdi. Bu topluluk buna rağmen İslam’ın gerçek ruhundan habersizlerdi. Bu tür düşünce ve inanç tarzı, ilahi adaletin yayılması için uğraş veren İmam Ali(a.s)’in  hükümetine karşı çıkma ve kıyam etme ortamını oluşturmaktaydılar. İmamı Ali(a.s) gerçekte gizli nifakla karşı karşıyaydı. Bu sınıf düşmanla karşı karşıya gelmenin aleni ve aşikâr küfürden daha zor olduğu besbellidir. Bu esas üzere İmamı Ali(a.s) bu tip düşmanla karşılaşmasını kendine has bir övünç bilerek bu konuda şöyle buyuruyor:

Ey insanlar! Fitnenin gözünü ben kör ettim, dalgalar halinde yayılan karanlığa, azgınlaşan kudurganlığına benden başka kimse dalamazdı.(Hutbe:93)

  İmamı Ali(a.s)in takriben beş yıl süren hükümeti, üç muhalif grupla karşı karşıya gelmişti:

 1-Makam ve mevki düşkünleri, Bu grup, İmama (a.s)biat edenlerin ön saflarında bulunmaktaydılar, sebebi ise bu yolla peşinde oldukları makam, mevki ve dünya perestliklerine ulaşmak istiyorlardı. İmamı Ali(a.s) hükümete ulaştıktan sonra ilahi değerleri, kokuşmuş cahiliyet değerlerinin yerine yerleştirdi. O hazretin hükümetinden ümitlerini kesenler, İmam’a muhalefete başladılar. İmamı Ali(a.s)in İslami hükümetine karşı savaş açarak ayaklandılar. Bu grub İslam tarihinde “Nakisin” (ahid ve biatlerini bozanlar) olarak adlandırılmıştır.

BÜLENT AYYILDIZ


Müminlerin Emiri Hz. Ali

MİHRAB ŞEHİDİ İMAM ALİ (a.s)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)