• Nombre de visites :
  • 2229
  • 21/2/2010
  • Date :

Emanet 3

gül

  Günümüzde kendilerini Müslüman olarak tanımlayanların büyük bir çoğunluğunun emanete uygun yaşadıklarını söyleyebilmek oldukça zordur. Peygamber efendimizin söylediği söylenen şu hadis günümüzde çoğu Müslüman'ın(!) yaşamıyla bire bir örtüşmektedir: "Münafığın göstergesi üçtür: emanete ihanet etmek, konuştuğu zaman yalan söylemek, söz verdiği zaman sözünde durmamak." Yani bu üç özellik kimde varsa o münafık sayılmaktadır. Bu tespit Müslüman'ın bütün hayatını kuşatacak derecede çok önemli bir anlama sahiptir. Öyle ki, bir Müslüman'ın inancı ve ibadeti kendisinde emin olmayı, sözünde durmayı ve dürüst olmayı gerçekleştirmiyorsa o inancın ve ibadetin bir değeri olduğundan söz etmek oldukça zordur. Zira din adına insandan inanması ve uyması istenen kural ve ibadetlerin amacı bu üç özelliğe sahip bir mümin tipi gerçekleştirmektir. Bu nedenle, bu üç özelliği taşımayan bir kimsenin başta namaz, oruç, hac gibi temel ibadetler olmak üzere diğer ibadetleri yapıyor olmasının çok fazla bir değeri yoktur.

Müslüman, emanete ihanet etmeyen, söz verdiği zaman sözünde duran, konuştuğu zaman doğruyu söyleyen kimse demektir.

  Sahip olduğu şeylerin aslında kedisine ait olmadığının bilincinde olan bir kimse, dünya hayatını yalnızca bir oyun ve eğlence olarak görmez. Dünya hayatının geçici nimetleri için ebedi hayatın kalıcı nimetlerini feda etmez.

Peygamber efendimiz(sav) veda hutbesinde: "Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sıkıya sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın Kitabı Kur'an'dır." diyerek; Kur'an'ı bize emanet olarak bıraktığını söylemektedir. Emanetten maksat onun hükümlerine tabi olmamızın istenmesidir. Her kim Kur'an'ın hükümlerine Peygamber efendimizin tabi olduğu şekilde(sünnet) uymazsa emanete ihanet etmiş sayılır.

İnsan sahip olduğu bir şeyi kendisi için ifade ettiği kıymete göre korur. Bir şey onun için ne kadar kıymetliyse onu korumaya da o oranda dikkat eder.

  Emaneti korumada gösterilecek hassasiyet de ona verilen değerle orantılıdır. Diğer bir deyimle, emanete ne kadar önem veriliyorsa o oranda da sahip çıkılır. Bu önem ve bağlılık aynı zamanda "imanın" derecesine göre değişmektedir. Bu insanın samimiyetinin bir göstergesidir. Bir mü'min emaneti korumak için başta canı ve malı olmak üzere her şeyini seve seve feda eder. Cahili toplumlarda dahi emanet olarak nitelenen şeylerin korunmasına çok büyük önem verilir. Emaneti korumak için verilen mücadele yiğitlik ve kahramanlık olarak görülür.

Emanetin Sahibi Allah'tır. Allah emanetini amacına uygun olarak koruyanları, emanetine sahip çıkanları koruyup sahip çıkacaktır. Can, din, mal, nesil ve akıl önemli emanetlerdendir. Bunların korunması konusunda önemlerine denk bir titizliğin gösterilmesi aktif hayatın güven ve emniyet içinde olmasını sağlayacaktır. Bu emanetleri korumada gösterilecek zaaf aktif hayatın "fitne"nin hakimiyetine geçmesine neden olacaktır.

  İnsanın emanete ihanet etmesine neden olan şeylerin başında Kur'an'ın "fitne" olarak tanımladığı şeyler gelmektedir. Fitne en genel anlamıyla insanın kendisiyle imtihan edildiği şey demektir. Dini ve kulluğu Allah'a has kılmak konusunda engel teşkil eden her şey fitnedir. Fitneye tabi olmak emanete ihanet etmek demektir. İnsanın yeryüzündeki görevini yapmaması, sorumluluklarından kaçınması Allah'a ve Rasulü’ne ihanettir.

"Ey iman edenler, Allah'a ve Rasulü'ne hainlik etmeyin. Yoksa bile bile emanetinize hainlik etmiş olursunuz" (Enfal 27)


Emanet 2

Emanet 1

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)